Dora ve Lorie yaklaşık bir buçuk saatin sonunda hastaneden çıkıyorlardı, Lorie'nin kolu sargılıydı, neyse ki kırılmamıştı. Sessizce arabaya doğru yürümeye başladılar. Lorie Dora'nın onu nasıl kucağında taşıdığını, doktorlara acil müdahale için nasıl ısrar ettiğini, sürekli kendisi ile ilgilendiğini hatırladı. Tüm bu zaman boyunca Dora oldukça tedirgin ve anlayışlı olmuştu.
Lorie ona çok büyük bir teşekkür borçlu olduğunu biliyordu.
"Doktorlar ağrı kesicinin bu gece boyunca etki edeceğini söyledi." Dedi Dora "Yani daha fazla acı çekmeyeceksin. Yarın olunca da, büyük ihtimalle artık ağrımıyor olacak."
Lorie onu dinlerken kafa salladı, konuşmaya başlaması gerektiğini biliyordu.
"Dora," dedi "Teşekkür ederim. Çok yardımın dokundu."
Dora tepkisizdi.
"Ben," dedi Lorie "Şoförün beni alması için evi arayabilirim, bir de eve bırakmakla uğraşma lütfen."
Dora göz devirirken ona döndü. "Kolun bu halde ve aklın hala seni nasıl eve bırakacağımda mı?"
Lorie aklının açık adresini vermiş gibi utandı. Dora böyleydi, biriyle konuştuğunda o kişinin düşünce tarzını çok çabuk çözüyordu.
"Haklısın," dedi Lorie "Sanırım beni eve bırakmana izin vermeliyim."
"İzin aldığımı hatırlamıyorum." Diyen Dora sürücü koltuğuna geçmemiş, Lorie için arabanın kapısını açmıştı. Gülümseyen Lorie içeri girdi. Az sonra Dora da yerini almıştı.
O sırada Dora'nın telefonu çaldı. Telefonu açan Dora konuşmaya başladı. Lorie başta normal bir iş telefonu olduğunu düşünmüştü fakat Dora'nın karşı taraftan sürekli özür dilediğini duyunca dikkat kesildi.
'Üzgünüm, bu akşam olmayacak. Yerime başkasını bulun.' Tarzında cümleler kuruyordu. Az sonra tekrar haberleşeceklerini söyleyip telefonu kapattı.
Lorie sorup sormama konusunda kararsızdı. Sonra kolunun kötü durumda olduğu ve Dora'nın ona bu haldeyken sinirlenemeyeceği geldi.
"Sorun ne?" diye sordu hemen.
Dora derin bir nefes aldı, cevap vermek için uygun kelimeleri arıyordu. "Bu akşam saat ikide uçağım vardı," dedi Dora "Ama ben hazırlık yapmadım."
"Neden?"
Dora sessiz kalmayı tercih ederken Lorie düşündü, 'Neden mi? Çünkü tüm gün sizinle aptal bir alışveriş merkezindeydi, sonra da buz patenine gitti ve seni hastaneye götürmek zorunda kaldı.'
Muhtemelen Dora vakti olmadığı halde onların yanına gelerek biraz zaman ayırmak istemişti fakat işler farklı bir boyut kazanınca hazırlıkları için vakit bulamamıştı. Lorie onun ne kadar sınırlı vakti olduğunu düşününce bugüne vakit ayırması gözünde daha çok değer kazandı. Dora göründüğünden daha hassastı. Fakat neden bugün için bu kadar zahmete girmişti? Ya da kim için?
"Yapılacak hiçbir şey yok mu? Belki hala yetişirsin? Saat dokuza geliyor."
Dora konuştu. "Yetişemem."
"Hiçbir yolu yok mu?" diye ısrar etti Lorie. O bunu söyleyince Dora gözlerini kısarak ona dönmüştü. Lorie nedenini anlamadı, fakat bu bakışta tuhaf bir şeyler sezdi.
"Madem bir yol bulmamı bu kadar istiyorsun." Dedi "Öyleyse bir yol var."
"Nedir?"
"Seni bırakmadan önce benim evime uğrayıp eşyalarımı almam. Eğer seni bırakıp tekrar dönersem bir buçuk saatten fazla kaybederim. Eviniz benimkine ters bir yerde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonların Kaçınılmaz Gerçekliği
Historia Corta"Beni boğacaksın sarı kafa." Dedi Dora, Lorie onu sımsıkı sardığı için sesi boğuktu. "Umurumda değil." Dedi Lorie istifini bozmadan "Eğer istemiyorsan ittir, uzaklaştır. Umurumda değil." Dora bir süre sessiz kalmış, sonunda kollarını Lorie'nin b...