*19* Çıtır Çıtır

13.5K 726 86
                                    

Kimi sosyal medyanın acizliğine uğrayıp klavye başında tribi yalayıp yutuyor, kimi kapısının önüne kendini affetirmeye gelen asalak sevgilinin yalvarışından göbek atıyor, kimide Nesrin gibi telefon kulağında Hamza kerkenezinin kıskançlık modunu devre dışı bırakmaya çalışıyordu.

Sevda müessesesi zor zanaattı vesselam. Arayan ayrı, aramayan ayrı manyaktı.

Hamza'da Nesrin'in beyninin etini minik minik yerken kız ne tür bir manyak olduğunu düşünüyordu işte ne yapsın.


"Nesrin hanım nasıllar acaba?"

"Ne bu resmiyet?"

"Samimi olmadığımızdan dolayı bu resmiyet. Malum akşamki ibnenin evladı pezevenk görücüden haberim falan olmadı ya."


Nesrin içinden Harun'un yedi ceddini birbirine katıp tıp tarihine geçecek çocuklar ortaya çıkaran cümeler sarfetti. Ama içinden.


"Gelenleri başımdan def etmeye mi uğraşsaydım yoksa hasta bi adama durumu anlatmaya mı?"

"Senin mantık çerçevesi içerisindeki cümlelerin beni sakinleştiremez hiç uğraşma."


Bu cümlenin ardından Nesrin duvarın dibine gelip kafasını pata küte duvara vurmaya başladı. Bu nasıl bir adamdı ki kıskançlığının geçmesini istemeyip mantık denen hazinenin üstüne sifonu çekiyordu.


"Susma!Niye geliyolar ulan ben varım niye niye?"


Bir Türk genci her türlü krizi fırsata çevirmek üzere programlanmıştır. Helede bu genç bir dişiyse karşı tarafın vay haline.

Nesrin tüm bekar dişiliğinin kollarını sıvamış Hamza'yı imha hamuruna girişmişti.


"Sen evlenmeyi diline bile dolamadın ki. Niye gelmesin bana görücü niye söylesene?"

"Evlenmek?"


Hamza'nın sesi soluğu kesilmiş evlilik müessesesi karşısına dikilmişti. Verebildiği tepki ise karşısındaki tanıdık müesseseyi bir yerlerden çıkarabilmekti. Umuyoruz ki bu çıkarım bel altına hitap etmesin.


"Yeni keşfedilmiş bişey değil Hamza."

"Ben... unuttum onu."

"Ne!!"


Nesrin'in çığırtkan sesi Hamza'nın kulağını uğuldatsada direndi ve vakit kaybetmeden açıklamaya girişti. Aksi halde Nesrin fena girişecekti.


"Öyle işte. Bi bakıyosun, bi gülüyosun ezber mezber tarih oluyo. Seninle evlilik hayali kurarken evlenmeyi unutmuşum ben. Gör işte, işe yarar bi gıdım aklım vardı onuda piç ettin."


Nesrin sevdiği adamı sakinleştirecekken sevdiği adam onu sakinleştiriyordu. İşlem tamamdı, kriz fırsata çevrilmişti.


"Kızacaktım ben daha sana ama. Niye turp suyu sıktın ki?"


Hamza duyduğu cilveli sesle yandığını hissetti. Şuan es kaza annesi ateşine bakmaya gelse acile gitmeleri kuşkusuzdu. Nesrin'de, gelen görüzülerde, güneydeki elemanda haklıydı. Evlilik şarttı...


"Evlenince kızarsın artık."

"Aslında diğer taliplerimide değerlendirmek istiyorum."


Nesrin'in nazlı sesiyle kendini kanepeye attı adam. Bir naz, bir cilve, bir eda böyle etki eder miydi be?


"Kıskandırma numarası eskimedi mi artık?"

ZİYADE OLSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin