Bölüm 1

2.1K 107 374
                                    

İyi veya kötü bir insan olmak, bugün doğum günü olan Kim Taehyung için hala tam bir muammaydı. Her insanın bir korkusu olduğu gibi, onun en büyük korkusu kötü bir insan olmaktı.

Gözlerini güne her açtığında gün içerisinde birisine kötülük yapmayacağını umarak uyanıyordu. Bugün de o günlerden farksızdı, doğum günü olması haricinde. Tek başına yaşadığı evinde 25 Mayıs öğlenine uyandığında, parlak güneşin tavana yansıyan ışıltısına baktı.

Ailesinden kalma iki katlı küçük evinde tek başınaydı. Öyle olmayı umuyordu ancak kafasındaki ses yüzünden bugün yalnız değildi. Sinir bozucu bir şekilde ''Taehyung, günaydın!'' sesini içinden duyduğunda kaşları çatıldı. Hızlı bir şekilde kulaklıklarının kulağında olup olmadığına baktı.

Geceleyin sınırsız döngüdeki müziğini açmış, çıkmaması için kulaklıklarını kulağına bantlamıştı. Bantlar soyulmamıştı ve müzik de hala çalıyordu. Ancak sadece bir kulaklığından ses geliyordu, belli ki diğeri bozulmuştu. Bu da ''O'' ismini verdiği iç sesinin konuşmasına sebep oluyordu. ''Bir günaydın diye karşılık vermek bu kadar zor mu?''

Sabaha kadar şarkı dinlediği için başının ağrıdığı yetmiyormuş gibi bu sesi duymak ağrısını daha da tetikliyordu. Uyuşmuş bedenini yataktan kaldırarak yanında bulunan komodinindeki yedek kulaklıklarını almaya uzandı.

Fazla dışarı çıkmamak için çoğunlukla her şeyini yedeklemeye çalışıyordu. Topluma çıkmak için fazla tehlikeliydi, evde kalması herkes için daha iyiydi. Fazladan aldığı kulaklıklar bugün bu işlevi yerine getirmelilerdi ancak sağlam kulaklıklarının hepsi bitmişti.

Gün boyunca neredeyse her saniye müzik dinlediği için bozulmaları daha kolaydı. Müzik dinlemeye mecburdu, O'ndan kurtulmak için tek çözümü buydu. Ruhu sakinleşiyormuşçasına iki kulaklığını da geçirip şarkı açtığında, normal bir insan gibi zihni bomboş oluyordu.

Çekmecesinde gezinen elleri, pes edip aramayı bıraktığında derin bir nefes verdi. Bugün O'na katlanması gerekecekti, yeni kulaklık alıncaya kadar. Yapacak başka bir şey olmadığı için geceden açtığı ışıklarını söndürüp banyoya doğru gitti. ''Bugün doğum günün, ne yapmayı planlıyorsun?''

Işıkları açıp lavabosunun önüne gitti ve sıcak suyu açtıktan sonra ''Hiçbir şey.'' dedi. Bir eliyle suyun sıcaklığını kontrol ederken yeterli sıcaklığa ulaştığında emin olana kadar bekledi. Gözleri ister istemez aynadaki yansımasına kaydı. ''Saçmalama bugünü kutlamalıyız kendine yeni bir şeyler almalısın.''

Vücudundaki dudakları yerinden bile kıpırdamıyorken O'nun sesini her yerden duyuyordu. Sanki hemen yanı başındaymış gibi, her an fısıldıyormuş gibi. Sıcakkanlı davrandığı vakitte her an başka yola saptıracakmış gibi. ''Yeni kıyafet alacak kadar param yok.''

Elini yakacak sıcaklık kulaklarındaki bant için uygun olunca avucuna doldurup yavaşça ıslattı. Bantlarını çıkarmak istediğinde her zaman sıcak suyla yumuşatıp öyle çıkarıyordu. Aksi takdirde gözlerinden yaş gelecek kadar çok canı acıyordu. Tabii bunu hisseden sadece kendisiydi, O değildi. ''Paraya ihtiyacımız olduğunu kim söyledi?''

Yine saçma bir fikirle geleceğini hissediyordu ve devamında ''Pazara gittiğimizde o kalabalıkta bir kıyafeti kapsan bile kimse fark etmez.'' dediğini duyunca emin oldu. Ses çıkarmadan bantlarını yavaşça çıkartmaya devam ettiğinde bile O durmadı. ''Eğer marka istiyorsan alışveriş merkezine gideriz, kabinde şu yapışık aleti bir çekiçle kırarız ve çantana atarsın.''

Duydukları bir anlam ifade etmiyormuşçasına sıcaktan yumuşayan bantlarını teker teker çıkardı. O'na ''Sadece kulaklık almaya gideceğim, o kadar.'' diyerek susmasını umdu. Bazı açılardan O da kendisine benziyordu, bir konuda direttiği inatçılığı gibi. ''İki-üç kıyafetten ne olacak sanki, bunları satan kişilerin bir tırnağı kadar para bile etmezler. Onlara herhangi bir zararın olmaz.''

PAINT IT BLACK ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin