ZİYADE OLSUN

*35* Cici Bici (Final 1)

Trabzon dolunayla flörtleşmesini tam bir adım ilerisine taşıyacakken, tamda güzelim dolunay kıvama gelmişken ortama bir anda turp suyu sıkıldı. Turpun ta kendisi Fatma Malkaralı idi. Haykırışı dolunayı tripe sürüklemiş 'sen git bi bak istersen sorun değil' dedirtmişti. Hayır efendim bu Trabzon için düpedüz sorundu. Amma ve lakin kuzu kuzu Malkaralı hanesine gidip göz kulak olmaya koyuldu. Kendi insanıydı sonuçta.

Nesrin annesinin ne dediğini ufacık bir kuma tanesi kadar bile merak etmiyordu. Annesi olacak Ayşe'nin sakin durup durup bir anda tam on ikiden belayı vurduğunu biliyordu çünkü. O yüzden sadece bu belanın kendisini etkilememesi için dua etti.

Hilal ne kadar ısrar etse de ne olduğunu söylemeleri için Fatma'da Ayşe'de ağızlarını açmamışlardı. Gece sonuna kadar süren savaş sonuçsuz kalmıştı.

Hamza sevdiği kız ve ailesi eve giderken Mustafa'nın kızını önünden yürütüp hemen dışarı çıkarmasıyla selamlaşma faslını gerçekleştirememişti. Zaten tüm gece kız mutfaktan ne zaman çıkıp salona gelse babası tarafından tekrar geri gönderilmişti. Hamza sinirinden ant içti.

'Evlenince nişanlılık sürem boyunca bana göstermediğin kadar göstermicem kızını sana Mustafa baba, dalavera çevirmeyen şerefsizdir!'

Nesrin suratı asık eve gelince tripli tripli babasına bakmadan Toroman'ı alıp yatırmaya gitti. Kardeşinin çantasını hazırlamasına yardım edip gülüşürken içerden annesi babasını çağırıyordu.

"Herif! Gel ha buraya lazumsun bağa."

"Odada lazum değilsam gelmam."

Nesrin konuşmanın bel altına kaymaya başladığını fark edince Toroman'ı öpüp, kapısını kapayıp çıkmıştı. Annesinin ve babasının yatak odasından sırıtık sırıtık çıktıklarını görünce kaşlarını çatıp ikiliye sorgucu komiser bakışları atıyordu. Bu bakışma seansı annesini kolundan tutup onu odaya sürüklemesiyle son buldu. Yatağa karşılıklı oturan ikili birbirlerine bakıyorlardı. Ayşe hatun sazı eline aldı başladı konuşmaya.

"Sağa bişe diyeceğum, hazır misun?"

"Hayır değilim."

Nesrin gerim gerim gerilerek kurdu cümlesini. Annesinin kıpır kıpır hailinin altından kafasını uzatacak felakete hazır değildi. Fakat annesi onu poposuna bile takmayarak bodosloma girmşti lafa.

"Ben hamileyum."

"Ben sana hayır demedim mi niye söylüyosun dan diye."

"Sus kız, hazır değilmiş miş. Ben yaptum kocamla biz haziruz sağa noliy."

Nesrin suratını buruşturup annesinin haklılık payını hesapladı sonrada küskün küskün tavır yaptı.

"Aşk olsun anne beni bekleseydin ya beraber yapardık."

Ayşe sultan pis pis bıyık altından gülerken gözlerinde yaramaz cilveli bir kızın bakışlarından vardı.

"Bababı ikna etmişken fırsati kaçırmiyayum dedum."

Ardından da bir göz kırpması patlatmış, ana kız kıkır kıkır gülmüşlerdi. Nesrin elini annesinin karnına getirip minik bi kıpırtı hissetmeyi ummuştu ama ennesinin midesinden gelen sesten başka bişey elde edememişti.

<><><><><><><><><><>

7 Ay Sonra

Nesrin kızın mezuniyet töreni bitimi ev bark dizilmiş, Fatma hanımın içine dert olduğu günden güne yükselen altın fiyatlarında taaa mezuniyet öncesi altınlar yapılmış, gelinlik provaları bitmiş, düğün mekanı ayarlanmış, evlerine eşyalarını alıp çeyizler dizilmiş ve en nihayateinde kına günü gelmiş çatmıştı. Yaylada olacak olan kınaya yetişmek için sabah kuaföre gidilecekti ve ardından Hamza'nın hazırlığını yaptığı yayladaki kına alanına doğru yola çıkılacaktı.