22. Bölüm

389 19 0
                                    

Kumsal

Akşam kapı sesi duyduğumda odamdan çıkmamıştım hala. Kahraman'ın sesini duyduğumda ayağa kalktım. Kapımı açıp dışarı baktım. İdris amca ve Sultan hanım içeri giriyordu. Arkalarında ise üç Koçovalı kardeş. Ablam yanıma geldiğinde kaşları havaya kalkmıştı.

"Ellerinde çiçek ve çikolata vardı."

"Yani?"

"Yani gerizekalı seni istemeye geldiler."

Kendi kendime güldüğümde ablam koluma vurup odama sokmuştu beni.

"Sen aklını mı kaçırdı Kumsal, babam kovmaktan beter eder onları."

"Hadi içeri geçelim bizde."

Odamdan çıkıp salona gittim. Bakışlar bana döndüğünde gülümsemiş İdris amcanın yanına ilerledim.

"Hoşgeldiniz İdris amca."

Elini öpmüş yanında oturan Sultan hanıma dönmüştüm.

"Sizde hoşgeldiniz Sultan hanım."

"Hoşbulduk kızım."

Selim,Cumali ve Kahraman'a başımla selam vermiş sandalyeye geçip oturmuştum.

İdris amca babama dönmüştü.

"Nasılsınız Erdem bey?"

Babam suratsız bir şekilde bakmış iç çekmişti.

"Daha iyi zamanlarımız oldu."

Terleyen alnımı silmiş ,elim çenemde babamla anneme bakıyordum. Sultan hanım bana baktığında ona bakmıştım.

"Hadi kızım bize bir kahve yap."

Kafamı sallayıp mutfağa ilerledim. Ablam yanımda tırnaklarını kemirirken arada mutfağın kapısına bakıyordu.

"Babam seni hayatta vermez."

"Biliyorum Kumru sus!"

Kahveler olunca içeri girmiş sırayla dağıtmış yerime oturmuştum. İdris amca kahvesinden bir yudum almış babama bakmıştı.

"Gelme sebebimiz belli Allahın emri peygamberin kavri ile kızın Kumsal'ı oğlumuz Kahraman'a istiyoruz."

Babam samiyetsizlikten uzak bir şekilde gülmüştü.

"Bakın İdris bey ben kızımı yetiştirmek için her gün ölüme gittim. Kızım okusun ayaklarının üstünde dursun, bir gün ben olmadığımda bana ihtiyaçı olmasın, kimseyede muhtaç kalmasın. Şimdi kendi ellerimle kızımı ateşe mi atayım."

"Kızınızı kendi kızımız gibi koruyup kollayacağız. Merak etmeyin."

"Merak etmeyim öyle mi? Güldürmeyin beni Allah aşkına sizin gibi insanları iyi bilirim ben düşmanlarınız çoktur. Kızımın başına bir şey gelmesine izin vermem."

"Düşmanlarımızın olduğu doğrudur ama kadınlarımızın başına bir şey gelmesini izin vermeyiz."

"Ben anlamam beyfendi. Benim size verecek kızım yok."

Babam ayağa kalkıp kapıya gidip ,kapıyı açtı ve beklemeye başladı. Ayağa kalkıp İdris amca ve Sultan hanımın önünde durdum.

"Babam adıma özür dilerim. Kusura bakmayın."

İdris amca elimi omzuma koymuş sıkıp gülümsemişti. Sultan anne yanıma geldi.

"Sen üzme kendini kızım."

Gülümseyip kapıdan çıkmışlardı. Kahraman'a baktığımda birbirimize bakıp mutluluktan uzak bir şekilde gülümsemiştik. Onlarda gittiklerinde babam bir o yana bir bu yana yürümeye başlamış,kendi kendine de söyleniyordu. Babam birden bana dönmüştü.

"Nasıl yüz verdiysen onlara kapıma kadar gelip seni istiyorlar."

"Baba ben Kahraman'ı çok seviyorum izin ver evlenelim."

"KUMSAL! BENİM ONLARA VERECEK KIZIM YOK!"

"Bana neden sormuyorsun istiyor musun istemiyor musun diye."

"Sorarım tabi kızım sorarım. Seçim hakkın olmaz mı? İki seçim hakkın var."

"Nedir?"

"O adamla evlenirsin ama bir daha bizim yüzümüzü göremezsin ,senin gibi bir kızım olmaz artık yada evlenmezsin bizden de  ayrılmazsın. Seçim senin kızım."

•••

Dilhun - Kahraman KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin