CAM KADIN- MİLYONLUK BEBEK 4. KİTAP

Bölüm 3

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

"Bu kadar sıkılmış görünürsen magazincilere malzeme verirsin"

Caleb, umursamaz bir şekilde omzunu silkti. "Onlara malzeme vermesem de bir yerlerden çıkarırlar" dedi bıkkın bir şekilde. Bütün bir gün boyunca oradan oraya koşturduktan sonra öğleden sonrasını Azrail ile geçirmiş olmak yeterince zordu. Bu kararı kendisi vermişti ama kesinlikle kendi kuyusunu kazmaktan farksızdı.

Skyla ona acıma dolu gözlerle bakıyordu ve bu kesinlikle hoşuna giden bir bakış değildi. Taehan'ın ise nereye kaybolduğu hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Kişisel tercihini Ian'dan yana yapmayı tercih ederdi ancak o burada bile değildi. Yine de hafta başında geri geleceğini söylemişti.

Taehan ile hiçbir zaman çok iyi anlaşamamışlardı. İş arkadaşları olarak birbirlerine güveniyorlardı ancak onun haricinde pek de ortak dil konuştukları söylenemezdi. Buna karşılık eşi gerçekten cana yakın bir kadındı. Skyla, zor bir kadındı ancak herkesle iyi anlaşırdı.

Bu kadının elinde bir beysbol sopasıyla Ian Savage'yi tehdit edişini görmek hoşuna giderdi. Güvenilir kaynaklardan duyduğuna göre Haley Quinn'i kıskandıracak bir manzaraymış. Kendi ufak alışkanlıklarını Lenka'ya da aşılamaya çalışsa da o Ian'ın da etkisiyle silah kullanmakta çok daha iyiydi.

Azrail ailesinin kadınlar konusunda su götürmez bir gerçekliği vardı. Skyla Coldoba ya da Lenka Savage kesinlikle azımsanmayacak kadınlardı ve Azrail'in gözünde çok değerli bir haldeydi. Bunun en baş sebeplerinden biri de Çöl Gülü'ydü. Eğer hayatta olsaydı ve dönmüş olsaydı erkek onu sorgusuz sualsiz kabul ederdi.

Ancak bu kadınlar Caleb'ın saygısını zorla kazanmışlardı. Her biri başlangıçta gözünde birer baş belası olmasına rağmen güçlü olduklarını kanıtlamışlardı ve eşlerini çok seviyorlardı. Her ne kadar Taehan ile anlaşamasa da onun ve Ian'ın da Azrail'e sonsuz bir sadakat duygusu beslediğini biliyordu.

Caleb onlardan farklıydı. Azrail olsun, Taehan olsun, Ian olsun onların hepsi savaşçılardı. Birebir savaş meydanında bulunmaktan çekinmiyorlardı ve her türlü savaşa öncülük ederlerdi. Ancak Caleb savaşta olmaktan hoşlanmıyordu. O bir temizlikçiydi. Onların arkasını temizlemek ve kimsenin bu konuda bir kanıt bulamamasını sağlamak onun işiydi.

Bıkkın bir şekilde kravatını çekiştirdi. Artık gerçekten çok yorulmuştu ve bir an önce eve gidip uyumak istiyordu. Skyla, onun bileğini tuttu. "Çekiştirip durma" dedi uyarır bir tonda.

Erkeğin bakışları bileğine odaklandığında genç kadın yanlış bir hareket yaptığını fark edip hızla geri çekildi. Caleb, sanki bileğinde bir sorun varmış gibi huzursuz bir şekilde kıpırdandı. "Ellerini ne zaman yıkamıştın?" diye sordu bir anda istemsizce.

Onun bakışlarındaki bu acı çeker hal kadının içinden onunla uğraşma isteği yaratıyordu ama bu onun takıntısını zorlayabilirdi. Durdukları yerde ceketini yakmaya çalışmasını istemiyordu. "Birkaç dakika önce" dedi. Durumunu bildiği için sorularında herhangi bir yanlışlık görmüyordu. "Ve kadehimden başka bir şeye dokunmadım"

Şüpheli görünüyordu ama bir şekilde onu rahatlatmıştı. Skyla başını yana eğip kaşlarını kaldırdı. "Kalbimi kırıyorsun, Caleb" dedi gülerek. "Benden hoşlandığını sanıyordum."

"Senden hoşlanıyorum" dedi Caleb sakin bir şekilde. "Ama sen Taehan'a dokunuyorsun. Kendimi kirlenmiş hissediyorum"

"Bununla bir sorunun varsa seni düelloya çağırmak zorundayım"