Gece uyanık kalma mesaisi Taehyung için oyun oynamakla başlamış ve sabaha kadar devam etmişti. Uyumama sebebi bu sefer O'nun geri gelmesinden değil, Jin'in herhangi bir davranışta bulunma ihtimaline karşıydı.
Odasının kapısını kilitlese dahi yanı başında bitiverecek gibiydi. Yemek öncesi uyuduğu vakitte, kulaklıklarını çıkarma girişiminde bulunduğu için Jin'e güveni daha da azalmıştı. Bilinçli mi yoksa bilinçsiz mi yaptığını bilmiyordu ama sınırları bilmeden hareket ettiği kesindi.
Bu yüzden gece boyunca onunla beraber dışarı çıkma fikrini sürekli değiştirmişti. İki saat önce gitmeyeceğinin daha iyi olacağını düşünürken, bir saat öncesinde kesinlikle gitmesi gerektiğinde karar kılmıştı. Gece devam ederken kararsızlığı sürekli üstüne ekleniyordu.
Konu hakkında hala düşünürken evin sessizliği de hiç yardımcı olmuyordu. Jin'in odasından horlama sesi duysaydı içi daha rahat edebilirdi. Bu monoton sessizlik, onun odasından tek bir ses bile gelmediği için evde tek kişiymiş gibi hissetmesine sebep oluyordu. Bunun mümkün olması için Jin'in ölü gibi sırt üstü bir şekilde yatıyor olması gerekiyordu.
Bazen yerinde duramayıp kapısının önüne gitmiş ve ses dinlemeye bile çalışmıştı, gerçekten uyuyup uyumadığına bakmak için. Uyurken illaki sağa veya sola döneceğini düşünüp yatağının yay seslerini duymayı ummuştu. Bunun için sandığından daha da uzun bir süre beklemişti. Sonucunda, tahmin ettiği gibi hiçbir şey duyamamıştı.
Ayrıca yemek masasında gelen öksürme krizi dışında gecenin ilerleyen saatlerinde herhangi bir krizi olmamıştı. Bunu günde ne kadar yaşadığını söylemek güçtü, diğer günlere bakarak ancak kesinleştirebilirdi. Onunla ilgili bildiği çoğu bilgi böyleydi, emin olamayacağı kadar belirsiz.
Bu gibi zamanlarda birisiyle fikir alışverişi yapmak iyi olabilirdi, özellikle Jin hakkındaki bazı tahminleri doğru tutan O ile. Özellikle bugün konuştukları konular hakkında mutlaka bir fikri olduğunu düşünüyordu. O'na ulaşmak için, şarkıyı durdurmak veya kulaklıklarını çıkartmak bir dakikasını bile almayacakken, bunu yine de yapmadı.
O'na bel bağlamayı alışkanlık haline getirmek istemiyordu. Üstelik dediklerine kulak verdiğini görürse üzerindeki baskısı daha da büyük olacaktı. Sırf ne düşündüğünü sormasıyla bile bir ömür boyu böbürleneceğini tahmin etmek zor değildi. Kendi meselesini kendisi halletmeliydi, bu yüzden gece boyunca ardı kesilmeyen fikirleriyle boğuşmak zorunda kaldı.
Sabah güneşi doğmaya yakınken, kararsızlığını bir yana koyma konusunda daha da ciddileşti. Bu kararını sağlamlaştırmak için de duşa girecekti. Aslında gece vakti girebilirdi ama duş alırken kulaklıklarını çıkardığı için evinin karanlığında O'nun sesini duymak istemiyordu. Etraf aydınlık olduğunda en azından daha az ürkütücü oluyordu.
Yarına hazırlık adına, yüzlerini belki bir daha görmeyeceği bir ailenin yanına gitmek için fazla mı heyecanlıydı bilemiyordu. Temiz kokmak ve temiz kıyafetler giymek şu anda önemliymiş gibi geliyordu. Jin'in iş alanına gideceği için en azından düzgün görünmeliydi, görgü kuralları gereğince.
Duştan sonra giyeceği yeni kıyafetlerini hazırladıktan sonra bilgisayarını kapattı ve banyoya yöneldi. İçeriye henüz girmeden duraksadı, ışığı açmadan önce. Lavaboda tekrardan kan görmekten korktuğu için şarkının sesini en yükseğe alıp bir elini gözlerinin önüne getirdi. Parmak aralıklarından gizlice bakarken, ışığı açıp yavaşça içeri girdi.
Bedenini her an ele geçirebilecek bir gerginlikle bakmaya korkuyorken, buna cesaret etti. Mermerinin beyazlığından başlayarak aynasına kadar baktı. Herhangi bir kırmızılık belirtisi görmemesi derin bir nefes vermesine yol açtı. Havada asılı duran elini usulca aşağı indirdi, ardından da kapıyı kapatıp kilitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAINT IT BLACK ~TaeJin~
FantasiaKüçüklüğünden beri kafasındaki sesle yaşayan Taehyung, doğum gününde bunun sona ermesini diler. Ancak doğum gününde karşılaşacağı tek şey kapısını çalan bir yabancıdır.