16. Bölüm

466 22 0
                                    


Kumsal

Kahraman beni kardeşleriyle tanıştırdıktan sonra aklımdan Selim çıkmıyordu. Tanıştığımız gün ki gibi değildi. Neden böyle diye merak etmiş onu aramıştım buluşmak için.

Geçen geldiğimiz meyhaneye gelmiştik ,bu sefer içerisi doluydu. Selim'i gördüğümde yanına ilerledim.Masaya oturduktan sonra bir şeyler sipariş etmiştik. Selim rakı doldurduğunda bana bakmıştı.

"İçer misin?"

"Doldur."

Rakılarımı içerken arada yemeklerimizi yiyorduk.

"Eee anlat bakalım Selim bey?"

"Neyi anlatayım yenge?"

"Onu bilmem sen anlatacaksın."

"Anlatacak bir şey yok."

"Hadi lan oradan. Benimle tanıştığınızda neden kendini geri çektin?"

"Hadi ama yenge bu kadar dikkatli olmak zorunda mısın?"

"Eee alışacaksın Selim. Anlat!"

"Ortanca çocuk olmak böyle bir şey. Kimse seni görmez, duymaz,dinlemez..."

Selim önündeki rakısını kafaya dikmişti.

"Sadece bunlar değil tabi. İnsan çocuğuna der mi biz seni aslında istemiyorduk, piyangodan çıktın diye. Benim annem der."

Gözlerinden akan yaşı hızla sildi.

"Baba desen beni bir beceriksiz, zayıf görüyor. Ne yapsam hep bir eksik,olmadı diye bir bahane."

Sessizce karşısında oturmuş Selim'i dinliyordum. Söyledikleri beni çok üzmüştü.

"Selim-"

"Aman yenge bir şey deme. Hem ne diyeceksin? Alıştım ben ,sevgi görmemeye."

"Abilerin?"

"Aman onlarda kendi derdindeler. Beni mi görecekler."

Selim bardağını almış bana uzatmıştı.

"Hadi boşver beni sen anlat."

Bardağımı almış Selim'in bardağına vurmuş, içmiştim.

"Benim anlatacak bir şeyim yok."

"Herkesiz vardır bir anlatacağı."

"Aslında buz paneti kaymayı çok severim. Annem göndermişti küçükken, bende sevmiş yıllarca devam ettim. Hocalarım beni yarışmaya soktu. Türkiye genelinde ikinci oldum. Devam etmek istedim mesleğim bu olsun istedim ama babam istemedi bende sözünden çıkmadım tamam dedim."

Mezelerden birisini ağzıma atmış üstüne rakımı içmiştim.

"Ben hiç babamın sözünden çıkmadım ne istediyse yaptım. Okuyacağım mesleği o seçti. Görüştüğüm arkadaşlarıma kadar karışmışlığı var."

"Yani aile tarafından ikimizde yaralıyız."

"Öyle bir abla var bende düşman başına, onun yüzünden iki defa sinir krizi geçirdim."

Selim dediğime gülmüştü, o gülünce bende gülmüştüm. Kafam güzel olmaya başladığını hissettiğimde kıkırdadım.

"Hadi kalkalım Selim, benim kafa gidiyor."

"Haha yenge kaçmadan yakalayalım."

Selim'in yaptığı espiriyi kahkaha atmaya başlamıştım. Kafam yerinde olsa suratımı buruştururdum.

Selim beni eve bıraktıktan sonra kendimi yatağa atmıştım zaten anında uyumuşum.

•••

Dilhun - Kahraman KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin