Yoongi'nin evine geri dönüş yolunda arabaya sessizlik hakimdi. Kaçamak bakışlar, gerginlikten temizlenen boğazlar ve oturulan yerde bile beden kaslarının hazır bulunuşu. Hepsi de arabanın arkasında oturan O'ya karşıydı.
Şu anda yardımlaştıkları bir müttefik olsa bile, etrafına yaydığı tehdit yabana atılamayacak kadar büyüktü. Bu en çok Hoseok'u rahatsız ediyordu, özellikle O arabasında kanlar içinde otururken. ''Böyle bir yerde bir benzin istasyonu bile nasıl olmaz?''
Kendi kendine konuşur gibi söylenişini hepsi duymuştu. Hoseok'un bu konuda çekincesi yoktu, arabası gerçekten batık haldeydi. Etrafa yayılmaya devam eden ve zamanla daha da koltukla birleşen kan lekelerine lanet okuyordu. ''Bütün bunlar bittiğinde arabanı temizlemene yardım edeceğim Hoseok, merak etme.''
O'nun şaka yaparcasına söylediği bu söze karşılık düz bir suratla cevap vermedi Hoseok. Bütün bunlar bittiğinde O'yu bu dünyadan gönderecekti çünkü. Beraber güle oynaya arabalarını temizleyecek halleri yoktu.
''Taehyung bilince gelse daha iyi olmaz mı? Şimdilik bir şey yapmıyorsun.'' diye sordu Jungkook. Hoseok ona onaylayıcı bir bakışla içinden ''Aferin.'' dedi. Gerçi, Jungkook ile aynı endişe seviyesini taşımıyordu. İkisi O'ya tamamen farklı bir açıdan bakıyordu. ''Şu halimi Taehyung'a bırakamam, onun için şok edici olur. En iyisi eve gidip temizlendikten sonra onu getirmek.''
O'nun halihazırdaki görüntüsü garip ruhları görmeye alışık Hoseok ve Jungkook için bile yeterince şok ediciyken Taehyung için daha beteri oluşunu, Jungkook inkar edemeyecekti. Başka bir öneri sürmeden O'yu kendi halinde bıraktı.
Arabanın ilerlediği istikamette bir yol ayrımı görüldüğünde O aniden ''Sol taraftan.'' diye parmağıyla işaret etti ve yerinden fırladı. Yanlış yola girmekten ötürü heyecanlanmasına gerek yoktu ama aniden hareket edişi yüzünden kanlar arabaya daha da sıçramıştı.
Bu, Hoseok'un neredeyse arabayı durdurup O'yu yol ortasında soymak isteyeceği bir seviyeye kadar itti. Direksiyonunu sıkı bir şekilde tutarken ağzından aldığı öfkeli nefes tek yanıtı oldu. ''Kıpırdama, mümkünse, hiçbir şekilde.''
Arabanın ön camındaki tane tane kanların aşağı kayması ve çizgi oluşturması, Hoseok'a ''Jungkook, ıslak peçete çıkarıp şurayı temizle.'' dedirtti. Sesi neredeyse yardıma muhtaç birisi gibi çıkıyordu. ''Bu arabayı daha yeni temizletmiştim.''
Yol ayrımından şehir yoluna girdiğinde Hoseok'u endişelendiren bir şey oldu. Plastik bardağından kahve içen ve telsiziyle konuşan bir polis yol kenarında, arabalarının yanında bekliyordu. ''Sakın durayım deme Hoseok.''
Hoseok, O'nun dediğini yaparak daha da hızlandı. Dikkat çekmeyi istemiyordu ama bunu mümkün kılması olanaksızdı. O'nun kanlar içindeki görüntüsü, karakola gitme sebebiydi. ''Arabayı yana çekmemiz için işaret yapıyorlar.''
Telsizle konuşan polis gözlerini üçlünün arabasına dikmişti. Eline aldığı minik mikrofon ile ''Hızınızı azaltıp yana çekin lütfen!'' diye bağırdı. Rutin bir kontrol olamayacak kadar sert gelmişti kulağa sesi. ''Şimdi ne yapacağız?''
''Onları öldürelim.'' diyen O'nun fikrine o anda ne Hoseok katıldı ne de Jungkook. Arabayı yavaşlatıp yol kenarına çeken Hoseok şimdi gerçekten ayvayı yediğini düşünüyordu. Polislerin arabanın içine bakmaması lazımdı. ''Jungkook, sen de aşağı inip benimle gel.''
Arabayı durdurur durdurmaz yaptığı ilk iş kapıyı açıp polislerin yanına gitmekti. Bedenini esnetiyormuş gibi yapıp ''Merhaba, kolay gelsin. Bir sorun mu vardı?'' diye polislerin yanına yaklaştı. Onlar arabaya yaklaşmadan önce. Jungkook da kahve içmeye devam eden polise yaklaşıp en parlak gülümsemesini takındı. ''Orman yolundan geliyorsunuz. O bölgeye girmek yasak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAINT IT BLACK ~TaeJin~
FantasiaKüçüklüğünden beri kafasındaki sesle yaşayan Taehyung, doğum gününde bunun sona ermesini diler. Ancak doğum gününde karşılaşacağı tek şey kapısını çalan bir yabancıdır.