21. BÖLÜM

295 25 3
                                    

"Ben yanmasam sen yanmasan

Biz yanmasak

Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa..."

-Nazım Hikmet- Henüz Vakit Varken Gülüm

---

Kına gecem son bulurken, gelen herkesi uğurladık. Arka bahçeden eve girdiğimde, çalan zil evin içinde yankılandı. Oturma odasından çıkıp, holden geçerken kapıya ulaştım. Gözetleme deliğinden kimin geldiğine bakarken, yutkundum. Titreyen elim kapı kolunu kavrarken, kapıyı yavaşça açtım.

Yorgun bakan mavi gözleri beni görünce, parıldadı. Bakışları üzerimde gezinirken, ne yapacağımı bilemiyordum.

"Çok güzel olmuşsun kızım."

Yutkundum. Teşekkür ederim diyemedim. Babam deyip, boynuna sarılamadım. Tek kelime edemedim. Varlığı sonradan hayatıma karışan öz babama nasıl davranmam gerektiğini bilemedim.

"Yiğit Bey! İçeri buyurun."

Arkamda varlığını hissettiğim Ulaç, onu içeri buyur ederken, o bakışlarını gözlerime dikti. Benden cevap alamayınca omuzları kalkıp indi.

"Rahatınızı hiç bozmayayım oğlum. Gecenin bir vakti kapınıza dayandığım için kusuruma bakmayın. Ben şey için gelmiştim. Şey..."

Bakışları Ulaç'a dönerken,

"Sizi yalnız bırakayım."

Dedi Ulaç. O kafasını sallarken, ikimiz kaldık sadece.

"Senden bir şey istesem çok mu ileri gitmiş olurum?"

Sorduğu soru ile tek kaşım kalkarken kafamı olumsuz anlamda salladım. Aldığı cevap ile derin bir nefes alırken, elinde tuttuğu büyük beyaz kutuyu yeni fark ettim. Kutuyu bana uzatırken,

"Biliyorum senden bir şey istemeye hakkım yok. Ama lütfen bu isteğimi kabul et. Bu baban olarak senden istediğim ilk ve son şey."

Dedi. Bakışlarımı dolan gözlerine çevirdiğimde, bir kez daha yutkunmak istedim ama yapamadım. Yutkunuşum boğazıma takıldı. Titreyen sesimi önemsemeden sordum.

"Bu nedir?"

Dudaklarında buruk bir gülümseme oluşurken, sol gözünden bir damla yaş aktı.

"Yarın evleniyormuşsun. Allahtan tek duam bundan sonraki hayatında daha mutlu olasın kızım. Sana veremediğim sevgiyi umarım sevdiğin adamda bulursun. Bu kutuda..."

Dudaklarından dökülen her kelimenin ardından gözlerinden bir damla yaş düştü.

"Annene söz vermiştim... Bu gelinliği giyeceksin diye! Giyemedi! Giydiremedim ona bu gelinliği!"

Kutuyu bana almam için daha çok uzatırken, iki yanından da kavradım. Bakışlarım kutunun üstüne çevirdiğimde, benimde gözümden bir damla yaş düştü.

"Bari annesine çok benzeyen kızımız giysin istedim."

Son cümlesi bir fısıltı olarak dudaklarından dökülürken, söyledikleri kulaklarımda çınladı. İçinde ne olduğunu öğrendiğimde kutunun ağırlığı biraz daha arttı ve artmaya devam etti.

---

Odamın kapısının tıklanması ile birbirine yapışmış göz kapaklarımı zorlukla açtım. Gece kutudan çıkardığım gelinliği bakarak, uyuyana kadar ağlamıştım. Kulaklarımda ismini söyleyemediğim adamın cümleleri yankılanırken, kaderime ağladım. Anneme ağladım. Yabancısı olduğum o adama bile ağladım. Şimdi ise zar zor ayılmaya çalışıyordum. Kapı açılırken Beren elinde tuttuğu askılarla içeri girdi.

KOPUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin