40.Bölüm - Merhaba

78 2 0
                                    

Fuat pantolonunu giymeye çalışırken hala ellerinin titrediğini fark etti. Bunda bu kadar heyecanlanacak ne olduğunu anlayamıyordu. Eskiden olsa utandığını söyleyebilirdi ama uzun zamandır bir şey için utandığını hatırlamıyordu. Utanmanın kaybetme belirtisi gibi görüldüğünü görmüş ve bu kök salmış duygudan kurtulmuştu. Pantolonunu giydiğinde vücudunu dik konuma getirip derin bir nefes aldı. Gayet sakindi, bir şey olmamıştı. Altı üstü iki tane davetsiz misafire şov yapmıştı.

Ağır ve kendinden emin adımlarla merdivenlerden inip mutfağa geri döndü. İçeri girdiği anda masadaki kişilerin hepsinin kahkaha attığını görmüştü. Ona gülüyor olduklarını düşünmek ayak parmak uçlarından beynine değin ürperti duymasına yol açmıştı. Önceki olayda başından aşağı kaynar sular döküldüyse, şimdi soğuk sular boşanıyordu.

İşte şimdi tüm hücrelerinin en ufak parçacıkları bile utanmıştı. Cheng ailesi rahatsız olmayacaklarını söylediği için sabahları boxerla geziniyordu. İki kızın geleceğinden hiç haberi olmamıştı ki... Bunun bu kadar büyütülecek neyi vardı?

Kapının eşiğinde sessizce kahkahaların bitmesini bekliyordu ama zaman geçmek bilmiyordu. Hayat ağır çekime girmiş, dar açılarla onu kenara sıkıştırıyordu. Bu aşağılanmaya son verebilmek için belli belirsiz bir "merhaba" çıktı ağzından. Sesi çatallaşmıştı, tekrar konuşmaya başlamadan önce hafifçe öksürüp boğazını temizledi. O esnada Bay ve Bayan Cheng'in dudaklarının kenarlarından hınzır gülümsemeler aktığını fark etmişti -ki bu hiç hoşuna gitmemişti. Utanıp, bir köşeye sinmek yerine çoğu Amerikalı gibi yağ gibi üste çıkmalıydı. "Kusura bakmayın, misafir geleceğinden haberdar edilmemiştim" derken Bay ve Bayan Cheng'in gözlerinin içine bakmıştı. İkisi de utanmışa benzemiyordu. Şimdiye kadar onlardan bu tür bir muamele görmemişti. Ne değişmişti anlayamıyordu ve bu anlayamamazlıktı onu rahatsız eden.

Cümlesini tamamlamasına müteakip yaşanan beş saniyelik sessizlik esnasında masada oturan iki yabancıyı süzdü. Kızlardan birisinin Cheng ailesinin hiç görmediği ama uzaklarda okuduğunu bildiği kızı olduğuna şüphe yoktu. Evin çeşitli yerlerinde kızlarının fotoğrafları vardı, defalarca dikkatlice bakmıştı onlara. Diğer kız ise muhtemelen onun arkadaşı olmalıydı. Belki çocukluk arkadaşı, belki de şu anda okuduğu okuldan bir arkadaşı. Bunu tahmin etmek güçtü. Tek bildiği kızın Cheng ailesi ile direkt bir bağıntısı olamayacağı idi.

Sarı bukleli saçları, pembe dudakları ile Amerikalıdan ziyade bir İsveçliye benziyordu. Biraz daha açık tenli olsa öyle söyleyebilirdi ama belki bronzlaşmış da olabilirdi.

Nihayetinde Jack bozdu sessizliği. Kızı Mia ile kızının arkadaşı Sally'i tanıştırdı. Fuat, gayri ihtiyari elini uzattığında Sally elini sıkmıştı. Mia kendisine uzanan eli ufak bir tereddütten sonra parmak uçlarından şöyle bir dokunup, sıkmadan bırakmıştı.

Fuat'ın elini uzatması gibi Sally'nin uzatılan eli sıkması eski bir alışkanlıktı. Ortadoğu ülkelerinin vatandaşları hariç, neredeyse hiçbir ülke vatandaşı insanların tanışma veya karşılaşma anlarında tokalaşmak gibi bir dürtüleri olmuyordu. Her türlü temastan uzak durmak istiyorlardı, sokakta yürüyen birisi omuzlarına dokunmak istese koşarak kaçabilirlerdi. Hastalık kapmaktan veya diğer bir sürü paranoyalarından ötürü derin bir korku duyuyorlardı. Hem bu sayede çok daha medeni bir yaklaşım sergileniyordu, herkes tensel temastan hoşlanmak zorunda değildi.

Fuat bu ufak ayrıntıyı yakalayabilecek durumda değildi. Daha ziyade kendisine uzatılan eli tuttuğunda hissettiği çarpıntıyla başı beladaydı.

Selin, çocuğun ona kilitlenmiş bakışlarını gördüğünde bir çuval inciri berbat ettiğini düşünmeye başlamıştı.

Fuat'ın daha başka bir şey demesine fırsat olmadan, Lucy kreplerin hazır olduğunu söylemişti. Şuruplarla süslenmiş, enfes krepleri yerlerken kimse konuşmamıştı ama Fuat meyve suyundan her yudum alışında Sally'e bardağın dibinden bakmadan duramamıştı. Aylardır etrafında görmediği cinsten bir çekicilik vardı kızda. Avrupalı olduğuna ve hatta İsveçli olduğuna ilişkin kanaati güçlenmişti incelerken. Çıkık elmacık kemikleri, küçük burnu ve uzun boyuyla... Devamını söylemeye dili varmamıştı, Liz aklına gelmişti. Liz'de oldukça güzel bir kızdı ama işte bir haftalık birliktelikleri ve tek seferlik bir ilişkilerinden sonra yol vermişti Fuat'a. "Bunları düşünmek bile saçma" derken bardağın dibinden sofradan kalkmadan evvel son bir kez bakmıştı, Liz'e benzemiyordu Sally...

Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin