LOSİNG YOU-Seni Kaybediyorum

Ep50-Sana Bakmaya Asla Doymayacağım (M)

Sabah kalktığımda küçük bir ayak ağzımın üstündeydi.Bir de narin bir kol belime sarılıydı.Gözlerimi tamamen açıp etrafı net gördüğümde.Etrafım eşim ve bebeklerim tarafından sarılmıştı.Birinin başı göğsümde,diğerinin başı kolumla belim arasında,ayağı da çenemin üstündeydi.Bu ayak kesinlikle en dağınık yatan oğlum Jeonghan'a aitti.En narin meleğim Jaemin ise annesiyle benim aramda küçücük bir yere sıvışmış yatıyordu.

Tanrım!Bu hayatımda gördüğüm en güzel manzaraydı.Eşim ve Üç meleğim etrafımı sarmış ve bana sığınıyordu.Babalık paha biçilmez bir değerdi.Şirketten döndüğümde üçününde oturduğu yerden kollarını bana uzatmaları,en güzeli de annelerinin onlardan daha heyecanlı olduğunu görmek benim için eşi bulunmaz bir duyguydu.

Bazen keşke zamanı geri alabiyseydim diyordum.Taehyung'u herşeyin önünde tutsaydım.Ona bu kadar kötü davranmasaydım.Onu bir kerecik olsun dinleseydim.Kaybettiği bebeğin acısını paylaşıp teselli edebilseydim.O kadar masum birinin günah işleyemeyeceğini düşünebilseydim.Aptal gururumu bir kenara atıp onunla ilgilenseydim.O günlere geri oönmek ve düzeltmek imkansızdı."Keşke" Dünyadaki en değersiz kelimeydi.Çünkü keşkeler hiçbirşeye çözüm sağlamıyordu.

Taehyung her ne kadar geçmişi hatırlatmamı istemese de,benim geçmişteki yaşananları unutmam imkansızdı.Asla ama asla unutmayacaktım.

Tavanı izlemeye dalmışken bir hareketlilikten sonra,çenemde hissettiğim öpücükle sol tarafıma döndüm.Biricik meleğim açmakta zorlandığı güzel gözleriyle bana bakıyordu. "Günaydın hayatım" eğilip alnından öptüm ateşi var gibiydi.Çünkü yanakları ve dudakları da kırmızıydı. "Günaydın sevgilim" Günüme güneş gibi doğuyordu.Onu gördüğümde bütün karabulutlar bir bir dağılıyordu. Kaşlarım çatılıp etrafı sarı görmeye başlamıştım.Endişe içime işlediğinde göz rengim ve görüşüm sarı oluyordu.Bu Deltaların bir özelliğiydi."Ateşin mi var bebeğim?" Başını iki yana salladı. "Bebekleri aramızdan çıkarsak mı?" Sabahın bu saatinde bana bu kadar istekli bakması titrek bir nefes vermeme sebep olmuştu "Olurmu ki?" Bışını sallayarak onayladı.

İki tanesini ben kucakladım,diğerini de Taehyung aldı ve onlar için yaptırdığımız geniş yatağa,hepsinin ellerini tek tek öperek yatırdık.Taehyung bebeklerimizin yatağının pervazlarına yaslanıp ben gidecekken beni tuttu.Ona dönüp baktığımda gerçekten de çok istekli görünüyordu.O sabahları böyle şeyler yapmazdı fakat şimdi ne olmuştu da böyle davranıyordu.Aslında bu benim işime gelirdi fakat yine Jimin'inin bir işler çevirmiş olmasından şüpheleniyordum. "Birtanem?" Taehyung cevap vermeden gözlerimin içine bakıp kollarını boynuma doladı. "Hm?" Bu hali beni şaşırtıyordu.Kollarımı ince beline dolayıp burnunun ucundan öptüm.

"Çok mu özledin beni?" Başını uslu uslu salladı.Bu uyuşuk ve istekli halleri tuhaf geliyordu çünkü sabahları böyle şeyler istemezdi.Uyandığımızdan beri gizlediği kokuyu yeni yeni almaya başlamıştım.Benim meleğim kızgınlıktaydı. "Bekle biraz" Dolabına yönelip gizli bir şeymiş gibi alıp banyoya koştu.Yaklaşık 5-6 dakika sonra kapı aralandı. "Jeonguk!" Daldığım yerden ayılıp onun olduğu yöne baktım.Aman Tanrım bu da neydi böyle?Sabahın bu saatinde neler yapıyordu bu böyle?üzerinde siyah transparan bir gecelikle geri dönmüştü.

Gözlerimin mora döndüğünden emindim çünkü görüşüm değişmişti.Yan bir gülüşle yanına hızla gidip boynuna küçük küçük öpücükler bıraktım."Hmm.Yaramazlık mı yapmak istiyor benim aşkım?" Kollarımı kılçalarının altına aldım ve kucağıma kaldırdım.Alt dudağına uzandığımda kendini geri çekmişti.Belli ki oyun istiyordu.Onu kacağımda yatağa götürüp sırt üstü yatırdıktan sonra üzerinde yerimi almıştım.Gözleri vücudumun her yerini turluyordu.Kasıklarının üzerinde oturup kollarını başının üstünde kenetledim.Kurtulmaya çalışmıyor,göğsü hızla inip kalkıyordu.Gözlerinin rengi yeşile dönmeye başlamıştı bile.Onu ilk kez böyle bakarken görüyordum.