*32* Vah Vah

9.1K 528 46
                                    


     
Trabzon bu aralar havalarla arasını bozma derdindeydi. Bulutların canını sıkıp ağlatası, yağmur yağdırası vardı. Sakın Trabzon'un niyetini kötü sanmayın, o sadece mevsimin getirisi olan görevini yapıyordu e malum aylardan Ocak'tı.

Kız isteme merasiminden beri Trabzon havalarla uğraşırken, Nesrin Balat'da finallerini bitirmiş yarıyıl tatili için sonuçlarını bekliyorudu. Birde bunlar yetmezmiş gibi sevdiği adama hasretti. Hamza'nın babası olacak o gıcık Ömer, oğlunu işleri halletmesi için İstanbul'a göndermişti. Hasret zincir olup Nesrin'in bileklerine dolanırken müsebbibi baba Malkaralı idi. Bu seferki şakası güldürmemişti.

Yatağında oturup Ayşe radarına yakalanmamak için hareket ederken bile sessizce dönüyor, ev işi sevmeyen genç kızlığının hakkını veriyordu. Tabi bu genç kızlığın bir diğer getirisi olan çabuk sıkılma baş gösterince pencerenin dibine ışınlanıp kafasını camdan çıkarmak suretiyle telefonunu eline aldı. Hamza'nın çalıştığını bildiği için onu arayamadı, o da gitti son günlerde suratsız olan kuzenini aradı.

Harun tam o sırada hastanenin arka sokağımdaki lokantanın önünde volta atıyor, yetmiyor komşu sokakları da arşınlıyordu. Fakat gelin görün ki tıpatıp aşka benzeyen yoktu, bulamıyordu. Hani o tesadüfleri seven aşk zımbırtısı var ya, Harun'un aşk zımbırtısıyla alakası yoktu. Bu kalpteki aşk karanlığa gömmüştü yolunu.

İçindeki sıkıntıyla ayağının altındaki taşa vuran adam telefonunun çalmasıyla dikkatini başka yöne çekti.

"Abi Harun, ne var ne yok?"

Nesrin Toromanca'ya baş vurmuştu. Şapşikti bu kız, şapşikliği adamı güldürdü. Sonra durumu aklına geldi ve patlamanın fitilini ateşledi.

"Bok gibiyum başkada bişey yok."

"Sebep?"

Harun anlatsa mı anlatmasa mı bilemedi. Sonra 'ne kaybederim ulan, zaten piyasada kız mız da yok sal gitsin' dedi.

"Kızın birine tutuldum ama suratunu bile unuttum, bulamayrım anasını satayim! Bulsamda kız beni sapık bellemiş, kendimi nereme soksam bilmiyrum! Sinirden ağlayacağum az kaldi!"

"Abi şuan şok geçiriyorum ama dur sırası değil. Sen şimdi bana baştan nerde nasıl tanıştığınızı anlat ama hepsinden önce niye sapıksın onu söyle."

"Bir, ben sapık değilim o öyle sandı. İki, en son olayı niye ilk anlatıyorum?"

Nesrin heyecandan yerinde tepinip abisine cevap verdi.

"Çünkü en heyecanlı yeri orası hadi çabuk başla."

Harun içinden sabır çekip kaldırıma çöktü. Gözlerini kaldırımın köşesinden çıkmış yalnız papatyaya dikip tanışmanın başından itibaren hikayeyi budayarak anlattı. Zira hikayenin budanmamış hali Nesrin için fazlaydı, en azından Harun böyle düşünüyordu.

Nesrin olayı dinleyip kazma Harun'un içindeki yumyum Harun'un ortaya çıkmasına acayip keyiflendi. Bunu kuzenine belli etmeden ufaktan çözüm arayışına girdi.

"Şimdi, kuzenlerin en yumyumu, en bahtsız bedevisi, en..."

"Nesriiiin!"

"Tamam be. Kuzenlerin en Harun'u oldu mu?"

"Oldu."

"Sen şimdi oradaki çevrede herhangi bi kurs, engelli kardeşlerimiz için eğitim kursu, ana okulu, başka bi çalışma alanı var mı hepsini tespit et. Kız ordaki lokantaya geldiğine göre öğle arası yemeğine çıkmış olabilir. İşaret dili eğitimi veriyo ya da alıyo olabilir, başka bir iş yerinde çalışıyo olabilir. Önce işe burdan başlicaz tamam mıdır?"

ZİYADE OLSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin