LOSİNG YOU-Seni Kaybediyorum

Ep29-Bir Avuç Mutluluk

Bir kaç ay sonra

Bu gün benim için çok özeldi çünkü meleğimle uzun zaman sonra yalnız kalacaktım.Yaşadığı kötü zamanları atlatması için uzun bir zaman tanımıştım.Dün gece hastahanedeyken babam bize bir sürprizi olduğunu söylemişti.

Evet dün hastahanedeydik çünkü Kai sonunda doğum yapmıştı.Minicik bir omegası olmuştu ve tıpkı onun gibi esmerdi.Her ne kadar küçük de olsa ten renginden Kai'ye benzeyeceği belliydi.Benzememesini umardım fakat elden birşey gelmezdi.Sonuç olarak kime benzerse benzesin çok tatlıydı.Şimdi bebeği ziyarete gelmiştik ancak Kai sevmemize izin vermiyor,incinecek diye ödü kopuyordu. "Kai,saçmalama ver şunu da sevelim" dedim,fakat hep tereddütlüydü. Chanyeol lafa girdi "Yaa Tanrı aşkına Kai sen kendin bebeksin daha birde bebek doğuruyorsun"

Kardeşi onun gözünde hiçbir zaman büyümüyordu ki.Kai deve gibiydi ancak Chanyeol ona küçük bir çocukmuş gibi davranıyordu.Birden dudaklarını büzüp ağlama moduna girmişti ki,Sehun eşine sarılıp  "Ya üstüne gitmeyin meleğimin,doğuran birinin içgüdülerini anlayamayız" anneme dönüp "Değil mi yengecim?" Diye sordu ve annem de "Elbette siz ne bilirsiniz?" Deyip kızar gibi yaptı.Resmen Kai'nin gönlünü almak bir çocuğunkinden daha kolaydı.Herkes mutlu herşey yolundaydı artık.Odada kahkaha sesleri yankılanırken dikkatimi çeken başka bir şey vardı.

Taehyung köşeye çekilmiş öylece bizi izliyordu.Tuhaf olan şey hepimiz bebek için bu kadar heyecanlıyken o kılını bile kıpırdatmamıştı.Bebekleri çok severdi lakin Kai'nin tavrı onu incitmiş olabilirdi.Sonuç olarak bebeğini yitirmiş yaralı bir omegaydı.Kai'nin yanına adımlayıp kulağına eğildim ve kimsenin farketmeyeceği şekilde "Birazdan Taehyung'u getirdiğim zaman ona izin verir misin" başını kaldırıp Taehyung'un dalgınlığını görmüş ve üzüntüyle "Elbette hyung"dediğinde saçlarından öpüp meleğime doğru adımladım.

"Hayatım!" Biraz ürkütmüştüm sanırım ancak hemen toparlandı "E-fendim" dedi gülümsemeye çalışarak "Hadi gel bebeği sevelim" Kararsızlıkla elimden tutup kalktı "A-ma izin vermiyor ki" dedi güzel dudaklarını bükerek.Şuan müsait olsaydık gül kurusu dudaklarını ısırırdım ancak bütün bunları tatilde doya doya yapacaktım zaten.Lakin doyar mıydım,orası muammaydı işte.

Kai'nin yatağına çöküp bebeği vermesini söyledim.Hiç tereddüt etmeden bebeği uzatıp bana verdi.Bende meleğimin kucağına uzattım.Herkes Kai'nin bu davranışına şaşkınlıkla bakıyordu.Aslında çok da şaşırmamaları gerektiğini düşünüyorum çünkü herkes Kai'nin,Taehyung'a olan hayranlığını biliyordu. Taehyung başta telaşlansa da daha sonra bebeğin-Kai'ye tezat-uslu olmasından faydalanıp biraz sevdi.Ancak birdenbire durgunlaşarak   "Ü-Üzgünüm gitmem gerek" deyip bebeği Kai'ye uzatıp çıktı odadan.Herkes anlamazca bakarken arkasından ben çıktım.Onu bahçede bulduğumda arkası dönüktü.Yanına adımlayıp elimi omzuna attım,ona dokunmamla yüzünü dönüp sıkıca sarıldı ve ağlamaya başladı.Onun neden bu kadar üzgün olduğunun farkındaydım. "Meleğim? Noldu sana?" Sadece burun çekme ve titreme dışında hiç bir ses çıkmıyordu.

Omzumu sırılsıklam eden gözyaşlarının tek bir damlası için dünyayı yakabilirdim.Ancak buna hakkım yoktu.Zamanında bende bu gözyaşlarının sel olmasına sebep olmuştum.Ona daha sıkı sarılıp şakağından öptüm. Farkındaydım.Bir bebeği olsun istiyordu,fakat bu güne kadar hep engel olmuştum.Ben de çok istiyordum bebeğimizin olmasını ancak o zamanki şartlar buna el vermiyordu.Şimdi ise herşey değişmiş yoluna girmişti.Artık ikimizin de çocuk sahibi olmasında bir engel yoktu.

Herkes yemeklerini yedikten sonra oturmuş kahvelerimizi içiyorduk.Hala Kai'nin evindeydik ve yalnız bırakmak istemiyorduk.Şimdi de bir hafta sonra olacak düğünü  konuşuyorduk.Lay ve Suho sonunda evleniyordu.Lay hala konuşamıyordu ancak annemin bu konulardaki fazla bilgisi bizi aydınlatmıştı.Bu tür ruh eşi durumlarında mühürden sonra omeganın konuşma olasılığının yüzde yüz olduğunu söylüyordu.Çünkü açıkçası hiçbirimiz onun konuşabileceğini düşünmemiş ve umudumuzu yitirmiştik.Yarın Lay'in ailesi gelecek ve herşey tamamlanmış olacaktı.