4.Bölüm - Uyanış

105 3 0
                                    

"Başıma bela mı gunnadun lan sen?" derken eliyle mi ayağıyla mı vurmalı karar veremedi Hasan; çifte kavrulmuş tekniğini uyguladı: ayağıyla düzeltip, kemerle vurdu. "Irz düşmanı zapık" eşliğinde bir tekme daha, "benim paramla mı yedirdin içirdin tazeyi, ha?" derken eliyle Fuat'ın ceketinde bulduğu sigaraları salladı. "Fesuphanallah, fesuphanal..." gözleri kararıyordu artık, ya utancından ya da sinirinden ama her halükarda öldürecekti bu çocuk onu. Onun yüzünden başlarına gelmeyen kalmamıştı.

"Napacağdın o kıza ha? Onun da mı dünyasını karartacağdın kahpenin sıçtığı? Yoksa çoktan yaptın mı zındık?" cümlesinden sonra yüreği sıkıştırdı, kıza bir şey yapmış olması olasılığını düşündü. Haber bugün gelmişti, hemen bir şeyler yapmış olması imkânsızdı. Hele bir yaptığı ortaya çıkacak olsun, çok önceden yapması gerekeni gözünü kırpmadan yapardı; kendi elleriyle boğardı onu.

Cılız tekme gözünün üstüne gelmişti Fuat'ın ama sonrasında ortalık durulmuştu. Gözü göremez hale geldiğinden, patlamış mısırlardan daha feci durumdaki dudağından, muhtemelen kırılmış olan burnu ve kaburgasından veya morarmış bedeninden ötürü değildi bu sükûnet. Anlaşılan her şey bitmişti. Yeniden başlayacaktı...

Geçmişten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin