16

21 12 0
                                    

İlayda hanım ve ben arabaya doğru yürüyorduk, hiç bu kadar gergin olmamıştım. Bu yaptığıma kendim bile şaşırıyorum İlayda hanımın bir açığını yakalamıştım ama ben  ne yaptım, İlayda hanımı korudum. Kendimden nefret ediyordum. Neden böyle bir şey yapmıştım? İkimizde arabaya bindik.

İlayda hanım: neden beni korudun?

Bir bilsem...

Ben: bilmiyorum

İlayda hanım: neden korkmadın?

Emin ol çok korkuyordum.

Ben: aslında sizden herzaman korkuyorum

Şu an öylece sallıyorum. Güçlü durmalıyım ama acayip korkuyorum. Düşünerek konuşmalıyım ama hiç bir şey düşünemiyorum.

İlayda hanım: elimdeki kanın sahibini sormayacak mısın?

Ben: sorsam söyler misiniz?

İlayda hanım: annem

İpek hanımı mı öldürmüş? Üzülsem mı sevinsem mi bilemedim?  Yani bir tarafta bir düşmanım öldü, bir tarafta diğer düşmanım bir kişiyi daha öldürdü. Sanarım artık ipek hanımın sayfasını kapatabilirim umarım yaptıklarının cezasını çeker.

Ben: İlayda hanım nereye gitmek istersiniz.

İlayda hanım: gerçekten benden korkmuyorsun. Sanırım ikimiz arasında bir ortak nokta buldum. Ben  evde kalmak istiyorum senin işin bitti sende eve gidebilirsin.

Bu yaşanan olayın sonuçlarını merak ediyordum. İlayda hanım sonunda bana tekrar güveniyor ve artık daha çok şirkette olacak. İlayda hanım annesi için üzülmüş gibi durmuyordu daha çok sevinmişti. Peki ben neden İlayda hanımı korudum. İlayda hanımın söyledikleri doğru muydu? Ben ve İlayda hanım gerçekten birbirimize benziyor muyuz? Hayır, hayır çıkar aklından. Neyse sanarım artık İlayda hanım bana gerçekten güveniyor. Güzel bir fırsatı kaybettim ama bu başka kapıları açabilir.

Günler gerçekten çok hızlı geçmeye başladı. En azından artık ay sonu kovulmaktan endişelenmiyordum. İlayda hanım ve ben çok iyi geciniyorduk, bana  oldukça alışmıştı. Artık bana kişisel işlerini de vermeye başladı. Hala araştırmalarım devam ediyordu ama İlayda hanım hakkında pek bir şey yoktu. Aslında yavaş yavaş İlayda hanımın değiştiğini bile düşünmeye başlamıştım. Belki de hikayedeki tek kötü İpek hanımdı. Belki de İlayda hanım sadece İpek hanımın kurbanıydı. Aslında artık İlayda hanımı sevmeye başlamıştım. Onunda söylediği gibi benim ve onun arasında tuhaf bir bağ var. İlayda hanımın verdiği girevler git gide kişiselleşiyordu. Artık bir dosya için beni evine tek gönderiyordu. Çok yakın bir zaman sonra annesinin yani İpek hanımın cenazesi yapılacaktı. Bu yüzden yurtdışındaki Berk bey seyahatini bırakıp cenazeye katılmak zorunda kalacaktı. Hikayeden İpek hanım çıkmış Berk bey girmişti. Acaba Berk bey bu yeni hikayenin neresine gelicekti. Sanırım bunu merak eden sadece ben değilim. Aslında Mert bey bu aralar biraz tuhaf davranıyor. Geçen sefer ir dosyayı almak için İlayda hanımın evine giderken Mert beye rastladım ama o beni görmemişti. Evden içeri girdiğimde Mert de İlayda hanımın kapısının önünde, İlayda hanımın odasına girmek üzereydi. İlayda hanım ve Mert bey arasındaki tuhaflık hala devam ediyordu. Bir gün İlayda hanım'a Mert bey ile aralarında ne olduğunu sormuştum.

Ben: İlayda hanım, Mert bey ile aranızda ne oldu?

İlayda hanım: belli bir şey olmadı. Aslında bizi ayıran şey yaşadığımız küçük kavgalardı." Damlaya damlaya göl olur" misali.

Mert Bey'in yaptıklarına bakılırsa yaşadıkları şey küçük kavgalardan daha fazlası. Mert bey içinde yoğun bir kin besliyor gibiydi. Mert bey zekidir, öyle saçma bir şey yüzünden kızıp bu kadar ileri gitmeyecek kadar zeki. Aslında benim tahminim Mert bey ile Ada Hanım'ın içindeki kötülüğü gördüğüydü. Böylesi daha mantıklı. Belki de İlayda hanımı kötü bir şey yaparken yakaladı.

İlayda hanım'la dosyaların üzerinden geçiyorduk. Dosyaları inceledikten sonra dosyaları bana doğru uzattı.

İlayda hanım: sana vereceğim bir görevim var. Bu biraz kişisel bir görev.

Ben: evet efendim.

İlayda hanım: Mert'e yakın ol .

Geçmişin Kalıntıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin