9. Bölüm

516 25 2
                                    


Kumsal

Kahraman'a dün verdiğim kitaba başladı mı diye mesaj atmıştım. Başladığını okurken sıkılmadığını söylediğinde sevinmiştim. Ablam yanıma geldiğinde gülümseyerek bana bakıyordu.

"Ne oldu?"

"Dışarı çıkalım mı?"

"Yorgun değil misin?"

Hastaneden daha sabah gelmişti.

"Hayır."

"İyi hadi çıkalım."

Ablamla hazırlanıp dışarı çıkmıştık. Mağazaları gezip kıyafet deniyorduk, denediklerimizin bazılarını da alıyorduk. Alışveriş işi bittiğinde kahve almış eve doğru yürümeye başlamıştık.

"Sen şu adamla görüşmüyorsun değil mi?"

"Hayır abla."

"Kaç yaşındaydı o adam."

"31."

"6 yaş varmış aranızda,o kadar çok yokmuş."

"Yaş farkını bıraksana sen,artık bir anlamı yok değil mi?"

"Öyle tabi canım."

Sıkıntıyla yan taraftaki çocuk parkına baktım.Aklıma öğrencilerim gelirken onları ne kadar özlediğimi fark ettim.Ablam baktığım yeri görünce durmuş elini omzuma koymuştu.

"Biraz oturmak ister misin?"

"Olur,isterim."

Parka gitmiş banklardan birine oturmuş kahvemi içerken çocukları izliyordum. Çocukları kahkahaları çığlıkları ile gülümsemiştim. Gözlerimde dolmuştu.

" Elif diye öğrencim vardı..."

Aklıma gelen anı ile ablama anlatmaya başlamıştım.

"Annesini kaybetmiş,kendinden küçük üç kardeşi vardı.Kendi bakıyordu onlara,daha sekiz yaşındaydı abla.Evin işleri çocukların bakımı,o küçük bedeni ne kadar çok şey taşıyordu.Elimden bir şey gelmiyordu benim,ne yapabilirdim ki. Ama Elif çok güçlü bir kızdı okuldan asla geri kalmıyordu. Bir iki gün okula gelmedi bende merak ettim gittim evine,babası öldü dedi.Dayanamamış bedeni güçsüz düşmüş ve ben hiçbir şey yapamadım."

Ağlamaya başladığımda ablama sarılmıştım.Önümde küçük bir el ve peçete vardı.Uzatan beş yaşındaki kıza baktım.

"Ağlama."

Peçeteyi alıp gözlerimi burnumu silip küçük kıza baktım.

"Teşekkür ederim."

Küçük kız dediğimle kıkırdamıştı.Annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın elinde tuttuğu küçük oğlanla bize yaklaşıyordu.

"Akşın! Ne yapıyorsun?"

"Abla ağlıyordu anne peçete uzattım."

Kadın gülümseyerek kızının saçını okşamış sonra bize bakmıştı.

"İyi misiniz?"

"İyiyim,teşekkürler."

"Hadi kızım baban almaya gelecek birazdan."

Akşın denen küçük kız bana el salladığında bende el sallamıştım. Akşın tokası yere düşünce eğilip aldım.

"Abla kızın tokası düştü,sen bekle verip geliyorum."

Arkalarından koştum ilerde duruyorlardı,önlerinde araba durmuştu.
Arabadan inen Kahraman'la olduğum yerde kalakaldım. Akşın baba diyerek Kahraman'ın kucağına atlamıştı. Ağlamaya başlarken ağzım açık kalmıştı. Evli miydi ama nasıl, kandırdı beni, oynadı benimle.

Geriye bir adım atıp parka ilerlemeye başladım. Gözümden akan damlayı hızla sildim,elimdeki sarı tokaya baktım,cebime koyup ablamın yanına ilerledim.

•••

Dilhun - Kahraman KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin