18. Bölüm

422 21 1
                                    


Kumsal

"Ne diyorsun Kahraman ,yarın mı?"

"Evet seninle tanışmak istiyorlar."

"Oyy tamam kapatıyorum heyecanımı bastırmam gerekiyor."

Kahraman'ın kahkahaları arasında telefonu kapatmıştım. Ailesiyle tanışacaktım anne, babası ve evdeki geri kalan kişiler. Kardeşleriyle tanışmıştım ama anne ve babası beni geriyordu. Boğazım kuruduğunda mutfağa gidip kendime su doldurdum.

"Kumsal?"

Annemin seslenmesi ile yerimde sıçramıştım.

"Anne korkutun beni."

"Kusura bakma kızım. İyi misin?"

"İyiyim, sen nasılsın?"

"İyiyim kızım. Sende bu aralar bir şey var,konuşalım mı?"

"Bir şeyim yok anne iyiyim."

Annem cevap vermeden odama kaçmıştım. Anneme Kahraman'ı söylesem aynı ablamın tepkisini verecekti. İşler ciddiye biniyordu söylemem gerekecekti ama. Kahraman'ın ailesiyle tanıştıktan sonra söylemeye karar vermiştim.

***

Ertesi gün akşama doğru hazırlanmış ,sokağın başında Kahraman'nı bekliyordum.

Ertesi gün akşama doğru hazırlanmış ,sokağın başında Kahraman'nı bekliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kahraman'nın arabasını gördüğümde ellerim terlemeye başlamıştı. Kahraman arabadan çıkmadan yanındaki koltuğa oturmuştum.

"Boncuğum iyi misin?"

"Heyecanlıyım."

"Heyecanlanma yemezler seni , annemi bilmem ama."

"Kahraman!"

Kahraman güldüğünde ağlayacakmış gibi ona bakıyordum.

"Gözlerin doldu bebeğim sakin ol korkulacak bir şey yok ben senin yanındayım. Hem o it herifte orada bir şey dedirtmez sana."

"İt herif?"

"Yamaç."

Gülmüştüm.

"Hah şöyle gül."

On dakikalık yolun sonuna geldiğimizde. Demir kapının önüne gelmiştik, kapıda duran gençler kapıyı açtığında büyük evin önünde durmuştuk. Arabadan indiğimizde evi incelemeye başladım.

"Eviniz çok güzelmiş."

"Öyle valla."

"Burada mı doğdun?"

"Yok burada Yamaç doğdu, biz mahallede başka bir evde doğduk."

Evin kapısına geldiğimizde terleyen ellerimi pantolonuma sildim. Kapıyı açan genç bir kadındı. Bizi gördüğünde gülümsemiş geçmemiz için çekilmişti.

"Merhaba ben Saadet."

Elini uzattınca tutup sıkmıştım.

"Kumsal bende memnun oldum."

İçeri salona girdiğimizde ilk Cumali abiyi görmüştüm. Önde bekleyen kadın büyük ihtimalle Kahraman'ın annesiydi,arkada duran üç yaşlı adam vardı. Kahraman sırayla annesi Sultan, babası İdris, diğerleri babasının en yakın arkadaşları Paşa (Cihangir) ve Emmi (Mücahit). Sonradan gelen kadın adı Ayşe, Selim'in karısıymış. Çocukları Akın ve Karaca'la da tanışmış. Yemek masasına oturmuştuk. Havadan sudan konuştuğumuzda rahatlamıştım. Sultan hanım yemeğini yerken bana bakmış göz göz gelmiştik,gülümsemiştim.

"Ne iş yapıyorsun?"

"Öğretmenim ama çalışmıyorum."

"Anne? Baban?"

"İkisi de emekli,bir ablam var doktor kendisi."

İdris bey bu sefer soru sorunca ona dönmüştüm.

"Neyden emekliler?"

"Annem emekli öğretmen , babamda emekli asker."

İdris bey Kahraman'a bakınca kafamı eğmiştim. Babalarımızın meslekleri çok tersti ve sıkıntı çıkaracaktı. Onlar tarafından bir sıkıntı olmazsa bile benim babam çıkartacaktı. Yemekten sonra kahve içmiş, tatlı ve çaydan sonra biraz daha oturduktan sonra kalkmıştık. Yolda giderken Kahraman'a dönmüştüm.

"Babalarımızın meslekleri birbirinde ters, İdris amca bir şey demeyebilir ama benim babam sorun çıkartacak Kahraman. Ablamın tepkisini biliyorsun o böyleyken babam.."

"Her şeyin üstesinde geliriz bomcuğum , sıkma o güzel canını."

•••

Dilhun - Kahraman KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin