2 ekim, 2013.
Sevgili Mera, umutsuz rüzgarların ardına sığındığımın, sonsuz bir kaybedişin içinde sıkıştığımın bilincindeyim. Ne kadar kabul etmek istemesem, reddetsem de desteğe ihtiyacım olduğunun farkındayım ve işin sonu sürekli senin kapına çıkar çünkü bizi bizden başka kimse anlamaz. Eşcinsel bireylerin kabul edildiği bir toplumda bile aşağılanır, kirli gözlerle bakılırız. Kendimizi, bedenimizde yaşatamadık diye hep bir adım geride kaldık. Güzel kadın, sen bu dünyaya sesini duyurabilecek, herkesi kendine aşık edebilecek birisin aslında. Ama trans olduğun öğrenilince herkes senden vazgeçer, fanların çekip gider ve kimse sana asla eskiden olduğu gibi davranmaz. Bunu biliyorum, herkesle aynı olmadığımızı, herkesle aynı düşünceleri paylaşamayacağımızı, aynaya baktığımızda kendimizi göremeyeceğimizi.... Biliyorum ve en çok bunlar yakıyor canımı. Ne kadar normal gözüksek de, her farklıyız. Hep tek başımızayız.
Yakın gelecekte tüm bunlara dayanamayacağım. Tüm bunlarla karşı karşıya kalamayacağım. Hayatımın en güzel üç yılını geride bırakıp, cehenneme gideceğim. Kendi isteğimle yapacağım bunu, öldürülmeden, yakılmadan, dövülerek sakat bırakılmadan. Acı çekmektense, kendimi asmayı seçeceğim. Kanatlarımın kırık olmasından tüm bunlar, bu yüzden hiçbir zaman bir 'erkek adam' olamadım. Kimsenin istediği olmadım, olmayacağım.
Bal
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kırık ekim rakamları
General Fictionserin sokakların sonunda hep bir kaybediş var. sevdiğim öykülerin yazarları acı içinde. kadınların gözleri ağlamaktan güzelleşmiş. ekim ayının izmarit kokan kaldırımlarında, hala sayılar yazılı. sevgili mera, ellerimden tutman için kalan birkaç gün...