"Mehsa?" diyebildim ürkekçe.
Cevap gelmemişti, şu anlık saldırmamıştı. Sanırım küçük çocuklar dönüştüğünde hemen saldırmıyordu. Belki de uyku gibi bir şeydeydi. Onu kendimden itmem lazımdı, çıplak elle yapamazdım. Yavaş hareketlerle çantama doğru eğilmeye başladım, Mehsa'ı harekete geçirmeye niyetim yoktu. Ben çantama uzanıncaya dek diğerlerinin de konuşmaması için dua ediyordum çünkü fark etmemişlerdi ve demeye kalkarsam paniğe kapılıp yüksek sesle konuşan illaki olacaktı.
Başı önüne hafifçe eğilmişti, saçları gözlerinin önünü kapatıyordu. Çantamın sapını tuttuğum an da kucağındaki bisküvi paketi yere düşmüştü. Gözleri açıldığında, hırlarcasına bağırdığında çantamı yüzüne öyle bir çarpmıştım ki oturduğu çocuk koltuğu sarsılmıştı. Daha önce iyi ki kemerini takıp oraya oturtmuştum, çocuk koltuğu az da olsa hareket etmesini kısıtlamıştı.
Çantamı yüzüne bastırıyordum, uzunca süre kaldırmaya niyetim yoktu. Bu minik kargaşamız da çıkardığım ses Cherly'nin korkudan arabanın hakimiyetini kısa süreliğine kaybetmesine yol açmıştı. Dikiz aynasından bakıp ne olduğunu anlamaya çalışsa da tam arkasında kaldığımı için başaramamıştı, küfür ederek dikkatini öne verdi.
Adrien ise gayet iyi açıyla görebilmesine rağmen ne olduğunu anlamak yerine bana bağırmayı tercih etmişti. "Sarı manyak mısın! Çek şunu çocuğun yüzünden. Ne halt yediğini sanıyorsun?"
Koluma uzandığında ciyak ciyak bağırdım. "Dönüşmüş! O dönüştü. Beni ısırmaya kalktı."
"Ne?" Adrien'ın koluna vurup öne çekmesini sağladı. Ardından çantayı tutmamda -suratına ezercesine bastırmamda- yardımcı oldu. "Adrien eğer küçük kızı buna rağmen korumaya çalışırsan dönüşmüşlerden önce seni ben ısırırım!"
"Isırık izi olup olmadığını kontrol etmenizi demiştim size!" Arkadaşının beysbol sopasını uzattı. "Bu sizde kalsın. Buradan çıkmadan sorun çıkarırsa diye."
Zaten ısırılıp ısırılmadığına bakmamış mıydık? Saçlarının diplerini bile aramıştım, hiçbir yarası yoktu. Belki Adrien ile tuvalette gittiğinde kız ısırılmıştı ve Adrien kendi suçu olduğu için bunu dememişti. Gerçi Mehsa'ın morali gayet normaldi, hiç canı acıyor gibi davranmamıştı. Öyleyse nasıl dönüşmüştü? Hastalıklarla fazla temas sonucu dönüşmek mümkün müydü? Veya normal ölümler sonucu dönüşümler oluyor muydu? Bize söylemediği kalp hastalıkları varsa kalbi durup dönüşmüş olabilirdi. Aklıma en iyi fikir olarak bunlar gelmişti.
Her saniye daha da sıkıca bastırıyordum, eğer tünelden yeterince hızlı çıkamazsak güçten düşebilirdim. "Sadece arabayı hızlı sürün tamam mı?" Gücü sıradan çocukların aksine oldukça artmıştı.
Mehsa diğer dönüşmüşlerden farklı olarak küçük iniltiler çıkarıyordu. Onu gerçekten sevmiştim, böyle bir şey olacağını düşünemezdim. Camdan dışarıya bakıp dönüşmüş kollamayı neredeyse herkes bırakmıştı. Tünelin sonunda ışık görülmüştü, dışarı çıktığımızda da kolayca kurtulamayacağımı bilsem de içimi mutluluk kaplamıştı. Duvarlara çarpmış araçların içinde ön koltuğa sıkışmış hastalıklıyı görünce oralı olmadım, zaten çıkamıyorsa sorun değildi.
"Sizce bu araçlar neden duvarlara çarpmış ya da kim neden kenara çekmiş?" Dikkatli incelendiğinde tüm araçların özenle kenara çekildiği beli oluyordu. Çeken kişi sadece kendi aracının geçmesi için de ayarlayabilir, diğerleri umurunda olmayabilirdi. Kesinlikle arkası aranması gereken sorulardandı.
"Her olayın arkasında büyük nedenler arama, yardım etmek için de geç. Bu arada... Sen o beysbol sopasına iyi alıştın. Gözümden kaçmadı değil." Vurgulayarak tehdit edercesine konuşuyordu. "Bir daha olmasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTEKİLER | Tamamlandı ✔
Ficção Científicaİnsanlar kendi cezalarını kendi yaptı. Hastalıklılar durduk yere ortaya çıkmış olamazdı, onları insanlar üretmişti. Berbat virüs tasarımlarının amacı her ne ise nefret ettiğim kesindi. Ülkeler arasında olan yarışlardan dolayı da bu halde olabilirdik...