İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... ELLİ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Sabah yoğunluğu Keith'i okula bırakmak, hızlı bir basın toplantısı ve Bayan Aldrin'i de evine götürdükten sonra bitmişti. Şimdiden öğlene gelmişti saat ve bugünün bitmesine daha çok vardı. Akşam beşte yapılacak toplantı işin en zorlu kısmıydı.
O zamana kadar da Caleb'ın yapması gereken şeyler vardı. Kumarhaneye gidip ofise girdi. Bayan Aldrin'e izin verdiği için gereken şeyleri kendisi bulması gerekiyordu. Bilgisayarından Diesel Spinozza'nın geldiği tarihi öğrenip güvenlik şefini aradı ve o tarihteki güvenlik kamera kayıtlarını istedi. Bu adamın gerçekten burada ne aradıklarına dair bir ipucu bulmaya çalışıyordu.
Kayıtlar geldikten sonra ofisteki büyük ekran televizyona bağladı ve kumandayı eline alıp incelemeye başladı. Diesel ufak bir ekiple gelmişti. Toplamda beş kişiydiler ama silahsız görünüyorlardı. Gerçi bu tehlikeli olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Görünüşte adamlarından bir kaçı slot makinesine gitmişti. Diesel poker masasında dururken iki tanesi de rulete yönelmişti. Oldukça normal görünüyorlardı. Hiçbir sorun yoktu. Dahası eğleniyor gibi bir halleri vardı.
Para mı kaybetmişti acaba? Bu adamın ne kadar para kaybetmesi gerekiyordu ki gelip kendisini tehdit etmesi için? Kumarhanede bir milyon dolar kaybetse yine de onun için kuruş kadar değeri olmazdı.
Biraz ilerletti görüntüleri. Uzun bir süre kumarhanede takılmışlar gibi görünüyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde sorun çıkmaya başlıyordu. Ses olmadığı için tam ne olduğunu anlayamıyordu ama Diesel saat gece üç sıralarında bir şeylere kızıyor ve üst katlardaki ofise yürümeye çalışıyordu. Adamları ona engel olunca daha da sinirleniyor ve işe müdür dâhil oluyordu.
Adam zar zor bir şekilde Diesel'i sakinleştirmeyi başarmış görünüyordu. Telefonu eline alıp müdürü aradı ve yanına çağırdı. Adam şaşırmış gibi görünüyordu. Bunca zaman içinde Caleb onu çok nadir olarak yanına çağırmıştı.
Adam beş dakika içinde kapıyı tıklattı ve içeri girdi. "Bay Sullivan" dedi sakince. "Beni çağırmıştınız"
"Diesel Spinozza" dedi ekranı göstererek başıyla. "Neden sinirlendi? Ne istiyordu?"
Müdür John tedirgin bir şekilde ekrana baktı. O günü hatırlamak için kaşlarını çattı. "Bay Spinozza," dedi en sonunda bir süre bekleyerek. "Üst kata çıkmaya çalışıyordu ama nedenini anlayamamıştık. Birden bire kumarhanenin içinde koşmaya başladı ve üst kata giden merdivenlere doğru gitti. Adamlar onları durdurunca da sinirlendi"
Üst katta kendisi ve Bayan Aldrin dışında kimse yoktu. Neden birden bire üst kata çıkmaya çalışsındı ki? O ana kadar her şey oldukça normal ilerliyordu. "Sebebini söyledi mi?"
Müdür omuz silkti. "Onu benden çaldı" dedi sakince. "Başka bir şey söylemedi"
Onu çalmış mıydı? Neyi? Kimi? Diesel bir şey görmüş olmalıydı o anda. Muhtemelen kendisine ait olduğunu düşündüğü bir şeydi. Ancak Caleb çok net biliyordu ki burada ona ait hiçbir şey yoktu. Hayır, Caleb'da ona ait hiçbir şey olmadığına emindi.
Genç adam başını salladı. Belli ki bu şekilde bir yere varamayacaklardı. Başını salladı. Bu işi toplantıda bitirmekte başka bir şansı olmadığı belli oluyordu. "Teşekkür ederim, Jhon" dedi sakince. "Sen gidebilirsin"
Müdür, başını sallayarak dışarı çıktı. Bugün gerçekten kolay geçmiyordu ama şu yanı iyiydi ki bu sefer kendisine yedek kıyafetlerle dolu bir çanta hazırlamıştı.
Burada daha fazla yapabileceği bir şey olmadığı belli oluyordu. Herhalde Azrail, kendisini birkaç saat öncede görmekte sıkıntı etmezdi. Ceketini alıp hızlı bir şekilde dışarı çıktı ve arabasına gitti.
Tuhaf ama kendisi gibi Taehan ve Ian eşleri Skyla ve Lenka ile oradaydılar. Kapıyı açıp içeri girdi ve onlara baktı. "Bensiz mi başlamıştınız?" derken anlamamış bir şekilde onlara baktı. Neden ondan habersiz bir araya gelmişlerdi ki?
Lenka ayağa kalkarak ona doğru gitti ve erkeğin geri çekilmeye çalışmasını umursamadan erkeğe sarıldı. Erkek acı dolu bir sesle ellerini havaya kaldırdı ve yalvarır bir şekilde Ian'a baktı. "Seni özlemişim" dedi Lenka neşeli bir şekilde.
O annesinin beynini uçurduğundan ve Ian ile Lenka'yı kurtardığından beri genç kadının ona karşı bir sempatisi vardı. Ancak yine de bu şuan Caleb'a yaşattığı eziyeti anlatmıyordu. "Lenks" dedi acı dolu bir şekilde. "Lütfen beni öldür ama daha fazla eziyet etme"
Ian, karısını Caleb'dan çekmeye gidince Taehan, dönüp Azraile baktı. "Bu adam gerçekten sağ kolun mu?" diye sordu inanamaz bir şekilde. "İşkence etmek için bıçağa bile gerek yok. Üzerine çamur atsak yeterli"
Onunla çalışmak gerçekten zordu ancak Caleb zannedildiği kadar zayıf değildi. Sadece... Onun... Zihni... Farklı... Çalışıyordu... Bunu kavradıktan sonra her şey daha kolay ve katlanılır oluyordu. Azrail'de başlarda Taehan gibi düşünüyordu doğrusu. Ancak Caleb'ın olağanüstü bir yeteneği vardı ve bunu yok saymak aptallıktı.
Bir şekilde Çöl Gülü, onun içindeki mücevheri görmüştü...
"İçinden canavar çıktığını gördüğünde düşünmen gereken tek şey benden mi yoksa ondan mı daha çok korkman gerektiği" diye mırıldandı Azrail dalgın bir şekilde. "O noktaya geldiğinde Caleb'ı seçmeni tavsiye ederim."
Daha önce kimseyi övdüğünü görmemişti. Aralarındaki en yeni eleman olabilirdi ama tarzında bunun olmadığını fark edecek kadar zaman geçirmişti. Taehan şaşkın bir şekilde Skyla'ya baktı. Onunda en az kendisi kadar şaşırdığını görebiliyordu.
Belli ki Caleb, Lenka'dan düşündüğünden daha az tiksiniyordu ya da şuanda bunu önemsemiyordu çünkü üstünü çırpmakla yetinip yerine oturdu. "Herkesin burada ne işi var?" derken yüzü artık ciddileşmişti.
Ian ve Lenka onun yanındaki koltuklara dizildiler. "Annemin modaeviyle ilgili konuşuyorduk" dedi. "Ayrıca Skyla'da bana bu konuda yardımcı olmak istiyor."
Skyla heyecanla ileri atıldı. "Bence Alcott moda devam etmeli" dedi. "Her ne kadar bir paravan olarak kullanılsa da o iyi isim yapmış bir firma." Gerçekten çok heyecanlı görünüyordu. Direk Lenka'ya bakıyordu.
Bu kadınlar gerçekten tehlikeli olabilirlerdi ama bu kadar iyi yalan söyleyemezlerdi. Azrail, sadece dinleyici gibi görünüyordu. Konu tamamen Lenka ve Skyla arasındaydı ve tabi ki Ian ve Taehan konunun tamamen dışındaydılar. Onlar yeni mekânlar ve silah satışları ile ilgili konuşuyordu.
Caleb merak içinde saatine baktı. Hala bir saat var gibi görünüyordu. Gözlerini Azrail'e dikti. Maskesinin altında açıkta olan dudakları alaycı bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Kontrolünü kaybetme lüksünün olmadığı bir gündü. Geri kalan her şeyi bir kenara bırakıp olması gereken kişi olmalıydı.
Erkek derin bir nefes alıp verdi. Bundan nefret ediyordu ama söz konusu durumda zayıflık göstermek ölümcül olabilirdi. Yavaşça ellerini kaldırdı ve eldivenlerini yavaş bir şekilde çıkarıp önünde duran sehpanın üzerine attı. Onun bu yaptığı harekete karşılık Ian ve Azrail gülümserken Taehan, Skyla ve Lenka şaşırmışlardı. Ortalığı bir sessizlik kaplamıştı.
Caleb, iki eliyle saçlarını geri itti ve gözlerini açıp sakin bir şekilde geri yaslandı. Ellerini sandalyenin kollarına dayadı ve bacak bacak üzerine atarak gülümsedi.
Gözlerindeki bakışlar, duruşuyla ve yüzündeki ifadesiyle tamamen başka biri gibi görünüyordu.
O anda hizmetlilerden biri içeri girdi. "Efendim, Bay Spinozza teşrif ettiler"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAM KADIN- MİLYONLUK BEBEK 4. KİTAP
ActionCALEB SULLİVAN, MİZOFOBİ YANİ MİKROP FOBİSİ OLAN GÜÇLÜ, SAĞ DUYUSU YÜKSEK VE ZEKİ BİR KUMARHANE PATRONUDUR. NORMAL ŞARTLARDA BAĞLI OLDUĞU GRUBUN TEMİZLİKÇİLİĞİNİ YAPAR. PİSLİĞİ TEMİZLEMEK VE ARKALARINI TOPLAMAK ONUN İŞİDİR. UZUN ZAMANDIR YANINDA ÇAL...