03

1.5K 262 509
                                    

Okula yetişemediğim için koşuyordum.

Dün gece geç yattığım için sabah da geç uyanmıştım. Ödevler, projeler, sözlüler için ezber derken akşam da yemek yiyememiştim ve geç uyandığım için kahvaltı da edememiştim. Açlıktan yolun ortasında bayılırsam şaşırmazdım.

Koştuğumdan dolayı sırtımdaki çanta dirseklerime kadar düşmüştü fakat umursamadan koşmaya devam ettim.

Otobüs durağının önüne geldiğimde durdum ve nefes almak için eğildim. Karnımın yan tarafları sanki çekiçle vurmuşum gibi ağrıyordu.

Duraktaki tüm oturaklar doluydu. İçimden şansıma söverek kenara geçtim.

Dirseklerimden ellerime kadar düşen çantayı elime aldım ve küçük gözünün fermuarını açtım. İçinden otobüs kartımı çıkardım.

Sövdüğüm şansım üzülmüş olacak ki bu sefer bana güldü. Otobüs gelmişti. Sevinerek otobüse bindiğimde şansımın bana ağzıyla değil, başka bir taraflarıyla güldüğünü fark ettim.

Otobüs neden bu kadar kalabalıktı?

Benim arkamdan bir sürü insan daha bindiğinde otobüsün içindeki mırıldanmalar arttı.

"Otobüs değil mahşer yeri mübarek." Diyordu en öndeki koltuğa kurulan gözlüklü teyze.

"Kim o deodorant banyosu yapan?" Bunun cevabını ben de merak ediyordum.

"Ay benim içim daraldı. Bir nefesim kesildi. Fenalık geldi." Dedi hamile olduğunu düşündüğüm bir kadın.

Yanındaki adam gülümseyerek bir elini kadının beline sardı, diğer elini de karnına koydu. "Sevgilim," dedi kadına bakarak. "İyi misin? Değilsen inelim."

Kadın yüzünü adama döndü ve o da gülümsedi. Karnının üzerinde duran eli tuttu.

"İnmeyelim. Durağa az kaldı zaten."

Adam tekrar gülümsedi ve önüne döndü. Selin bunları görse "Yaaa yerim şunlara bak. Sonra da kusarım. Çok klişeler." Derdi. Bu aklıma geldiğinde gülümsemeden edemedim. Selin'i iki gündür görmüyordum. Bizim için iki gün çok büyük bir süreydi.

Selin geçen yıl okulumuza gelmişti. Uzun yıllardır süren bir arkadaşlığımız yoktu ama en iyi arkadaşım oydu. İki yıldır her anımdaydı ve bundan çok mutluydum.

Ben bunları düşünürken telefonuma mesaj geldiğini bildiren ses kulağıma ulaştı. Elimi montumun cebine atıp telefonu çıkardım.

05**: Seninle o çift gibi olabiliriz.

05**: Ama önce evlenmemiz gerek.

05**: Evlenmeden olmaz.

Gözlerimi devirdim.

Telefonu kapatıp cebime koyacağım sırada bir bildirim daha düştü ekranıma.

05**: Neden gördüğün hâlde cevap vermiyorsun?

05**: Yoksa bende gönlün yok mu?

Amacı neydi bilmiyordum ama bir an önce isteğini eline verip peşimi bırakmasını istiyordum.

Okyanus: Annem beni sana vermez be Ferhat.

Onun amacı benimle dalga geçmekti. Başka ne olabilirdi ki? O benimle dalga geçiyorsa ben de onunla geçebilirdim.

05**: Oha

05**: Cevap yazdın.

05**: Oha oha oha oha

okyanus |texting, tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin