Karanlıktan Aydınlığa

Bölüm 15

Hafta sonunun verdiği mutlulukla uyanırken gecen iki gün aklıma gelmişti. Buğrayla bir grup orta yaşlı ayyaşı kızdırıp motorlardan birini kaçırmıştık sonra ormana gidip biraz sohbet etmiştik. Akşam da beni evime bırakmıştı. Ertesi gün okulda bir kaç tenefüs beraberdik daha sonra işi olduğunu söyleyip okuldan çıkmıştı. Ondan sonraki gün ise okulda yoktu aramıştım ama açmamıştı. En son ard arda atılan mesajlarıma sonunda cevap vermişti " Arya meşgulüm biraz rahat bırak sonra yanına geleceğim ". Hah ! Rahat bırakmış ! Sadece merak etmiştim. Bu arada kuzeyi de pek okulda görmemiştim. Kaan zaten pek sık gelmiyordu okula. Cemreyi de aramıştım fakat o da nerde olduğunu bilmiyordu. Merak ediyordum fakat kafama pek takmamaya çalışıyordum. Nasıl olsa ne olduğunu öğrenecektim. Yavaş adımlarla dolabıma gidip iç çamaşırlarımı aldım ve banyoya gittim. Duş aldıktan sonra üzerimi giyip mutfağa indim. Ben geç uyandığım için herkes kahvaltısını yapmıştı. Bende elime bıçağı ve sebzeleri alarak güzel bir salata yaptım. Meyve suyunu da bardağa doldurup kahvaltımı yemeye başladım.

Kahvaltı faslı bittikten sonra annemle babamı öpüp dışarı çıktım. Alışveriş mağazalarının çok olduğu 5.caddeye doğru ilerledim. Yürürken araba seslerinden rahatsız olmuş kulaklığımı takmıştım. Hafif esen rüzgar arada ufak titreyişlere sebep oluyordu. Gerçi belime gömleğimi bağlamıştım üşürsem belki giyerim diye ama kot şortum ve siyah rambo atletimle belimdeki gömleğin uyumunu bozmayı pek istemiyordum.

5.caddeye geldiğimde ilk gördüğüm yerden içecek aldım ve yürümeye devam ettim. Bir kaç mağaza dolaşıp en sonunda bir kitapçıya girip kitaplara göz attım. En son gözüme çarpan kitabı elime alıp birkaç sayfasını okudum. "Son nefes" adını da çok beğendiğim kitabı alıp ödeme yaparak kitapçıdan çıktım.

Bir kaç mağaza dolaştım pek beğendiğim birşey olmadı sadece takı dükkanında siyah hoş bir bileklik beğendim onu aldım. Boş boş dolaşıyordum insanların arasında. Bir grup serserinin yanından geçerken "Olum Buğra işte şu evlatlık " dediklerini duyduğum anda durdum. Buğra'dan bahsediyorlardı. Hiç tereddüt etmeden çocuklara yaklaşıp " Buğra Uluhan'dan mı bahsediyorsun sen ? " dedim. Ben konuşunca hepsi bana dönüp baktılar. " Evet de sen kimsin ? " dedi esmer çocuk. Elindeki tesbihiyle tam bir serseriydi. "Ne olmuş buğraya bir şey mi oldu? " dedim onun sorusuna cevap vermeden. " Sanane kızım git işine bak " diye sert çıkınca sinirlenip bağırdım "Sana Buğra'ya ne olduğunu sordum söyle gideyim." Ben bağırınca etrafına bakan çocuktan anladığım kadarıyla dikkat çekmek istemiyordu." Dağ evinde plan yapıyorlar diye duydum bir kaç kişiyi çağırmış yanına akşama büyük kavga var anlayacağın ikisinden biri ölür büyük ihtimalle " lafını kesip " dağ evi nerde ? " diye sordum. "Söyleyemem " deyince " bak ben Buğra'nın arkadaşıyım eğer söylemezsen Buğra'yı gördüğümde sizin beni taciz ettiğinizi söylerim o da icabınıza bakar anladınız mı ?!" Kısık sesle söylemiştim kimse duymasın diye. Ben lafımı bitirince esmer çocuğun yanında ki gözlüklü, kısa boylu, mavi gömlekli çocuk konuştu ve adresi verdi. Yanlarından ayrılıp caddede bir taksiye bindim.

Bana verdikleri adrese geldiğimde taksinin parasını ödeyip indim. Yaklaşık yirmi dakika sürmüştü tepe gibi bir yerdeydik. Tam karşımda iki katlı kremit renginde bir ev duruyordu. Adımlarımı hızlandırıp eve yürüdüm. Kapının ziline bastım ama açan olmadı. Bir kere daha bastım ve bu sefer kapıyı esmer hafif kirli sakallı iri yarı bir adam açtı. "Kimsin" dedi sert bir ses tonuyla. " Buğra nerde" dedim. "Burada değil " diyince kenardan geçmeye çalıştım ama adam kollarımdan tuttu. "Çekil burada biliyorum çekil dedim. Nerde o çağırın Buğra ! Buğraaa ! " diye bağırmaya başlayınca adamın arkasından görmek istediğim kişi çıktı. " Burada ne işin var nereden buldun burayı? " dedi. " bir grup serseri konuşurken duydum sordum söylediler hem ne kavgası neden bizle değilde bu yarma adamlarla çalışıyorsun? takım değiştirmişsin belli" deyince ağzımı kapatıp beni içeriye soktu.