36. Bölüm

351 21 0
                                    

Kumsal

Sabah kızlar bağırış sesleriyle uyanmıştım. 13 yaşına gelmişlerdi ve kavgaları çoğalmıştı. Yataktan kalkıp odalarına gittim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde susmuşlardı.

"Ne oluyor yine?"

"Duru yine sabah sabah suyla uyandırdı beni anne."

Duru sabah insanı iken Berrak'ı bıraksan akşama kadar uyurdu.

"Duru ama kaç dedim annecim kardeşini öyle uyandırma."

"Ama anne okula geç kalıcağız."

"Bugün hafta sonu canım."

Duru yalancı bir şaşırmayla aaa demişti. Berrak bu duruma daha da çıldırırken. Duru kahkaha atarak içeri koşmuştu.

"Tamam Berrak sakin ol hazırlan içeri gel. Kahvaltı yapalım."

İçeri girdiğimde Duru mutfağa geçmiş kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Yanına gidip yardım etmeye başladım.

"Duru kardeşini bir daha öyle uyandırma."

"Ama anne normal uyandırdığımda uyanmıyor."

"Uyanır sen biraz sabırsızsın."

Duru bir şey demeden domatesleri kesiyordu. Kahvaltımızı yaptıktan sonra masayı toplamıştık. Kızlar ödevlerini yapmaya başladığında, bende çamaşırları yıkamış. Ütülenecek kıyafetleri ütülemiştim. İşim bitince içeri geçtiğimde kızlar ödevlerini bırakmış aralarında konuşup gülüşüyorlardı.

"Kızlar ödevleriniz bittiyse babaannenize gidelim."

Tamam diyip hazırlanmaya gitmişlerdi. Bende üstümü değiştirmiş. Evden çıkmıştık. Üç sokak aşağıdaki eve yürüme başladık.

Kahraman sabah erkenden babasının yanına pazara gitmişti. Evin önüne geldiğimizde Selim bekliyordu. Buraya geldikten sonra beklemeye başlamıştı. Pişmandı. Üzülüyordum. O eski Selim'i özlemiştim. Kapıyı çaldığımda babam açmıştı.

"Hoşgeldin kızım."

Babama sarılmıştım.

"Hoşbulduk baba."

İçeri girdiğimde kızlar dedelerinin ellerini öpmüştü. Annemin yanına geçip oturdum. Yanağını okşamış elini öpmüştüm.

"Annem, biz geldik."

Kızlar annemin dizlerinin dibine oturmuş ellerinden tutup öpmüşlerdi. Babam ayakkabılarını giyerken yanına gittim.

"Ben gideyim kızım , bir şey olursa ara."

"Tamam baba sen rahat ol. Kahvaltı yaptınız değil mi?"

"Yaptık kızım."

Evden çıktığında bende mutfağa gitmiştim yemek yapmaya. Akşam olduğunda kızlar masada yemeğini yerken bende anneme yemeğini yediriyordum. Annemin ağzını silip suyunu içirttim.

"Doydun mu annem?"

Bir tepki vermezken iç çektim boş tabağı mutfağa götürdüm, kızlar da tabaklarını getirdiğinde yıkayıp kurutmuş yerine kaldırmıştım. Kapı sesi geldiğinde babam ve Kahraman içeri girmişlerdi. Kızlar babalarına sarılırken uzaktan onları izliyordum. Kahraman annenisinin yanına gitmiş biraz konuştuklarında bizde eve gitmiştik.

Yatma zamanı geldiğinde yatağımıza yatmıştık. Kahraman'nın göğsüne uzanmıştım. Kahraman hemen bana sarılıp kendine çekmişti.

"Seni seviyorum Kahraman."

"Bende seni seviyorum boncuğum."

•••

Dilhun - Kahraman KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin