DÜŞMÜŞ MELEKLER
Yıl 1921
İzmir
"üg ürü üüüggggg üg ürü üügggg"
Melania "Hay kafası kopasıca! Kasabanın tüm hayvanı gitti. Şu abaza horoz bir türlü ölemedi. Offf! Her yanım tutulmuş. Adad! Kalk, kalk! Hadi!"
Adad "Ne var! Ne dürteleyip duruyorsun. Ne oldu."
Melania "Off! Kafam karıştı. Doğru ya bu horoz beni öldürecek." deyip tekrar yorgana gömüldü. Ama horozun sesi bir Melania'yı uyandırmamıştı. Vanessa ve Behnan, ayrı yataklarında, birbirlerini düşünüyorlardı.
Sünuş'un oradan sinirle hızla çıkan Behnan, ev halkıyla o gün asla karşılaşmamıştı. Gecenin bir yarısı gelip yatağına girmişti. Vanessa ise onu beklemiş, geldiğini duysa da cesaret edip yanına varamamıştı. Şimdi ise ayrı ayrı yataklarda birbirilerini düşünüyorlardı.
Vanessa ne olduğunu anlamaya çalışırken Behnan ise ne olduğunu anlamadığı karelerin etkisinden çıkamıyordu. Öyle geçmişin derinliklerine nasıl gidip Vanessa'yı nasıl görmüştü. Anlamaya çalışıyordu.
Behnan "Allah'ım bana güç ver. Ne gördüm ben! Nasıl gördüm. O kolye Şattat'ın elindeydi. Bana dokundu ve göğsümün içine bir güç saldı. Sanki zamanı yarıp yılların ötesine bir pencere açtı. Bu büyü mü? Yoksa Sünuş'un dediği gibi bir sıçrama mı? O taş parçası yıldızın parçasıymış. O zaman babaannesi oradan kopardıysa nasıl, nasıl olur bu! Pekii! O zaman şöyle olur mu? Acaba ben sıçradıysam Vanessa da sıçrayabilir. Dönebilir. Aman Allah'ım! Buldum, buldum sanırım. Bu yıldız parçasını bir şey canlandırıyor. Vanessa kendi zamanına dönebiliyor. Yok! Yooookkk! Allah'ım hayır! Buna gücüm yok. Olmaz. Hazır değilim. O güç yok bende. Bu konuyu kapat Behnan! Offff! Ya o gördüğüm kare? Nasıl da sevişiyordu. Hiçte mutsuz görünmüyordu. Beni onun gibi hiç sevmezse? Hem çocuk, çocukları var. Nerden geldim ben. Bu kız ne arıyor burada. Hayatıma bomba attın! Allah'ım bedenim! İçim yanıyor. Kavruluyor. Bu işi çözdüm. Kurcalasam bulurum ama susmalıyım. Hem hatırla! Onu götürmek istedim ama o gitmek istemedi. O da istemiyor ama neden onunla mutlu gibi görünüyordu. Neden istemiyor. Gönlündeki oysa neden istemiyor."
Vanessa " Bu oğlana ne oldu ki durup dururken evde bir an dondu. Birkaç saniye ter döktü. Sonra beti benzi attı. Bana başka bakar oldu. Anlamıyorum. Neden Sünuş'un orda sinirlendi, bastı gitti. Eve geç geldi. Adeta benden kaçıyor. Sünuş'un dedikleri kanına dokundu. Staffen hakkında duymaya tahammül edemedi. Biliyorum vurgunsun bana ama sana ne verebilirim ki? Ben karnımdaki ne, onu bile bilmiyorum. Sıkıntım büyük, yüküm büyük ama gitmekte istemiyorum. Ben, aşkı Staffen sanırdım. Onunla bir birlikteliğim oldu. Hamileyim bile ama sen, sen Behnan başka bir şeysin. Aşktan öte bir şey. İnsanın yüreğinin başını sallayan bir şey. Korkuyorum tanrım. Dönmekten, ne beklediğimi bilmemekten, Behnan'ı kaybetmekten, doğurmaktan, gitmekten ve burada kalmaktan. Her şeyden. Tanrım her şeyden korkuyorum. Yüküm çok ağır. Onu ezmekten korkuyorum."
Böylece yataklarında saatler geçti.
Melania "Heyy! Kalkın bakalım. Kalkın hadi yataklarınızdan tembel laleler! Kalkın buruşmayın."
Behnan ve Vanessa yataklarından doğruldular. Herkes Behnan'ın yattığı solonda orta yerde buluştu. Birbirlerinin yüzüne bakmaya cesaretleri olmayan iki genç, karşılaşmamaya çalışıyordu.
Vanessa "ben mutfağa gidip sofraya bir şeyler koyayım."
Melania "Hadi kızım, hazırla da bir şeyler yiyelim."
![](https://img.wattpad.com/cover/241804149-288-k450013.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREJUVA
Mystery / ThrillerBu dünyada, gördüklerimiz ve bildiklerimiz dışında başka zamanlar, başka diyarlar ve gizemler saklı. Vanessa bunları bilmeden bir adım atsa da artık onun için dönüş yapmak zordur. Başına büyük bir bela... Hayır! Büyük bir lanet almıştır. Ve tanrı so...