Pek tanıdık olmayan bir elin saçlarıma dokunmasıyla uyandım. Gözlerimi açtığımda ellerini çekip hızlıca ayağa kalkan Buğraydı. "Saçlarımı mı okşuyordun ?" diyerek sordum şaşkın bir şekilde ona bakarak.
" Hayır okşamıyordum böcek vardı" dedi sakin bir ses tonuyla. Hah ! Böcekmiş seni yalancı seni. Verdiği cevaba karşı kısa bir kahkaha patlattım. Elinden böcek falan attığını görmedim. Resmen saçlarımı okşadı hem öyle olmasa bile ben buna inanmak istiyordum beynimede karışamaz ya.Uykunun verdiği etkiyle baygın bir şekilde etrafa bakarken şuan üzerinde oturduğum yatağa baktım. Ben ne ara yatağa yatmıştım ki ? En son Buğraya bakıyordum onun uyurken masum olan görüntüsündeydi gözlerim. Daha fazla merakımı içimde bırakmayıp Buğraya sorumu yönelttim. "Beni yatağa sen mi yatırdın? Ne zaman ? " elindeki su bardağını yavaşça masaya bırakıp " Ben yatırdım göğsümün üstünde uyuya kalmıştın. " dedi arkası halâ bana dönük bir şekilde. Ben şimdi Buğranın göğsünün üstünde mi uyumuştum ?! Utanma vakti Arya. Kanlar tekrardan aynı şekilde yanaklarıma hücum etmeye başlamıştı. Hafif hafif terlediğimin farkındaydım fakat bunu ona belli ederek utandığımı düşünmesini hiç istemem.
Yataktan kalkıp yan tarafta bulunan küçük lavaboya doğru ilerledim. Musluğu açıp elimi yüzümü güzelce yıkadım. Eve gitmem gerekiyordu berbat bir haldeydim. Dünkü tuhaf barda üstüme sinen sigara kokusunu halâ burnuma geliyordu. Saçlarımda darma dağındı. Aramı dönüp deponun içine göz gezdirdikten sonra Buğranın burada olmadığını farkettim. Kapıya doğru ilerleyip dışarı çıktığımda elindeki sigaranın zehirli dumanını ciğerlerine çeken Buğrayı gördüm. Yanına yaklaşıp " beni eve götürür müsün " dedim. Hiç birşey demeyip sigarayı tekrar dudaklarına götürüp dumanı dışarı üfledi. Hem onu izleyip hemde cevap vermesini beklerken cevap vermeyip sigarasını yere attıktan sonra üstüne basıp söndürdü.
Arkasını dönüp yürümeye başlayınca bende onu takip ettim. Deponun arkasına geçtiğimde arabasının önünde durmuş kapıyı açmıştı. Sürücü koltuğuna geçtiğinde ben halâ arabanın arkasında durmuş onu izliyordum. "Eve gitmek istediğini sanıyordum" camı açmış bir kolunu camdan dışarı sarkıtmış bana bakıyordu. Dalgınlığımın farkına vararak arabanın sağ tarafina geçip kapıyı açtım ve yolcu koltuğuna oturdum. Arabayı çalıştırıp evime doğru yol aldık. Yol boyunca sessizliği korumuştuk. Evimin önüne geldiğimizde arabayı durdurdu. Çıkmak için kapının koluna uzanırken bileğimden tuttu. "Yarım saat sonra seni almaya geleceğim işimiz var" dedikten sonra bileğimi bıraktı. Gözlerimi bir süre gözlerinden ayırmadım. Hiçbir şey söylemeden kapıyı açıp arabadan indikten sonra kapıyı kapattım hemen ardından gaza basıp gitti.
Vakit kaybetmeden eve girdim. Anahtarı kapının yanındaki dolaba koyduktan sonra merdivenlere doğru yöneldim. "Arya buraya gel hemen ! " babamın sesini duyduktan sonra yön değiştirip oturma odasına yöneldim. Babam bir bacağını diğer bacağının üstüne koymuş ve ellerini birbirine kenetlemis bana bakıyordu. "Dün neden eve gelmedin? neredeydin? Okuldan neden kaçtın? Ve son olarak ne haltlar karıştırıyorsun? Hemen bunlara cevap istiyorum" bakışlarındaki sinir garipti. Çünkü hem endişeli hemde kızgın gibiydi. Ne söylemem gerektiğini hızlıca düşünmeye başladım ve " arkadaşım cemre hastaydı onun yanında kaldım çünkü tek başına yaşıyor bu yüzden hastayken ona bakmak istedim. Okuldan kaçmamın nedeni de çok bunalmıştım ve son olarak bi haltlar karıştırmıyorum hem noluyor ne zamandan beri bu kadar düşünür oldunuz siz ? Şimdi bittiyse gidiyorum " dedim ve söyleyeceklerini beklemeden odama çıktım. Dolabımdan birkaç birşey aldıktan sonra banyoya girdim. Duş aldıktan sonra banyodan çıkıp üzerime dolaptan çıkardığım kıyafetleri giydim. Saçlarımı hemen düzeltip odamdan çıktım. Mutfağa gidip birseyler atıştırdıktan sonra halâ televizyon izleyen babama gözucuyla bakıp kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giydikten sonra evden çıktım. Dışarı baktığımda Buğra gelmemişti. Bende duvara yaslanıp onu beklemeye başladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/28884145-288-k288252.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Aydınlığa
Teen FictionBir cinayet. İki görgü tanığı. Ve tıpkı kâbuslar gibi bitmek bilmeyen olaylar. Karanlıktan çıkmak istiyorlar ama karanlık üstlerine çökmüş, ruhlarıyla harmanlanıp vahşi bir hayvan gibi kemiriyor zaten tükenmekte olan aydınlığı. Bu hikayede sorulma...