Evin terasında oturmuş eşsiz deniz manzarasını izlerlerken, 'Sophie istersen her günümüz böyle olabilir' dedi Enzo.
Sophie dönüp ona dikkatle baktı. 'Bu da ne demek?' diye sordu. Resitale yalnızca birkaç gün kalmıştı ve yakın zamanda Amerika'ya geri dönmeleri gerekiyordu.
'İstersen burada yaşarız ve her günümüz böyle geçer. Hem burayı sevdiğini söyledin' dedi Enzo.
'Ama biz Amerika'da yaşıyoruz Enzo' dedi Sophie şaşkınlıkla.
'Bundan sonra burada yaşayalım ikimiz' dedi Enzo gözlerini Sophie'a dikerek.
Sophie onun ne yapmak istediğini anladı. Aldatılmıştı ve bu his tüm yüreğini yakıyordu. 'Başından beri bunu planlıyordun. En başından beni bırakmaya niyetin yoktu. Tüm bunları sen bilerek yaptın. Senin için benim fikirlerimin hiçbir önemi yok' dedi Sophie öfkeyle.
'Bunu senin için yaptım. Bizim için. O adamlar peşini bırakmayacaktı. Bunu anla. Seni korkutmak, endişelendirmek istedim. Senden bunu gizledim ama gerçek bu. Artık normal bir hayatın olamaz. Her zaman saklanmak zorundasın' dedi Enzo.
'Hayır saklanmak zorunda değilim. Bunu yapmayacağım. Asla. Beni burada tutmaya hakkın yok. Benimle ilgili kararlar alamazsın. Beni duydun mu?' dedi Sophie sesi titreyerek. Tüm bunlar, yaşananlar ona ağır gelmeye başlamıştı artık.
'Üzgünüm olan her şey için. Tüm yaşadıkların için. Ama olanları değiştiremem. Sen yanlış yerde yanlış zamanda bulunan masum bir kurbandın sadece. Ama sen görgü tanığıydın. Masum olman bir şeyi değiştirmezdi. Seni öldürmeliydim ama yapamadım. İşte o adamlar bu yüzden senin peşindeler. Çünkü biliyorlar seni neden öldürmediğimi. Eğer seni ele geçirirlerse benim de peşinden geleceğimin farkındalar. Beni böyle ele geçireceklerini biliyorlar. Seni ölüme mahkum ettim. Hepsi benim yüzümden. Ama seni koruyacağum. Ne pahasına olursa olsun' dedi Enzo karalı bir sesle.
'Peki beni kendinden koruyabilir misin?' dedi Sophie. Sonra ekledi. 'Bana bir bak. Neler yaşadığıma bak. Artık seni istemiyorum. Burada kalmayacağı. Bana hükmedemezsin. Hayatıma devam edeceğim sen olmadan. Bana engel olamayacaksın' dedi Sophie. Ardından koşmaya başladı. Evden, ondan olabildiğince uzağa kaçmak istiyordu. Tüm bu olanlardan, yaşananlardan kurtulmak istiyordu. Nefesi kesilene ayakları onu taşıyamayacak hale gelene kadar koştu. Sonra sahilde kumların arasına oturdu. Göz yaşları akarken, kollarını kendine sardı. Kader gözlerinden akıp, kalbine ulaşıncaya kadar ağladı.
Orada ne kadar otudu bilmiyordu. Bir süre sonra yalnız olmadığını fark etti. Enzo tam önünde durdu. Eğilerek yüzünü Sophie'nın yüzünün hizasına getirdi. Dudaklarını yüzünde gezdirirken 'Üzgünüm' diye fısıldadı.
Sophie cevap vermeyince devam etti. 'Her şeye ben sebep oldum. Bunu biliyorum. Ama senden vazgeçemem. Karanlıkta geçen bunca yıldan sonra, bulduğum ışığı kimseye veremem. Ama haklısın. Beni affet. Seni hem kendimden hem de onlardan koruyacağım. Söz veriyorum' dedi Enzo. Dudakları Sophie'nın dudaklarına gelince, Sophie yüzünü çevirdi. 'Beni hiç anlamıyorsun değil mi? Benim hakkımda her şeyi bildiğini sanıyorsun. Bu resital için ne kadar çalıştığımı biliyor musun? Her şeyden öte benim için önemini bile bilmiyorsun'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİN KOLLARINDA
ChickLitBugün bir adamla tanıştım. Bir katille. Soğuk kanlı bir katil. Bana bakan kapkara gözleri vaatlerle doluydu. Bir daha karşılaşacağımıza dair. Adını söylerken yeminler ediyordu sanki. Bir sonraki hedefi bendim. Bunu biliyordum ve korkmuyordum. Bugün...