28. BÖLÜM

117 7 1
                                    

O an gökyüzünden bir yıldız kaydı. Dileği olan bütün masum yürekler için...

Kadın artık sevdiği adam ile birlikte mutlu olmayı diledi.

Adam artık kadının mutlu olmasını diledi.

---

NEVRA ARGUN'dan

Şaşkın bakışlarım onun dudaklarındaki gülümsemeye kayarken hızla oturduğum salıncaktan kalktım. Hatırlıyor muydu?

"Ulaç? Sen..."

Alacağım sorunun cevabı ile göğsümdeki kelebekler kanatlarını çırpmaya başladı. Kafasını hafifçe salladı. Gözleri mi dolmuştu onun? Ama neden? Peki benim yüzümü ıslatan yaşların sebebi neydi? Omuzlarımdan tutup beni kendine doğru çekerken sarıldı bana. Onun göğsü... Burası yuvaydı. Benim yuvam. Burası artık sıcacıktı.

"Sana dair olan her şeyi hatırlıyorum, papatyam."

Eli saçlarımı okşarken, sıcak nefesi ile kulağıma fısıldadı. Hatırlıyordu! Artık beni, bizi hatırlıyordu! Burnumu çekerken, göz yaşlarım onun açıkta kalan boynunu ıslatmaya başladı.

"Ne yapıyorsunuz siz orada?"

Sarılmaya son verdiğimizde, Ulaç alnıma bir öpücük kondurdu. Dudaklarıma mutluluğun buruk tebessümü yayıldı. Beren'in bize yönelttiği soru ile onlara döndük. Hepsinin bakışları benim yüzüme kayarken, yüzlerine şaşkın bir ifade yayıldı.

"Nevra iyi misin?" diye sordu Sümeyye. Kafamı iyiyim anlamında sallarken,

"Ulaç hatırlıyor," dedim. Benim dudaklarımdan çıkanlarla birlikte şaşkınlıkları ikiye katlandı.

"Nasıl, her şeyi hatırladı mı?"

"Ne zaman hatırladı?"

"Sonunda en çok beni sevdiğini hatırladı mı?"

Hepsinden merak dolu sorular çıkarken, Ulaç onlara cevap verdi.

"Hâlâ hatırlayamadıklarım var. Bazen bazı şeyleri hatırlarken buluyordum kendimi. Bugün ise Nevra'ya dair olan her şeyi hatırladım. Onun ile birlikteyken sizin ile geçirdiğim zamanları da hatırladım. Fakat sadece sizinle geçirdiğim zamanları hatırlayamıyorum. Çocukluğumu, okul hayatımı, iş hayatımı gibi çoğu şeyi hatırlayamıyorum. Ama onları da yakında hatırlayacağımı düşünüyorum."

Düşünceli bakışlarını Baran'a çevirdi ve sözlerine devam etti.

"Ve Baran, en çok seni sevmiyorum."

Son söylediğine hepimiz gülerken, Baran gülmedi ve kaşlarını çatarak somurttu. Beren'in getirdiği çaylardan birini eline alıp, Ulaç'a kıstığı bakışlarla baktı ve höpürdeterek büyük bir yudum içti.

---

Gece boyunca güzel bir sohbet içerisindeydik. Sıcak çaylarımız bittikçe Beren dolduruyordu.

"Nasıl hatırlamazsın? Çok güceniyorum sana ama Ulaç!"

Baran hâlâ Ulaç'a, onun en çok kendisini sevdiğini anlatmaya çalışıyordu. Ulaç onun bu çabasına alayla gülümsedi.

"Yazıklar olsun! Sana verdiğim emeklerin hepsi boşa gitti! Senin peşini toplayacağım diye saçlarıma aklar indi benim! Adam beni en çok sevdiğini hatırlamıyor bir türlü! Karnında bebeğinizi taşıyan kadın var ya, onun ile bile aranı ben yaptım ulan!"

Baran yakınmaya devam ederken,

"Öyle mi oldu? Nasıl yaptın bakalım aramızı? Ben nedense hiç öyle hatırlamıyorum?" diye alayla sordu Ulaç.

KOPUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin