~flashback 7~
Aradan geçen zamandan sonra Lorie 15 yaşındaydı. O günden sonra bir daha hiç görüşmemişti Arlet'le. Zaten Arlet'in ne yaptığına, nerede olduğuna dair kimsenin fikri yoktu. Babaları hala iş ortağıydı ve birbirlerinin evine gidip geliyorlardı. Buna rağmen Arlet ne ortalarda görünmüş, ne de hakkında bilgi edineceği bir konuşmanın içinde yer almıştı. Onu çok uzun zaman sonra ilk kez kendi evlerinde, yemek yerken görecekti.
Davet akşamlarından biriydi. Lorie büyük yemek masasında oturmuş bitmek üzere olan yemeğin tatlısını atıştırıyordu. Büyükler her zamanki gibi kendi meseleleri hakkında konuşuyordu. O gün masada sadece Bay ve Bayan Akira, bir de Bay Schward vardı. Çocuklardan kimse bulunmadığı için Lorie zaten hali hazırda sıkılıyordu. Derken büyük salonundan biri geçti. Lorie bunu belli belirsiz görmüştü fakat Schward masanın en başında oturduğu için girişi net bir şekilde görebiliyordu.
"Arlet!" dedi "Neden bize katılmıyorsun?"
Önce herkes şok oldu, Arlet'in ismini duymak ayrı, babasının onu arlarına davet etmesi ayrı şaşırtıcıydı.
Schward gülümsedi. "Arlet şehir dışından yeni döndü, daha dün." Dedi "İsveç'te Ecole D' Humanite lisesini bitirdi bu süre boyunca."
Bayan Akira o sırada su içiyordu ve su boğazına kaçtı. "Ne?" dedi "O... o lise..." Arlet'i alamayacak kadar prestijli, bu nasıl olur diyecekti fakat Schward ekledi.
"Çok iyi bir lise diyecektiniz sanırım. Bence de öyle. Doğruyu söylemek gerekirse hiçbirimiz Arlet'ten bu başarıyı beklemiyorduk. Ama kendisi bir yıl içinde yaşıtlarıyla olan açığı kapattı. Neyse ki şimdi mezun. Ondan aramıza katılmasını rica edeceğim, belki okul hakkında konuşuruz."
Schward hizmetçiye bir işaret yaptı. "Arlet'i aramıza çağırı mısın?" Sanki Arlet'in hatalarını kapatacak bir telafi sunmaya çalışıyordu. Bunu yaparken koltukları kabarmıştı hatta. Kafasını sallayan kadın yukarı çıkarken Lorie'nin kalbi ağzında atıyordu. Az sonra Arlet salonun girişinde belirdi. Biraz daha uzamış, oldukça zayıflamıştı. Önceden biraz yuvarlak olan haylaz yüzü şimdi zayıf ve durgundu. Belli olmayacak dende küçük bir hareketle selam verdi ve kendine ayrılan sandalyeye oturdu.
"Arlet" dedi bay Akira "Nasılsın? Çok uzun zaman oldu seni görmeyeli?"
Arlet ne yemeğine dokunuyor, ne de cevap veriyordu. Geldiği andan beri kafasını kaldırıp tek bir kişiye bile bakmamıştı. Eğer masadakiler onu tanımıyor olsa, oldukça sessiz ve utangaç biri sanacaklardı.
Onun cevap vermediğini gören babası "O biraz yorgun," dedi "Lütfen siz devam edin."
Tatlısını bitiren Bayan Akira Arlet'in bu kadar gündemde olmasından rahatsızdı, bu yüzden iki elini çenesinin altında birleştirip Lorie'den bahsetmeye başladı. "Arlet de Lorie de aralarında yaş farkı olmasına rağmen üniversite için bir yerler düşünüyor, ne güzel." Dedi. Bunu yaparak Arlet'in yaşıtlarından ne kadar geri kaldığını vurgulamayı planlıyordu fakat ilk kez konuşan Arlet onu yanılttı.
"Hayır," dedi "Ben üniversite düşünmüyorum." Konuşmuştu fakat hala kimseye bakmıyordu. Elleri masa örtüsünün altındaydı. Yemek tabağı kıpırtısız bir şekilde önünde bekliyordu.
"Öyle mi? Üniversite okumadan ne yapabilirsin ki?"
"Onu ileride görürsünüz." Dedi Arlet. İnatla ya da nefretle değil, gayet sakin bir şekilde kendini ifade etmek için söylediği bir şeydi. Fakat masadakiler fazla iddialı buldu.
"Henüz ismini bana da söylemediği bir şirket genç girişimciler için bir proje yürütüyor. Arlet'de oraya seçilen gençlerden. Kendisi ısrar etmeme rağmen üniversite okumayacağını söylüyor, üstelik bir sürü okuldan teklif de aldı. Dediğine göre üniversite okumak saçmalık-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonların Kaçınılmaz Gerçekliği
Short Story"Beni boğacaksın sarı kafa." Dedi Dora, Lorie onu sımsıkı sardığı için sesi boğuktu. "Umurumda değil." Dedi Lorie istifini bozmadan "Eğer istemiyorsan ittir, uzaklaştır. Umurumda değil." Dora bir süre sessiz kalmış, sonunda kollarını Lorie'nin b...