Adı söylenmeyen karantinasının neredeyse birinci haftasını tamamlamak üzereydi Taehyung.
Hanwha'nın otel odasında kalırken gözlerini yukarı dikmiş, tavana bakıyordu. Fazlasıyla sessizdi burası. İnsanı delirtebilecek, baş başa kalındığında kendisiyle konuşmaya başlayacak kadar sessizdi.
Gece vakti olduğunda özellikle daha da korkutucuydu. Odasının karanlığı, yatmak istemeyeceği kadar tüylerini ürpertiyordu. Buna rağmen gece vakti odasının ışığının açık olmasına izin verilmiyordu.
''Sırf odayı kullanıyorsunuz diye her istediğinizi yapamazsınız.'' şeklinde uyarılıyordu ve bu uyarılışı o kadar hızlı oluyordu ki hemen müdahale ediliyordu. Sanki, bir şeyi bozacakmış gibi hiçbir şey yapmaması gerektiğini hissediyordu. Bu yüzden geceleri ışık açtırmama sebeplerinin kesinlikle başka bir şeyden kaynaklandığını düşünüyordu.
Otele geldiğinden beri O ile iletişimi oldukça kısıtlanmıştı. İlk başlarda O istemediği için konuşamamıştı ancak sonrasında istese bile erişimi oldukça güçleşmişti. Kaldıkları yerle ilgili O'dan bilgi almak istemese de hala bunu yapamıyordu.
Otelde geçirdiği bir haftanın sonunda getirildiği yerin çok da normal olmadığını fark etti. Bir sürü kapalı kapısı olan bu otel, kimse olmamasına rağmen doyasıya yapılan yemekler ve neredeyse kıpırdamasına bile izin verilmeyen gece vakti.
Hanwha'nın ruhlarla ne çeşit çalışmalar yaptığı hakkında bilgisi sınırlıydı ve buraya boşuna konulmamıştı. Huzurlu hissetmediğinden, Jin'e de bu gariplikleri anlatmış ve Jin otelin tarihini araştıracağını söylemişti.
İkisi de buradan bir an önce çıkması gerektiğinde hemfikirdi ancak bazı pürüzler için beklemesi gerekiyordu. O ile konuştuktan sonra kurtulma ritüeline gireceğini Jin'e söylemiş ve Jin de hazırlıklara başlamıştı.
Ve hazırlıkların bittiği, planın başlayacağı gün bugündü.
Taehyung bu yüzden yerinde sürekli kıpırdanıyor ve sakin kalamıyordu. Kimsenin kendisinden şüphelenmemesi ve açıklamak için yeterli vakitleri olmadığı için planın ne olduğunu tam olarak bilmiyordu.
Jin en son gözetime geldiğinde sadece kağıda ''Yarın başlayacak.'' diye yazmıştı. Devamında ise hiçbir şey yoktu. Bu koca belirsizlik korkutucuydu çünkü olası bir durumda O'nun ortaya çıkacağından da endişeliydi. Bu otel bir şekilde onun iletişimini engelliyordu.
Odasında bir ileri bir geri giderken kapısı tıklatıldığında, irkilerek durdu. Ayak sesleri ve küçük fısıltılar yakınındaydı. Saate baktı, Jin gelmiş olmalıydı. ''İçeri girebilirsiniz.''
Cevabı duyulmayı beklemeden kapısı açıldığında, tahmin ettiği gibi Jin'i gördü. Evrak çantasıyla odanın içerisine girdiğinde arkasından kapı kapatıldı.
Her zamanki gibi olağan görünüyordu. Görünüşünde veya tavrında herhangi bir farklılık yoktu. Birazdan Hanwha'nın kurallarını çiğneyecek ve Hanwha'ya baş tutacak gizliliğinin hiçbir belirtisini taşımıyordu. ''Nasılsın?''
Onun gibi davranmaya çalışarak ''Deney faresinden hallice.'' diye cevap verdi. Yaptığı her hareketin izleniyor oluşu tam olarak bir deney faresiymiş gibi hissettiriyordu. Jin buna karşılık hafifçe güldü. ''Öyle kelimeler kullanmıyoruz Taehyung.''
Diğer seferlerden farklı olarak masayı ve sandalyeleri ortaya çekti Jin. Bu sefer kameranın tam ortasında ne yapılacağını görülmek istiyorcasına gizlenmedi.
''Bugün çizim yapmayacak mıyım?'' diye sordu Taehyung. Planın ne zaman ve hangi işaretle başlayacağını bilmediğinden kalbi fazlasıyla hızlıydı. ''Hayır, bugün çizimdense daha çok konuşacağız seninle.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAINT IT BLACK ~TaeJin~
FantasiaKüçüklüğünden beri kafasındaki sesle yaşayan Taehyung, doğum gününde bunun sona ermesini diler. Ancak doğum gününde karşılaşacağı tek şey kapısını çalan bir yabancıdır.