*36* Lıkır Lıkır (Final2)

15.4K 505 109
                                    


"Gözlerimi çizdirdiğimden dolayı yazamadım uzun süre. Telafi olarak hayatımda yazdığım en uzun bölümü yayımlıyorum. Son kısımda abarttığım için okumak istemeyenler ve yaşı uygun olmayanları düşünerek +18 ibaresi koyduğumu belirtmek isterim.  İnşAllah beğenirsiniz."


<><><><><><><><><>


Güneş bulutların arasından yarı açık gözlerle uyanırken Trabzon'un her zamankinden daha fazla heyecanlı olduğunu gördü. E tabi kolay değildi, bir yıldır aşkını, kavgasını, laf sokmasını çektiği aşıklar evleniyordu sonunda. Bir de Harun'la Uğur'u da baş göz etti miydi tamamdı, Trabzon'un poposu arşa çıkar el sallardı artık.

Trabzon damadın biraz daha özeline girip pencereden gözünü diktiğinde, Hamza'yı sabahın köründe ayakta görme umutları tepetaklak oldu. Taze damat fosur fosur yayılmış uyuyordu.

Genç adam gece erkenden uyumuş sabahta kahvaltıyı es geçip evden çıkma saatine kadar verimli uykunun ırzına geçmişti. Sebep?

Sebebi düğün gecesinin hayaliyle yanıp tutuşmasıydı. Enerjisini full kapasite depolamak için yemeyeceği nane kalmazdı. Hani oldu ya eline bir zaman makinası geçmiş olsaydı ve bir kere kullanım hakkı olsaydı şüphesiz düğün akşamına ışınlanırdı, yani birkaç saat sonrasına. Erkek beyni sade düşünmesine rağmen anlaşılmazdı ya da adam çok aşıktı. Tartışılır...

Hamza annesinin dürtmesi, babasının küfretmesi üzerine son dakika uyanmış alelacele hazırlanmıştı yüzündeki hınzır sırıtmayla. İşi bitip odadan çıktığında evdeki herkes aşağı inmiş, kızları kuaföre götürmek için arabaları ayarlıyorlardı. Hamza durur mu, bu hıyar fırsatı kaçırır mı? Kaçırmaz, kaçırmadı da. Beyninden gelen sinyallere itaat etti.

'Derhal Çıtır aranacak! Bu bir emirdir! Uymazsan belanı sikerim!'

Telefonu çıkarıp Nesrin'i ararken kızın açmadığı yarım dakika sinyallere sövüyordu aptal aşık.

'Hamza sakin paşam, bu ne heyecan.'


"Hamza"

"Güzelim günaydın."


Nesrin balkona doğru sıvışıp cevapladı güzeli olduğu adamı.


"Günaydın sevgilim."

"Cık, sevgilim değil kocam diyeceksin."


Nesrin kıkırdama arası ses tonunu bilmişlikle şişirdi.


"Henüz bi kocalığını görmedik Hamza bey."


Hamza olduğu yerde tutuşurken gözleri arzudan simsiyah oldu. Sesine yanık ve kısık bir ton vererek Nesrin'i yaktı geçti.


"Henüz yavrum, henüz..."


Nesrin duyduğu sesin tınısıyla titredi. Eğer bu yaşadığı heyecansa daha önce hiç heyecanlanmamıştı.


"Yavrum değil yalnız, karım diyeceksin."


ZİYADE OLSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin