Ben: odanın kamera kayıtları var mı?
Mert bey: var ama birisi kilit koymuş. Şu an kilidi açmak için uğraşıyorlar. Aslında kilidi uzman biri açsa daha hızlı biter.
Ben: sizce İlayda hanım bu sefer yakalanacak mı?
Mert bey: bilmiyorum, ama içimde kötü bir his var.
Ben: onu polise verebilir misiniz?
Mert bey: İlayda sınırını çok fazla aştı. Bunun geri dönüşü yok.
Ben: iyi.
Mert bey: peki sen? Az önce İlayda ile aranda bir bağ olduğunu söylemiştin. Sen onu polise verebilir misin?
Ben: ben 6 yıldır bunun hayalini kuruyorum. Hiç bir şey İlayda hanımı yakalamamın önüne geçemez.
Mert bey: 6 yıl? Bana kendi hikayeni anlatmayacak mısın?
Ben: bilmenize gerek yok.
Biz Mert bey ile konuşurken birden telefonum çaldı. Arayan Serkan' dı.
Ben: alo
Serkan: İlayda hanım beni arayıp tekrar taşınmamı söyledi. Ne oldu?
Ben: sanarım İlayda hanım artık beni merak etmiyor. Artık benden kurtulmaya çalışıyor.
Ben: Serkan senden bir şey isteye bilir miyim?
Serkan: sesindeki yumuşaklıkta kabul etmeyeceğim bir şey olduğunu hissediyorum.
Ben: güvenlik kamerasına konulan kilidi açabilir misin?
Serkan: Hüseyin Bey'in yattığı hastane odasındaki güvenlik kamerası mı?
Ben: evet nereden biliyorsun?
Serkan: o kilidi ben koydum. İlayda hanım istemişti.
Ben: peki yapacak mısın?
Serkan: bilmeeem
Ben: lütfen dememi mi bekliyorsun?
Serkan: belki bir de akşam yemeği
Ben: bu yaptığına fırsatçılık denir.
Serkan: ne yapabilirim? Seninle vakit geçirmek çok zor.
Ben: peki bir düşünürüm.
Mert bey biraz sinirli bir şekilde bana bakarken ona döndüm ve
Ben: video nerde?
Mert bey: hastaneye getirte bilirim.
Ben tekrar Serkan ile olan konuşmama dönerken Mert bey ise bir telefon görüşmesi yapıyordu.
Ben: hastaneye gel. 232 no lu oda
Serkan: tamam güzelim.
Kapattım. Bu kadar yılışıklık fazla ama. Mert bey de telefonunu kapatıp bana döndü.
Mert bey: o kimdi?
Ben: İlayda hanımın peşime taktığı komşum. Sorun yok kendisi güvenilir biri.
Mert bey: İlayda'nın adamı nasıl güvenilir olabilir!?
Ben: kendisi son iki haftadır benim için İlayda hanım'a yalan söylüyor.
Mert bey: senin için?
Ben: benim için.
Mert bey ile aramızda geçen bu tuhaf sohbet bittikten sonra içeri Serkan geldi .
Serkan: ne oldu, neden hastanedesin?
Dedi ve Mert Bey'in önüne geçerek yanıma geldi.
Ben: boşver iyiyim.
Serkan: emin misin?
Ben: evet
Dedikten sonra içeriye bir adam daha girdi ve elindeki bilgisayarı Mert beye verip gitti.
Serkan: video bunun içinde mı?
Ben: evet
Mert bey bilgisayarı Serkan'ın eline verip Serkan'ı izlemeye başladı. Beş altı dakika sonra Serkan bilgisayarı bana vererek videoyu gösterdi. Videoyu Serkan ile birlikte izlerken
Serkan: vay canına gerçekten güzel dövüşüyorsun.
Ben: seni dövdüğümde anlamamış mıydın?
Serkan: ben ve şu adam bir mi?
Ben: tamam tamam.
Serkan: bir dakika ama burada sen ateş etmişsin. Bu adam öldürmeye teşebbüs değil mi? Yani eğer bunu polise verirsek senin basın belaya girebilir.
Ben: biliyorum.
Mert bey: yinede polise mı vereceksin?
Ben: size her şeyi yapacağımı söylemiştim.
Sonradan aklıma bir şey geldi. Telefonumdaki fotoğraflar. Eğer o adamları İlayda hanımın öldürdüğünü kanıtlaya bilirsek İlayda hanım hapisten hiç çıkamaz. Bilgisayarı Mert beye verip Serkan doğru döndüm ve ona güldüm. Serkan benim gülüşümü fark edip
Serkan: benden yine bir şey isteyeceksin değil mi?
Diye sordu ve bende kafamı aşağı yukarı salladım.
Ben: merak ediyorum acaba şu galerindeki insanları İlayda hanımın öldürdüğünü kanıtlayacak bir şeyler var mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Kalıntıları
Action" geçmiş aslında geçmezmiş efendim. hep bir köşede yerinden çıkmak için geceyi beklermiş" Oğuz Atay "en kötü düşman kim olduğunu bilmediğin düşmandır" bu sözü bana bir arkadaşım söylemişti. bence en kötü düşman yanında olduğunu bildiğin ama hiç bir...