*38* Çoluk Çocuk (Özel Bölüm 2)

4.3K 173 25
                                    


Dünya üzerinde bir dediği iki olduğu zaman kıyamet kopan, altına pisleyip aman pişik olmasın diye anında altı temizlenen, sürekli hamallık yapılarak kucakta seyahat eden, yeter ki yesin denilerek envai çeşit yemek önüne serilen, padişah gelse dinlemeyip zırıl zırıl ağlayan ve tüm bu köleliğe rağmen bir gülüşle canı verilen her evin hükümdarı bir tek bebeklerdir.

Büyümesek daha mı iyiydi sanki?

Fatma Malkaralı'da evine hükümdar olacak bir bebek istiyordu. Ayşe gibi kırkından sonra doğuramazdı, rahata çok alışmıştı çook. Torununu sevecek, acıkınca annesine, altını pisleyince babasına postalayacaktı. Hamza'nın ona çektirdiklerini oğluna çektirecek bir intikam torunu istiyordu. Gelin görün ki oğluyla çıtır gelini ona bir bardak soğuk sudan başka bir şey vermiyorlardı. Fatma bu işi bozardı.

Bir öğle vakti oğlunu lahana sarmasıyla kandırıp eve çağırmış ve sarmaları ağzına tıkarken laflarıyla da boğazına dizme derdindeydi.

"E benum uşağum, hanidur senun uşağun de bakayum bağa?"

Hamza sarmaları yerken bu muhabbetin döneceğini biliyordu. Fragmanı tezgahın üstüne hazırlanmış pekmezler yayınlamıştı. Güzeeelce lokmasını yuttu, ayranını yudumladı. Annesinin elini tutup öptü ve gayet sevecen bir şekilde cevapladı.

"Annem sen hiç merak etme ben yerlerinin biliyorum. Hepsinin keyfi yerinde"

Fatma bir süre durdu, ne dedi bu çocuk diye düşündü. Sonra anlayınca kafasına aldığı tahta kaşığı geçirdi. Hamza'ya pekmez vermesine gerek kalmamıştı, beyninin pekmezi çok güzel akmıştı.

"Ula kızamayrumda benum gibi konuştun! Uşaklaruni çıtırına emanet et o napacağuni bilir."

"Ana bi sus da!"

"Susamam, susunca konuşamayrım."

Hamza annesinin mızmızlanmasına kahkaha atarken Fatma sultan Hamza'nın yakasına yapıştı.

"Yap bi uşak yoksa gider çıtır gelini utandırırım."

Fatma son kozunu oynarken Hamza parmağını annesine sallayarak sırıtıyordu.

"Sen ne yellozsun seeeen"

Normal bir anne bu lafa kavga çıkartacakken Fatma Malkaralı oğluna şeytan gülüşünü atıp sarılmıştı.

<><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><>

Ayşe Balat evinde hükümdar olacak bir bebek isteme konusunda yanlış adım attığını düşünüyordu. Torun sevip sonrasında anne babasına postalamak varken neden doğurmuştu ki?

Tüm bu pişmanlıklar bebeği Zeynep uyurken geliyordu. Sonra kızının sesini duyup yanına koşunca 'Ula ne akılli karıyım, iyi ki ettum ha bu meleği' moduna giriyordu. Tabi ne olursa olsun arada Zeynep'i Nesrin'e yollamakta bir sakınca görmüyordu. Kızını doyurup Nesrin'i aramaya koyuldu.

"Finduk kızım, en sevduğum bal kızım. Nasisun?"

Nesrin göz yaşlarının ütüye kaynak olduğu günleri unutmadığından hiiiiçte yemedi bu şirinliği.

"Anne sallama, vizyonun sarsılıy. Ne istiysın de bakayum."

Ayşe hiç alınmadı hiçte direnmedi. Anında çirkef ve acınası modunu aktifleştirdi.

"Fışki! Gel al ha bu kızi, kafam ağrıy duramayrım."

"Keşke o gece de kafan ağırsaydı annem ya, senin yüzünden ben anne olamicam. Soğudum kızzz!"

Ayşe hem utanıp hem kıkırdarken laf yetiştirmeye devam etti.

"Aklun varsa yapmazsun zaten. Ben verirum sağa Zeynep'i, hazır yapılmış uşak."

Nesrin aklına gelenle kahkaha patlatıp annesini de ortak etti.

"Babam iki kızını da Hamza'ya kaptırırsa seni boşar."

Ayşe kocasına aşıktı. Boşanmaya hiç niyeti yoktu. O yüzden bebeğine sarılıp kızına hak verdi.

"He, oni doğru dedun."

<><><><><><><><><><><><><><><><><><>

Hamza akşam eve gelmiş, sofrayı hazırlayan karısına arkadan sarılıp tüm yüzünü öpücüğe boğduktan sonra aşşşırı şirin görünüp eşine Hamza usulü selamını verdi.

"Balım ben bugün bi bok yedim."

Nesrin salatayı karıştırırken asla boklu bir muhabbete girmek istemiyordu.

"Beni kapsamıyosa duymak istemiyorum."

Hamza gittikçe daha da şirinleşmeye çalışarak devam etti. Yüzündeki sırıtma gittikçe daha fazla artıyordu fakat bu sırıtma 'karımdan korkuyorum' sırıtmasıydı

"O zaman durum değişir. Nesrin sen bugün bi bok yedin."

Nesrin salatayı sofraya, sırıtmayı dudaklarına koydu ve Hamza'yı korkutan o cümleyi kurdu.

"Anneni çocuk için üstüme saldın dimi?"

"Yuh! Balım sen müneccim boku mu yedin?

Ne bokmuş be....

"Annenle on dakika önce konuştum. Annem Zeynep'i bize vericekmiş çocuk yapmaktan vazgeçtik deyince dünürüyle kavga etmeye gitti. Bu kavga onu birkaç gün oyalar."

Nesrin'in suratındaki yaramaz kız gülümsemesi Hamza'nın çok hoşuna gitmişti. Karısını kucaklayıp boynuna dudaklarını yerleştirirken kulağına fısıldamayı ihmal etmedi.

"Onlar kavga ederken bizde mi kavga etsek? Sonu duşta biten kavgalardan hani."


[DEDİKODU BÜLTENİ]

(HAMZA)

Nasılsınız millet? Yüzünüzü gören cennetlik dicemde hep bu yazar yüzünden. Diyorum gel buluştur bizi okurlarla, ben onların yorumlarını okuyorum dedikodunuzu yapıyoruz diyo çatlak. Bizde bunu telefona bakıp bakıp gülünce sevgilisi var sandık, meğerse okurları varmış. Bir miktar şapa oturmuş bulunduk. 

ZİYADE OLSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin