ARAYIŞ
Yunanistan
Yıl 1821
Staffen o kadar yorulmuştu ki tam 3 aydır aramadığı ve bakmadığı yer kalmamıştı. Vanessa'yı aramaktan ayaklarında derman kalmamış bir ağacın dibine oturmuştu. Sürekli kendi kendine homurdanıyordu. Her şey bir anda Vanessa'nın o nadir bulunan zambağı bulmak için dağın eteklerine çıkmak istemesiyle başlamıştı. Vanessa gibi o da o gün olanları kendi cephesinden değerlendiriyordu. Sıra dışı yaşanan o günü, o da Vanessa gibi baştan aşağı hayale koyuldu.
Vanessa'yı pazarda görünce onun tek başına bir yere gideceğini anlamıştım. O yanımdan ayrıldıktan bir süre sonra tekrar ustamın ardımdan bağırmasıyla demirciye geldim. Bir süre demir döven ustama baktım. Çocukluğumdan beri yanında çalışıyordum. İzin almam gerekiyordu fakat nasıl söylemem gerektiğini bir şekilde bulamıyordum. Kendi içimde kıvranırken ustamın gür sesini duydum.
"Staffen!"
Sesi duyar duymaz yerde olan bakışlarımı hemen ustama çevirdim. "Efendim usta" diyerek cevap verdim. Hafif bir tebessüm ile "Bir derdin var belli." Diyerek elinde dövdüğü demiri bıraktı. "Gel bakalım." Diyerek eliyle karşısındaki tabureyi gösterdi. "Otur. Seni dinliyorum." Diyerek bana baktı. Hızlıca gösterdiği yere oturarak karşısına oturdum. Utana sıkıla " Şeey... Usta ben... Senden izin istemek istiyordum." Diyerek gözlerine baktım. Kaşları hafifçe çatılmış durumu anlamaya çalışıyordu. "Neden" diyerek Staffen'a çatık kaşlarıyla bakmaya devam etti. Ona 'Kızının peşinden gideceğim' diyemezdim ya. Yüzüm kızarmaya başlayınca ustamın gür kahkahalarını duydum. Daha sonra hafifçe öne eğilerek eliyle omzuma sertçe vurdu. "Seni hergele seni! Söyleyemeyecek kadar utandığına göre konu bir kadın belli ki?" dediğinde gözlerim büyüdü. Anlamış mıydı? Hafif kekeleyerek "e..evet" dedim. Normalde sert huysuz kaba olan Hepaistos konu kadın kız oldu mu pamuk şeker olurdu. Koca göbeğini tutup tekrar kahkaha attı. Birazda beni def edip karşı terzideki dulunu arkadaki bölüme atma hevesiyle "bütün gün izinlisin Staffen. Sana tavsiyem sadece bir kadında kalma. İşin güzelliği ve tadı birden fazla çiçekten bal almaktır." Diyerek yerinden kalktı. Söylediği iğrenç şeyleri duymazlıktan geldim. Duyduğum ve sevindiğim tek şey bütün gün izinli olduğumu öğrenmem olmuştu. Demirciden hızla ayrılıp Vanessa'nın ardından Takip etmeye başlamıştı. O da dağa çıkmış ve sonrasında tıpkı Vanessa'nın yaşadığı kareyi baştan aşağı iyice Staffen da hayal etmişti. Öyle dalmıştı ki o gün Vanessa'yla dağda yaşadıklarına ve bu sırra hiçbir akıl yettiremiyordu. O gün kendini dağda yaşanan onca güzel şeyden sonra tek başına bulmuştu. Sanki Vanessa bir anda kollarından buhar olup uçup gitmişti.
Anıları, bir kuş ötüşü ile bölününce daldığı yerden çıktı. Oturduğu yerde bir yandan çakısıyla sivrilttiği çubuğu ayaklarının dibine sinirle saplıyor bir yandan da olanları tekrar tekrar düşünüyordu. "VANESSAAAA!!!!" diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Sesi dağda yankı yaptı ama kendi sesinden başka kendine dönüş olmuyordu. Elindeki çubuğu saplamak yerine bu sefer oyuklar açarak söylenmeye başladı.
"Bir anda, bir saniyede kaybolur mu insan? Ne kadar mutluyduk." Diyerek hafifçe gülümsedi. Daha sonra aklına gelen şeylerle birlikte yüzündeki gülümseme soldu. "Ne yaptım sana, neden yok oldun Vanessa" diyerek fısıldadı. Olanları düşündükçe çıldıracak gibi hissediyordu. O kadar çaresiz ve âşıktı ki onun için gözlerinden düşen yağmurlara engel olamıyordu. Çaresizce boş bir çuval gibi taşıdığı bedenini kaldırdı. Evinin yolunu söylene söylene tuttu.
Staffen " Hayır! O senin dışında yaşanan bir durumdu. Biliyorum. Sen kaçmadın. Buhar oldun. O gün yaşananlar sanki bir güç, bir bilinmezlikti. Seni zorla almadım. Sana zorla sahip olmadım. Oradaki tutku gerçek ve bizimdi. Bunu inkâr edemezsin Vanessa. Çık, gel. Seni senden başka tutan yoksa ne olur gel. Artık benim oldun. Bedenin bedenimdir. Tenin tenimdir. Çık, ÇIIIIIIIKKKKK! ÇIK GEL!" diye haykırdı. Tüm dağ Staffen'ın feryadıyla inlese de sesi bumerang gibi sağa sola çarpıp tekrar boşlukta kendine dönüp geliyordu. Gözlerini koluna hıçkırıklarla sildi. Ardından tekrar soluklanarak "Tanrım! Sanki göremediğim bir delik onu yuttu. Bu aramakla bulunacak bir şey değil. Çok derin, çok daha karanlık bir mevzuymuş gibi. Bana hissettirilmeyen ama sanki onu çeken bir derinlik. İçim, sanki bana ulaşamayacağım bir kayıpmış gibi hissettiriyor. Ölüm gibi. Bir karanlık, boşluk gibi. Bunun ardı bir sır. Uzak bir yerdesin Vanessa. Biliyorum. Senin yaşadığın bu büyülü derinlik, benden çok uzak ve de seni hissettirmeden koynumdan aldı. Sır gibi, ölüm gibi seni çaldı. Vanessa, aramak değil. Derin bir mevzu bu. Benden öte, senden ziyade." diye diye akıttığı gözyaşlarını silerek evine gidene denk ağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREJUVA
Mystery / ThrillerBu dünyada, gördüklerimiz ve bildiklerimiz dışında başka zamanlar, başka diyarlar ve gizemler saklı. Vanessa bunları bilmeden bir adım atsa da artık onun için dönüş yapmak zordur. Başına büyük bir bela... Hayır! Büyük bir lanet almıştır. Ve tanrı so...