33

16 13 1
                                    

Mert'in odasına gittim.

Ben: hatırlıyor musun beni araştırmak için eskiden yaşadığım yere bir adam göndermiştin?

Mert: ve hiç bir şey bulamadı.

Ben: bulamadı çünkü yoktu. Neyse konumuz ben değil Berk bey. yurt dışına Berk' in yaşadığı yere adam yolla ve ne olmuş öğrensin.

Mert: tamam bir deneyelim. Bu arada şu senin konunu kapatmış değilim haberin olsun.

Ben: tabi canım.

Alaycı bir şekilde söylediğim lafa Mert'in ciddi bakışları engel olmuş gibiydi. Neden bu kadar ciddiydi? Gerçekten geçmişimi öğrenmek mi istiyor? Biz konuşurken içeri Berk bey girdi. Bunun ne işi var burada?

Berk Bey: aaaa Aleyna da buradaymış. Bende şirkete geldiğimi soylemek için uğramıştım.

Mert: şirkete gelmek derken?

Berk bey: artık ben de şirketin başındayım kardeşim.

Mert: gerçekten inanılmaz.

Berk bey: bence asıl inanılmaz olan Aleyna'nın hala yaşaması. Yaşadığı onca şeyden sonra. Küçük bir çocuğun ölümü atlatabileceği kimin aklina gelirdi.

Berk Bey'in söylediği şey ile şaşkına dönmüştüm. Berk bey bana imalı imalı bakarken Mert'in de bana bakmaya başlamasıyla üzerimdeki korku daha da büyümüştü. Nereden öğrendi? Yoksa hatırlıyor muydu? Aslında o zamanlar Berk bey epey büyüktü. Tamam ama o küçük kızın ben olduğumu nereden çıkarttı? Berk bey söylediğini söyledikten sonra gitti. Mert hala bana bakıyordu, bir açıklama bekliyordu.

Ben: benim halletmem gereken işlerim var.

Dedim ve odadan kaçtım. Berk bey gerçekten biliyor. İnanamıyorum! Mert bana çok kızmıştr. Ona açıklama yapmalıydım ama ben nasıl yapacağım? Mert'i seviyorum ondan bu şekilde bir şey saklayamam. Ama ben daha önce hiç kimseye açıklamadım. Ona nasıl söyleyebilirim ki? Bu günün hemen bitmesini istiyorum. İlayda hanım bana kök söktürürken bu olayları düşünemiyordum. Belki akşam eve gittiğimde bir fikir bulabilirim.

Eve yeni gelmiştim. Kendimi koltuğa atıp biraz rahatlamaya çalışıyordum. Kapının çalmasıyla tekrar gözlerimi açıp kapıya baktım. Kapı deliğinden Mert'in geldiğini fark etmiştim. Kapıyı açmam ile Mert'in içeriye girmesi bir oldu.

Ben: bir şey mi oldu?

Mert: evet oldu sabrım taştı!

Söylediklerini anlamaya çalışırken gelen kokuyla sarhoş olduğunu fark ettim.

Ben: ne dediğini anlamıyorum. Bak bence şu an konuşmak için doğru bir zaman değil.

Mert: hayır şimdi konuşucaz. Daha fazla ertelemeyeceğim.

Ben: peki ne istiyorsun?

Mert: gerçek Aleyna'nın kim olduğunu bilmek istiyorum. Yoksa buna hakkım yok mu?

Ben: Mert bak gerçekten şu an konuşmayalım.

Mert: ya söylersin ya da.

Ben: ya da gidersin.

Mert: bu sır bu kadar önemli mi?

Ben: anlamıyorsun-

Mert: haklısın anlamıyorum sevgilimin neden geçmişini benden sakladığını anlamıyorum! Aleyna eğer hemen bir şey söylemezsen bu iş biter.

Aramızda tuhaf bir sessizlik oldu. Bir şey söylemedim, söyleyemedim. Mert sinirli bir şekilde bana bakıyordu sonra biraz yumuşayıp bağırmaktan vazgeçti.

Mert: peki.

Dedi ve gitti. Ne yapıyorum ben? Neden söyleyemiyorum? Yere oturdum ve Mert'in dediklerini düşündüm. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Kalbim acıyordu hiç bir şey yapamıyordum. Belki de bu en iyisiydi. Sonuçta ben İlayda hanımın tutuklanması için her şeyi yapabilecek biriyim. Ben batarken Mert'i de yanımda çekmemeliyim. Şu andan itibaren Mert'i asla düşünmeyeceğim, dikkatimi sadece İlayda hanıma odaklamalıyım. Ağlamayı kes Aleyna, ağlamayı kes. Derin bir nefes alıp tekrar ayağa kalktım ve yatağa doğru ilerleyip yatağa yattım.

Günler çok hızlı geçti. Mert ile olan kavgamızın ardından 5 gün geçmişti. 5 gün boyunca benimle hiç konuşmadı. Hani bir söz vardır " aynı şehirde sen varsın, ben varım ama biz yokuz" şu an kesinlikle bu sözü yaşıyorduk. Günler böyle geçerken dikkatimi İlayda hanımın sürekli dışarı çıkması çekmişti.

Geçmişin Kalıntıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin