4. Bölüm

642 30 4
                                    


Kumsal

Hediye yapıldığında evden çıkmış almaya gitmiştim. Aldıktan sonra Kahraman'ı nerede bulacağımı düşündüm. Telefon numarası yoktu. Mahalleye gidebilirdim.

Ellerim cebimde yürümeye başladım. Tanıdık sokakları gördüğüm adımlarımı hızlandırdım. Kahveyi gördüğümde yavaşça yaklaşıp durdum. Kahvenin önünde çocuklar futbol oynuyorlardı. Kahvenin yanında bir aş evi vardı, içerisinde kadınlar dolaşıyordu. Bugün daha hareketliydi buralar.

"Kumsal!"

Kahraman'ın seslenmesi ile ona baktım. Mahalleyi incelemeye dalmıştım.

"Kahraman!"

Yanıma gülümseyerek gelmişti. Bende hala etrafı inceliyordum.

"Beğendin mi?"

"Ne! Neyi?"

Halime güldüğünde bende utanmış kafamı eğmiştim.

"Mahalleyi."

"Ha evet güzel. Daha önce inceleme fırsatım olmamıştı."

"Hadi şöyle yürüyelim."

Eliyle ileri sokağı gösterince oraya doğru yürümeye başladım.

"Ya kusura bakma ben böyle habersiz geldim ama işin var mıydı?"

"Hayır sorun değil,işim de yoktu."

Aklıma hediye gelince olduğum yerde durup çantamdan ince uzun siyah kutuyu çıkartıp Kahraman'a uzattım.

"Bu senin için."

Şaşırmıştı. Elimden kutuyu alıp açtı,içindeki tesbihi çıkartıp incelemeye başladı. Mavi taşları vardı,ucunda da Çukur işareti.

"Çok güzel. Ne gerek vardı?"

"Sen benim hayatımı kurtardın ben o adam yüzünden bir aydır evden dışarı çıkmadım. Şimdi istediğim zaman çıkabiliyorum. Öyle kuru kuru özürle olmazdı."

"Teşekkür ederim."

Gülümseyip omuz silkmiştim. Biraz daha konuşup yürümüştük. Ayrıldığımız vakit geldiğinde telefon numaralarımızı birbirimize vermiştik.

Eve gittiğimde içimin bir tuhaf olduğunu hissediyordum ama mutluydum. Kendi kendime kahkaha atmış şaşkınlıkla elimle ağzımı kapatmıştım. Annemler deli sanacaktı beni,kendine gel Kumsal. 

Kahraman

Kumsal'ın hediyesine bakıp sırıtıyordum. Gözleri gibi mavi taşları vardı. Cumali abim enseme vurunca sinirle ona baktım.

"Tesbihin yeni mi? Güzelmiş,versene bir bakayım."

Elimi kaçırmıştım hemen.

"Hayatta vermem,ben senin bir bakayımlarını biliyorum. Kaç tesbihim geri gelmedi öyle. Senin yüzünden bu çocuk tesbih taşımıyor artık."

En son cümleyi Selim'i işaret ederek söylemiştim. Cumali abim gözlerini devirmiş koltuğa oturmuştu.

"Babaa!"

Akşın kucağıma ağladığında kucağıma alıp yanaklarından öptüm. Daha beş yaşındaydı. Arkasında Acar'da hızla kucağıma atlamıştı,daha üç yaşındaydı o da. İkisini yanaklarında öperken annem yemeğe çağırmıştı.

Evet evliydim ama evlenmek hiç istememiştim. Annem istediği kişiyle yani Nedret'le beni evlendirmiş,istiyor musun diye hiç sormamıştı.

Nedret'in de evlendiğinde beni istediği sanmıyordum.
Eğer birisini seviyor olsaydım hayır derdim keşke Kumsal'la daha önce karşılaşsaydık.

Kumsal ne alaka? Ne oluyor? Tamam güzel kadın mavi gözleri, kahverengi saçları,güldüğünde iki yanağın yanında beliren gamzeleri. Konuştuğunda ellerini kullanması,beni dinlerken elinin çenesinin altına koyup dinlemesi, güldüğü zaman kısılan gözleriyle çok güzeldi. 

Ama ben Kumsal'ı seviyor muydum?

•••

Dilhun - Kahraman KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin