9/ FARKLI HAYATLAR

478 54 2
                                    

~flashback 4~

"Arlet fazlasıyla hırçın bir çocuk. Ben ve diğer kardeşlerim bunun sebebini annesinden ayrılmasına buluyoruz. Elbette davranışlarının geçerli olmasını sağlamaz fakat dünyanın en sevimli çocuğuyken bir anda böyle birine dönüştü. Henüz on üç yaşında, umarım ileride böyle şeyler konuşmayız." Dedi en büyük abla. Bayan Akira onu evine davet etmişti ve Arlet hakkında sorular soruyordu.

"Peki," dedi düşünceli bir şekilde kahvesini yudumlayıp. "Okulda nasıl?"

"İşin bu kısmı biraz karışık," dedi abla "Biliyor musunuz, Arlet birinci sınıfa başladığı sırada öğretmenleri onun sıradan bir çocuk olmadığını söyleyip dördüncü sınıfa yükseltmişlerdi. Zaten ondan sonra da evdeki huzursuzluklar başladı ve Arlet okulda sürekli sorun çıkaran, kavga eden, huysuz birine dönüştü."

Daha söylemediği şeyler de vardı; hırsızlık yapması, öğretmenlerine ağza alınmayacak şeyler söylemesi, bazı çocukları sıkıştırıp taciz etmesi... Elbette bunları Bayan Akira'ya söyleyip onu daha fazla korkutamazdı.

"Şimdi," dedi ablası "En son kayıt olduğu okuldan da atıldı. Hiçbir okul onu istemiyor. Biraz babamın ismi için sabredip daha sonra gerekeni yapıyorlar. Bu gidişle ileriki hayatında ciddi sıkıntılar yaşayacak."

Bayan Akira gerçekten üzülmüştü. Yine de kızının böyle bir çocukla arkadaşlık kurmasına izin veremezdi. Düşüncelere dalmış bir şekilde yerdeki çizgileri izliyordu.

Konuşmanın sonunda başka şeylere de değindiler, fakat onları gizlice dinleyen Lorie çoktan her şeyi duymuştu. Usulca odasına çıktı ve piyano dersi için hazırlandı. Piyano dersinden hemen sonra bale için prova yaptı. Eline aldığı Fransızca bir kitabı okurken aklı sürekli Arlet'teydi. İçeri giren annesi elinde özenle tuttuğu askıları karşı vitrine astı.

"İki hafta sonra kostümlü bir parti var. Bunları giyeceksin."

Lorie bir şey demedi.

"Yarın bale için yeni eğitmeninin geleceğini biliyorsun değil mi? Bu kez daha azimli ol."

Olamam, çünkü bale yapmayı gerçekten sevmiyorum' diyemedi elbette. Sadece kafa salladı. Annesi onu öpüp dışarı çıkmıştı. Okuduğu kitabı elinden bırakan Lorie kendini sırt üstü yatağa attı.

Arlet hiçbir çocukla anlaşamamasına rağmen kendisinden hoşlanıyordu. Bunu bilmek onu mutlu etse de içinden bir ses Arlet'in aynı zamanda kendi yaşamına imrendiğini söylüyordu. Oysa Lorie ne giyeceğine, neyi sevip neyi sevmediğine, hangi yemekleri yemesi gerektiğine, hangi insanlarla görüşeceğine ve hatta ileride ne olması gerektiğine bile kendi başına karar veremeyen bir zavallıydı. Her günü bir diğerinin aynısıydı ve saatler boyu aslında hiç ilgilenmediği şeylere vakit ayırıyordu. Bütün bu zaman boyunca yanında olup ona güç veren tek şey piyanosuydu. Müziğe aşıktı...

"Eminim benim yerimde olamadığın için kızgınsın," dedi sanki Arlet'le konuşuyormuş gibi. "Ama ben de sana kızgınım. Çünkü bambaşka bir hayatın var ve ne istersen onu yapıyorsun. Benim aksime kim bilir ne kadar eğleniyorsun Arlet..."

Saat dokuza geliyordu, yatağa girme vaktiydi. Yorganın altına girip gözlerini kapattı. "İyi geceler Arlet, seni tekrar gördüğümde ismini söylemeyi çok sevdiğimi söylemem gerek. Tabi utanmazsam."

Kıkırdadı ve bu kez gerçekten uyumaya çalıştı.

Sonların Kaçınılmaz GerçekliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin