31/ ŞANS KOLYESİ

451 52 3
                                    

Lorie gözlerine inanamıyordu. Sonunda onun gerçekten orada durduğuna ikna olduğunda koşmaya başladı. Düşünmek, herhangi bir şekilde mantığının sesini duymak niyetinde değildi. Koştu ve Dora'nın boynuna atladı. Ona sıkı sıkı sarılırken gitmesinden korkuyor gibi kendine çekiyordu.

"Beni boğacaksın sarı kafa." Dedi Dora, Lorie onu sımsıkı sardığı için sesi boğuktu.

"Umurumda değil." Dedi Lorie istifini bozmadan "Eğer istemiyorsan ittir, uzaklaştır. Umurumda değil."

Dora bir süre sessiz kalmış, sonunda kollarını Lorie'nin beline dolamıştı. "İstiyorum."

Lorie gözlerini kapattı ve kokusunu derince içine çekti. Hayatının en huzurlu anının tadını çıkarıyordu. Dora'nın alışılmış sabun kokusu, beline dolanan güçlü kolları, yüzünü gömdüğü sıcak teni... Hepsi sanki senelerce kavuşmayı beklediği bir hayaldi. Şimdi o hayale sarılmak cennetten bir parça gibiydi.

Bir süre öyle kaldılar. İkisi de ayrılma niyetinde değildi. Sonunda geri çekilmesi gerektiğini hisseden Lorie istemeye istemeye kollarını Dora'dan çekti, omuzlarına dokundu ve tamamen geri çekildi.

"Kazandım," dedi Lorie heyecanla "Başardım, bestemi çok sevdiler."

"Biliyorum," dedi Dora gülümserken. "En başından beri de biliyordum."

"Seni çok bekledim." Dedi Lorie "Nerelerdeydin?"

Dora yeniden ellerini cebine sokarken cevap verdi. "İş için gitmem gerekiyordu, sana söylemiştim."

"Bu kadar uzun süreceğini söylememiştin."

"Çalışma odama girince kendin öğrenmişsindir diye düşünmüştüm." Dedi Dora Lorie'nin orayı karıştırdığı günü hatırlatarak.

Lorie elleriyle yüzünü kapattı. "Bunu yapma! Biliyorum yanlış bir şeydi ama kendime hakim olamadım. Hem o kadar zamandan sonra aklın hala bunda mı? Unut artık, affetmek büyüklüktür. Affet beni."

"Bazen çok konuşuyorsun." Dedi Dora onu izlerken, gülümsemiyordu ama gözlerinin içinde Lorie'nin bu halini seven bir ifade gizliydi.

"Sen de bazen çok kaba oluyorsun. "

"Teveccühünüz." Diyen Dora arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Nereye?" dedi Lorie ona seslenip.

"Gerçekten kalıp yarışmanın sıkıcı kapanışını izlemeyeceksin değil mi?" dedi Dora "Sadece beni takip et. Fazla vaktim yok."

Onu takip eden Lorie sordu. "Ne? Daha yeni geldin, yine nereye gidiyorsun?"

"Eve," dedi Dora "Seninle konuşmak için direkt buraya geldim ve eve uğramadım."

Lorie takip etti, Dora onu okulu bölen büyük caddenin karşısındaki kuğulu göle götürürken güneş batıyordu. Beraber nehri görebilecekleri bir yere oturdular.

"Kolun iyi görünüyor," dedi Dora bileğine bakarak.

"Ah, oldukça iyi. Tıpkı dediğin gibi ertesi gün hiç ağrımadı."

Dora hala bileğine bakıyordu. Lorie onda tatlı bir ilgi sezdi. "Sen neler yaptın?" diye sordu.

"Babamın iflas etmesini sağladım." Dedi Dora. Lorie yanlış duyduğunu sandı. "Ne?" dedi anlamayarak.

"Bir aydır yurt dışındaydım, onun şirketine yatırım yapan tek bir şirket kalmıştı. Temsilcilerle beraber oraya gittik. Bunun içinde olmazsam nasıl 'yaptım' diyebilirdim ki?" Bu kısımda alaylı bir gülüş yerleşti dudaklarına. "Sonucunda," dedi gururla "Elinde kalan tek yatırımcısını da biz kapmış olduk. Ödül üzerine ödül kazanan, yenilikçi ve başarılı bir şirketi kim istemez ki?"

Sonların Kaçınılmaz GerçekliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin