T.B.C × 24- BÖLÜM/ TEK YARİMİZ; ÖLÜMDÜ

1.7K 224 5
                                    

Geçtiğimiz hafta bölüm atamadığım için bu hafta iki bölüm atıyorum, dostlarım. :)

Helikopterin kapısından yere atlayıp biraz uzağımızda bekleyen Pamir'e doğru koşmaya başladım. Gülümseyerek kollarını iki yanına açtığında elimdeki neredeyse 7,5 kilogram ağırlığındaki tüfeğim bir pamuk misali hafiflemişti. Tüfeğimi sağ elime alıp Pamir'e sarıldım. O da kollarını sıkıca benim belime dolamıştı. Dışarıdan birisi görse birkaç yıl sonra ilk defa görüştüğümüzü sanabilirdi ama biz, görüşemediğimiz iki günde bile deli gibi özlüyorduk birbirimizi. Eh, ikizimdi sonuçta.

Geriye çekilip gülümseyerek konuştum. Operasyon anındaki heyecanım hala taptazeydi. "Biraz önce o kadar gururlandım ki!"

Benim gülümsememe karşılık verdi Pamir'de. "Ben de öyle. Sizi öyle görevde görünce çok onurlandım. Komutanımız, 'Yerdeki bozkurtların gökteki kartallara ihtiyacı varmış, hadi atlayın F-16'lara da temizleyin o pezevenkleri!' Dediğinde sizin timi almaya geldiğimizi bilmiyordum. Telsizden Mehmet Albay, 'Göktürk'leri almaya gidiyorsunuz.' Deyince nasıl heyecanlandım anlatamam."

Pamir'in sözünün bitiminde hemen Pars geldi yanımıza. Gülümseyerek elini Pamir'e uzattı. Pamir bir süre Pars'ın eline bakıp ardından elini iterek sarıldı. Bu hareketi beni nedense çok mutlu etmişti. "Tam zamanında yetiştiniz, sağ olun." Dedi Pars.

"Sizler de sağ olun. Biz hiçbir şey yapmadık, alçak bir uçuş her şeyi çözdü."

Kısa bir kahkaha attım. "F-16'ların sesi bile yetti. Nasıl götleri ata ata koştular bir görseydin!"

Benim ardımdan Pamir ile Pars'da kahkaha attılar. Birkaç saniye sonra Pamir konuştu. "Benim de, sizin de gitmeniz gerekiyor şimdi."

"O ne demek?" Diye sordum.

"Bizim işimiz bitti, artık dönmemiz gerek. Sizi de Mehmet Albay toplantı odasında bekliyor. Tüm timi... Söylediğine göre sizin için güzel bir haberi varmış."

Pars ile birbirimize baktık. "Hayırdır inşallah?"

Bir kolunu Pars'a diğer kolunu da bana atıp ikimize birden sarıldı, Pamir. "Kendinize iyi bakın, görüşürüz."

"Görüşürüz, kardeşim." Dedi Pars.

Ben de iki elimi birden havaya kaldırıp salladım. "Seni seviyorum, bir tanem. Dikkatli ol." Omuzunun üstünden göz kırpıp arkasını döndü ve filonun yanına gitti.

Arkama dönüp time seslendim. "Albay toplantı odasında bizi bekliyormuş, Göktürk. Hadi!"

Pars ve ben önden giderken tim de arkamızdan geliyordu. Çıktığımız yere, toplantı odasına geri döndük. Mehmet Albay, etrafında tekerlekli sandalyeler dizili uzun masanın en başındaki sandalyeye oturmuş, ellerini birbirine kenetleyerek çenesinin altına dayamış, gülümseyerek bizi bekliyordu. Biz odaya girince elleriyle sandalyeleri işaret etti. "Geçin oturun."

Geçip sıra sıra oturduk. Albay'ın sol yanında Pars, sağ yanında da ben oturuyordum. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Ellerinize sağlık, aslanlarım. Siz de Gökbörü Filosu'da çok büyük iş başardınız." Sözleriyle yeniden gururlandım. Her görev dönüşü sanki ilk görevimi tamamlayıp dönmüşüm gibi aynı heyecanı yaşıyordum. Derin bir nefes alıp gülümseyerek, "Ama asıl mesele bu değil." Dediğinde duruşumu dikleştirip daha ciddi bir şekilde Albay'ı dinlemeye koyuldum. "Bir hafta değil belki ama önümüzdeki iki gün izinlisiniz. Dilerseniz hafta sonuyla birleştirip memleketlerinize dönün. Biliyorsunuz, ailenizle ve sevdiklerinizle geçirdiğiniz her an değerli sizin için..." İç çekti. "Hangimizin, hangi gün şehadeti tadacağı muamma. Benim dahi." Söylediklerinin her kelimse doğruydu. Hayat bir bilinmezlikte yaşarken çok kısaydı. Bir saniye sonramız bile kesin değildi, bizim. Aldığımız her nefes, son nefesimiz olabilirdi. Çıktığımız her operasyon, son operasyonumuz, bastığımız her toprak parçası, mezarımız olabilirdi. Ölüm yanı başımızdaydı bizim. Aldığımız her nefeste, yudumladığımız her suda, her kahkahamızda, attığımız her adımımızda. Sırdaşımız, silah arkadaşımız, tek yârimiz; ölümdü... Biz bilinmeyenlerdik ama bu bilinmezliğe rağmen aynı zamanda da asla unutulmayanlardık biz. Ana dualarından çıkmayan, kalplerden kazınmayan, kahramanlığı bir ömür yaşananlardık biz.

TABURDA BİR CUMHURİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin