BEREN DOĞAN'dan
Karşımda duruyordu. Benim ne yapacağını bilemeyen gözlerim etrafta dolanırken o bakışlarını öylece bana dikmişti. 30 dakika kadar önce başlayan sürpriz, herkesin doğum günü dilekleri ve kendi halinde takılması ile davam ederken O'da abimlerle bir masada oturmuş, bakışları benim üzerimde iken kulakları Baran abimin dudaklarından çıkan cümlelerdeydi. Daha fazla O'nun göz hapsinde olmaya dayanamadığımdan oturduğum yerden kalktım. Nefes almaya ihtiyacım vardı. Geniş mekan onun bakışları bakışlarıma değdikçe dar geliyordu ve bu benim nefes almamı zorlaştırıyordu. Ben kalkınca O'da bakışlarını abimlere döndürüp bir şeyler söyledi ve kalktı. Adımlarını benden tarafa doğru atarken bende yürümeye başladım. Bunu hiç düşünmemiştim. Yüzleşmenin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Yanından geçip giderken parmakları bileklerime dolandı. Tenime değen parmakları ile adımlarım durmuştu. O içine derin bir nefes çekiyordu. Bense nefes alamıyordum. Çekinerek kafamı kaldırıp gözlerimi gözleri hariç yüzünün her bir köşesinde gezdirdim.
"Konuşabilir miyiz?"
Diye sorunca bunun hiç iyi bir fikir olmadığına kanaat getirip adımlarımı atmak için tekrar hazırlanıyordum ki,
"Lütfen."
Dedi aciz sesi. Daha çok erkendi. Yüzleşmek bu kadar zor ise baş başa kalıp iki çift laf etmek bir o kadarda zordu.
"Beren...gitme, lütfen sadece 2 dakika. Eğer sonra istersen giderim. Bir daha hiç karşına çıkmam."
Gitmek mi? Niye geldin ansızın o zaman? Yapıştırdığım kırık parçalarımı tekrar kırmak için mi? Bileğimdeki parmakları elime kayarken elimi hızla çektim.
"Terastayım."
Deyip adımlarımı hızla terasa açılan kapıya doğru attım. Hafif esinti yüzüme vururken ardımdan onun değişmeyen kokusu ciğerlerime doldu.
---
Genç adam kızın ardından terasa çıkıp, aralarında özlediği kokusunu içine çekebileceği kadar biraz mesafe tuttu.
"Sen benden gittikten sonra çok canım yandı."
Dedi genç kız. Bu cümleyi adamın dudaklarından çıkacak herhangi bir kelime, bir cümle beklemeksizin kurmuştu. Ama adam susmamayı seçip dudaklarından çıkacak kelimeleri bir cümleye döktü.
"Ben senden gittikten sonra çok canım yandı."
Genç kız dolan gözlerinin eşliğinde tebessüm etti. İçinden geride kalan bendim dedi. Duyguları ile oynanan bendim dedi. Bedenini adama çevirip bakmaktan çekindiği gözlerine büyük bir cesaretle baktı.
"Affet!"
Dedi adam. Pişman bir ses tonu ile canı yanarcasına. Kızın dudaklarındaki tebessüm genişlerken adam için bir umut ışığı yandı.
"Affedemem."
Dedi kız. Bunu kendime yapamam. Seni, senin için affedebilirim ama kendime yapamam dedi içinden.
"Neden?"
Diye sordu adamın kırılan sesi. Kızın gülüşü soldu. Acımasız tutmaya çalıştığı ses tonu kurduğu son cümleden sonra nefesini titretti.
"Çünkü canın benimki kadar yanmadı."
Dedi. Adamın ışığı söndü.
Kızın dolu gözlerindeki yaşlar kirpiklerindeki rimele karışıp siyah ince, gözlerinde başlayıp boynuna doğru giden, bir yol çizerken adamda kızdan farksızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOPUK
RomanceKüçük kız kısa bacaklarının izin verdiği kadar oturduğu salıncakta bir ileri bir geri gidiyordu. Arkasında onu gökyüzüne yaklaştıran hiç kimsesi yoktu. Kavradığı zincirleri sıkıp durdu. Omuzları düşerken ellerini zincirlerden çekmek üzereydi ki bir...