Komodinimdeki telefonumun ekranını açıp saate baktım. Öğlene geliyordu.
Ulan eskiden kıymetini bilmediğim, uykusuz geçirdiğim gecelerime tüküreyim! Öğlene kadar uyumak ne büyük lüksmüş be!
Gözlerimi ovuştururken ekranımdaki bildirime takıldım. Yüzbaşı'ndandı. "Akşam Ecem ve ben birkaç arkadaşımızı çağırıp yemek yiyeceğiz. Eğer müsaitseniz Pamir ile seni de bekliyoruz." Diyordu. Elimi yüzümü yıkayıp odamdan çıktım. Annem ve Pamir, salonda oturmuş Müge Anlı izliyordu. Ben yanlarına yaklaşırken, "Ulan kim kimin arkasından iş çeviriyor belli değil, arkadaş!" Dedi Pamir.
Annemin yanına oturup başımı dizine koydum ve sordum. "Babam nerede?"
Saçlarımı okşarken cevap verdi. "Emniyetten aradılar."
Bir süre annem ve Pamir'in yorumları eşliğinde Müge Anlı izlemeye ve anlamaya çalıştım. Program reklam arasına girince de oturur pozisyona gelip Pamir'e döndüm. "Yüzbaşı, mesaj atmış."
Tek kaşını kaldırdı. "Ne diyor?"
"Akşam birkaç arkadaşını yemeğe çağıracakmış. Seninle beni de davet etti."
Omuz silkti, Pamir. "Sen gitmek istiyorsan gideriz, güzelim."
Pamir'e havadan bir öpücük gönderip telefonumu elime aldım. Yüzbaşı ile olan sohbete girip mesaj attım. "Tabii, geliriz Yüzbaşım."
Daha uygulamadan çıkmamıştım ki, cevap geldi. "Saat 18:00'da bekliyoruz o zaman."
"Anlaşıldı, Yüzbaşım. Görüşürüz."
"Görüşürüz, Adalı."
Telefonumu kapatıp yanıma koyduğum sırada midemden ufak bir gurultu çıkınca annem bana döndü. "Bu sıpa erken kalkınca baban ve benimle kahvaltı etti. Sana da hemen bir şeyler hazırlayayım mı, kuzum?"
Gülümsedim. "Olur, annem." Karnımı işaret ettim. "Biraz sonra cazdan, rocka geçerler."
Kısa bir kahkaha atarak ayağa kalktı, annem. Ben de peşinden ilerleyip mutfağa gittim. "Ne istersin, bebeğim?"
Kısa bir düşünme seansından sonra kollarını bağlayıp tezgaha dayanmış beni bekleyen anneme döndüm. "Menemenini çok özledim."
Gülümsedi. "Hemen geliyor, prensesim."
Yanına gittim. "Ben ne yapayım?"
Başını yana eğip omuzumu öptü. "Sen geç otur, bebeğim."
"Ama olmaz ki öyle."
Tebessüm etti. "Sen zaten her gün harıl harıl bu vatan için çalışıyorsun. Ben de o sırada oturuyor oluyorum. Şimdi, sen geç otur ben de sana kahvaltı hazırlayayım. Kaç aydan sonra ilk defa izine geldin zaten."
Bu dediklerine karşılık ben de onun başından öpüp sandalyelerden birine oturdum ve menemenimi beklemeye koyuldum.
Akşam 18.00/ Yüzbaşıların evinin önü
Sigaramı arabanın küllüğünde söndürdüm ve baget çantamı omuzuma takıp Pamir'in peşinden arabadan indim. "Arabanın her yeri buram buram sigara kokuyor, senin yüzünden."
"Zaten şunun şurasında bir hafta izine gelmişim, ses etmesen ne olur sanki? Götüne göktaşı mı kaçar? Ben gidince havalandırırsın geçer." Zili çaldım.
"Geçmiyor işte. Geçse, başımın üstünde yerin var."
Kapı açıldı. Karşımızda sarışın, bej rengi, mini bir elbise giyen bir kadın vardı. İçeriden Yüzbaşı'nın sesini duyduk. "Kim geldi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABURDA BİR CUMHURİYET
Ficção AdolescenteCUMHURİYET SERİSİ - 1 - Bu kitap, başta Ömer Halisdemir olmak üzere bu ülke uğruna can veren nice şehitlerimize ithaf edilmiştir. Vatan uğruna baş koymuş, nice aşağılamaların, küçümsemelerin ardından başı dik, alını pak çıkmış bir üsteğmen; Asel Nur...