*34* Fısır Fısır

9.2K 508 40
                                    

           

Serdar Ortaç'ın milattan önceki şarkılarından birinde bir söz vardı hatırlar mısınız? 'Hayaaaaat! Beni neden yoruyosuunn!' diye. Hamza'nın alnına yazılı kader, bu şarkı sözünü mırıldanmaktan kendini alamamıştı. Zira Toroman olacak iri kıyım sıpa cidden çok pis bakıyordu.

Hamza Nesrin'in ayağa kalktığını görünce kendiside yanında yerini almış, zehir saçan gözlere gözlerini dikmişti. İki genç durumu açıklayacak cümleleri beyinlerinde aramakla ve bulamamakla meşgulken Toroman atağa geçti.

"Cevap versene lan sallama çay!"

Bu 'sallama çay' lafını Harun abisinden duyduğu iyi olmuştu. Şuan cuk oturmuştu.

Nesrin, Toroman'ın kendilerine doğru geldiğini farkettiği an ileri atılıp kardeşini tuttu. Dizlerinin üzerine çöküp boylarını eşitledikten sonra ellerini çocuğun pofuduk yanaklarına yerleştirip göz teması kurmaya çalıştı.

"Dinlemeden niye saldırıyosun ki sen?"

Toroman Nesrin cümlesini bitirir bitirmez cevap verdi.

"Tamam dinliyorum, hadi hemen açıkla. Zaman kazanmaya çalışma sakın abla."

Ops! Nesrin bu hızı beklemiyordu. Arkasındaki adamın sessizliğinden bir şeyler düşündüğünü umut eden kız topu Hamza'ya attı. Kafasını hafif arkasına döndürüp samimi olmayan bir sırıtış yerleştirdi suratına.

"Çünküyü ben söyliyim gerisini sen getir. Toroman bak şimdi, çünküüü..."

Hamza o sırada tam olarak kendi vaziyetini kelimelere döküyordu.

'Oğlum Hamza, cümle alem boy boy sana girecek lan!'

Genç adam durum tespitini yapıp, Toroman'ın kendisini sevmediğiyle toplayınca elinde hatrı sayılır büyüklükte bir bok yığını peydah oluyordu. Elde ettiği bok yığınının kendisine vereceği hasarı hesaba katmak üzereyken Nesrin'in sesi odada yankılandı.

"Hamza sendeyiz."

Hamza, 'battı fısh yan going' modunu bürünüp Toroman'ı kolundan tutarak koltuğa çekiştirdi ve karşılıklı oturdular.

"Şimdi sen gidip babana her şeyi eksiksiz anlatacaksın dimi?"

Şüphesi olmayan soru Toroman tarafından başı sallanarak onaylanınca Hamza delikanlılıktan daldı konuya 'Bismillah' diyerek.

"Heh işte bu adilce değil, adice bi davranış. Tükürürler oğlum delikanlılığına."

Toroman suratına Hamza'nın sık sık suratına yerleştirdiği pis gülümsemeyi yerleştirip dik dik bakarak cevapladı genç adamı.

"Yapacağım adilik seninkinin yanına hafif kalacağı için sıkıntı yok. Hatta sıkıntı olsa bile sıkıntı yok."

Hamza çocuğa yumruk atmak istiyordu. Hatta içinden 'lütfen lütfen bi kerecik nolur' diye Nesrin'e yalvarabilirdi. Ama kurnaz Hamza'yı serbest bırakıp koltukta geri yaslandı.

"Keyfin bilir koçum. Ablanla evliliğimizi erkene çekmiş olursun sadece. Ha bide bir iki yumruk yerim ama o da eşantiyon olur."

Toroman gözlerini kocaman açıp ayağa fırladı.

"Ablamla bebek mi yaptınız?"

Nesrin çığlık koparırken Hamza pöfledi.

"He anam, yaptık. Hatta doğdu bile senin haberin yok mu?"

Toroman ve Nesrin donmuş halde durunca Hamza'ya gelenler geldi yine.

"Ya sabır! Oğlum yok öyle bişey. Özledim ablanı görmeye geldim. Bize geçicez şimdi hep beraber. Sen babana ikimizi evde başbaşa gördüğünü söylersen ablanın canını sıkarlar. Valla şahsen ben mutlu olurum daha önce evleniriz diye."

ZİYADE OLSUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin