Bölüm 19

311 33 230
                                    

Sıcak bir duşun altında olmak şüphesiz her şeye ara vermek için iyi bir yoldu. Taehyung saçlarını yıkamadan, denizle buluşmuş bedenini suyun altına soktu sadece.

Bulunduğu kabinden çıkmamak için temposu oldukça yavaştı. Bilerek yapmıyordu, yorulduğu için kaslarını hızlı bir şekilde çalıştıramıyordu. Hem O, hem Jin yüzünden bir dakika nefes alacağı rahat bir aralık bile olmamıştı.

İçinde O sapığı yatıyorken, Jin'in duştan çıkmış haliyle karşısında dikilmesi akıl işi değildi. Onun elbette bundan haberi yoktu ama Jin'in onurunu korumak için O ile savaş vermesi gerekmişti. Kendi zihni bir bilgisayar değildi ki, gördüklerini bir tuşla silebilsin. Bu görüntülerin bir daha aklından çıkmayacağından emindi.

Yüzünü sıcak suyun altına bastırma hissine karşı koymaya çalıştı. Az önce Jin'in ne dediğini duymasına rağmen söyledikleri hala kulağındaydı. Samimiyetiyle teşekkür ediyormuş gibi ağzından çıkan kelimeler, Taehyung için bir ilkti.

Şu ana kadar varlığı yüzünden hissettiği tek şey, diğer insanlara karşı içten içe özür dilemekti. İçinde O varken, sokak arasında dolaşırken veya markete giderken potansiyel bir canlı bombaydı. Her an içinden canavar çıkabilecek birisini diğer insanlar öğrenseydi, emindi ki kendisini bir yere kilitlemek isterlerdi. İnsanlar bilinmeyen ve kendilerinden büyük olan şeylerden korkarlardı çünkü.

Bu yüzden şu ana dek sahip olduğu bir teşekkürü koruyacaktı. Kore'nin koca popülasyonuna karşılık bir kişinin, Jin'in, yakınlığı buna değerdi.

Bir saat öncesinde korkudan titreyen birisi için belki biraz iddialı bir düşünceydi bu. Şu ana kadar büyük bir adım da atmış değildi. Ama ailesini neden meditasyon sırasında gördüğünü ve çocukluğunda onlara dair ne olduğunu öğrenecekti.

Yeterince yıkandığını düşünerek suyu kapattı. Kabin kapısının hemen üzerinde duran havlusunu alıp ıslak bedenine örttü. Saçlarını da hazır zamanı varken yıkayabilirdi ama şu anda kulaklıklarını çıkartmak için hiç iyi bir zaman değildi. O'nun susamışlığının şu anda en hat safhada olduğuna emindi.

Havluyla kurulanırken, olası diğer sesleri dinlemeye çalıştı. Jin'in hala burada olup olmadığına bakmaya çalışıyordu. Duş başlığından akan son su tanecikleri dışında pek bir şey bulamadı gerçi.

En sonunda havluyu bedenine tamamen sararak kabininden çıktı. Jin'in kendisini görmesini istemezdi çünkü onun gibi yetişkin vücudu yoktu. Övünüyormuş gibi aniden soyunup karşısında gösteriş yapması, onun sorunuydu.

Yavaş adımlarla dolabına giderken etrafta kimseyi göremedi. Jin çoktan buradan çıkmış olmalıydı. Bunu fırsat bilerek adımlarını hızlandırdı ve dolabına doğru yürüdü, daha doğrusu koştu.

Dolabından temiz kıyafetlerini önüne çekti. Bir eliyle havlusunu tutarak diğer eliyle ilk önce iç çamaşırını giymeye çalıştı. Havluyla tam kurulanmamış bedeni, ıslaklığıyla zorluk çıkartırken birkaç adım yerinde sekti. Bir gözüyle tedirgin bir şekilde kapıya bakıyorken bir panik hali yaşıyordu.

Soyunma odalarından oldu olası nefret etmişti. Aynı cinsiyetten olsalar dahi neden insanlar birbirinin çıplak halini görmek zorundalardı ki, anlamıyordu. Bu, tarihsel olarak insanların kişisel haklarına yapılan bir saldırıydı.

İçinden gereksiz toplumsal yakınlığa karşı tartışmaya girerken nihayet iç çamaşırını üzerine geçirebildi. Önemli bir kısmı başarabildiği için biraz rahatladı. Havluyla vücudunun geri kalanını sildikten sonra pantolonunu da geçirdi. İç çamaşırı bir nebze anlaşılabilirdi ama pantolonun üzerine tam olmasına şaşırdı.

PAINT IT BLACK ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin