HAZIR YAZARINIZ AŞK ACISI ÇEKİYORKEN ONU MUTLU ETMEK ADINA GÜZEL YORUMLAR YAPAR MISINIZ? GERÇEKTEN KAFAMIN DAĞILMASI İÇİN SÖYLÜYORUM BUNU... SONUÇTA BİR YAZARIN OKURLARINDAN BAŞKA SIĞINACAĞI KİMİ VAR Kİ? :) ELLİ YORUMU OKUMAK İÇİN HEYECANLA BEKLİYORUM...
Bu çok yorucuydu. Eleanor, durumu bu zamana kadar yalnızca tahmin edebilirdi. Ancak şimdi durumu gerçekten çok daha iyi anlıyordu. Bay Sullivan'ın temizlik anlayışı tamamen imkânsızdı.
Dün gece iyi uyuyamamış olmalarına rağmen sabah erkenden kalkmışlardı. Her ne kadar ikisi de bir an önce otelden çıkıp işleri halletmek istemelerine rağmen Keith'in yedi yaşında bir çocuk olduğu gerçeği suratlara tokat gibi çarpıyordu. Onu doyurmadan herhangi bir yere gitmek mümkün değildi. Sonrasında da Eleanor'un bütün itirazlarına rağmen oğlunu Ian ve Lenka Savage'nin evine bırakmışlardı.
Tam emin olamıyordu ama Keith'i onlara bırakırken yüzünde hain bir sırıtış gördüğüne emindi. Neden bilmiyordu doğrusu. Çünkü Lenka Savage, Keith'i gördüğünde çok heyecanlanmış gibiydi. Ian Savage ise... Tamam, o kadar da heyecanlı değil gibiydi.
Bay Sullivan'ın evine gittiklerinde cam parçalarının temizlenmiş olduğunu gördü. Dağınıklığın büyük bir kısmı kalkmıştı ve Eleanor'un evindeki eşyalar kurulanmış haliyle orada öylece duruyordu. Hala baya dağınık ve kirli bir hali vardı.
"Tekrar yatmaya gitmeden önce Azrail'i aradım" dedi Caleb sakince. Bir yandan da üzerindeki ceketi ve kravatı çıkardı. Yatak odasına gidip temizlik için giyinmesi gerekiyordu. Ayrıca aynı kıyafetleri ardı ardına iki gün giyince artık üzerinden çıkaramayacakmış gibi hissediyordu.
Azrail, Çöl Gülü'ne ait bir telefon numarasına karşılık elindeki bütün adam desteğini harcamaktan çekinmemişti. Gözleri büyük salonda gezindi ve koltuğun üzerine bırakılmış çantayı buldu. "Bayan Aldrin" dedi sakince. "Sizin için zahmet olmazsa telefon numarasını bana verir misiniz?"
Eleanor kaşlarını kaldırarak ona baktı. Elbette ki bir başkasının çantasını karıştıracak biri değildi. Alt dudağını ısırdı hafifçe. Ona telefon numarasını vermesi gerektiğinden emin değildi. O tek sefer kullanabileceği bir kozdu ve kesinlikle bir gün ihtiyacı olabilirdi.
"İkileminizi anlıyorum ama bu konuda bana güvenmek durumundasınız" dedi Caleb sakince. "O numara karşılığında çok büyük bir koruma ordusu satın aldım"
Hiçbirini göremiyor olması tuhaftı. Merakla başını çevirip camlı duvarlardan dışarı baktı. Ağaçlarla ve göl manzarasıyla çevrili olan alanda herhangi birini göremiyordu. Gerçi Bay Sullivan'ın en büyük şansı olduğu da bir gerçekti.
Çöl Gülü, karşılıksız iş yapacak biri değildi ve geçen sefer şansına onu kurtarmayı başarmıştı ancak bu sefer ona verebileceği bir şey yoktu. Çok büyük paralara çalışan bir kadındı o.
Çantayı eline alıp cüzdanını karıştırdı ve eski kâğıt parçasını ona doğru uzattı. Caleb, bu el yazısını nerede görse tanırdı. Eğik ve son derece zarifti. Ne yazık ki tarzı yazısı kadar naif değildi.
Telefonunu çıkarıp bir numara tuşladı ve çaldırıp kapattı. Elenanor'un göremediği adamlardan biri anında kapının önünde belirdi. Caleb numarayı ona verdikten sonra kapıyı kapattı. "Tatmin oldunuz mu?"
Korkutucuydu ama belli ki bir süre buna alışması gerekiyordu. Genç kadın başını salladı sakince. "Çantaları ve eşyaları nereye kaldırmalıyım?"
"Daha önceden Keith'in uyuduğu odayı sizin için ayırdım" dedi Caleb sakince. "Orası geniş ve rahat. Eğer istersen ikiniz için ayrı oda seçebilirsin"
Hayır, böylesi daha iyiydi. Bir an önce temizliği bitirip oğlunu almak istiyordu. Ona bir süre okula gidemeyeceğini söylemenin uygun bir yol var mıydı acaba?
"Bayan Aldrin, üstünüzü değiştin. Uzun bir gün olacak"
Hiç şüphesiz yoktu. Onu yukarı çıkarken izledi. Tuhaf bir şekilde adamın bu durumdan hiç rahatsız olmadığı belli oluyordu. Bir şekilde alışkın olmalıydı. Genç kadın valizlerine doğru gitti. Bu evin işini gerçekten bugün bitirebileceklerine hiç inanmıyordu.
Saatler sonunda artık tamamen emin olmuştu. Bay Sullivan temizlik konusunda kesinlikle tatmin olmuyordu. Temizlikçilerin neden bu kadar isyan ettiklerini anlıyordu. Temizlik yaparken tamamen kendisinden geçiyordu her seferinde. Biraz obsesif bir görüntüydü doğrusu.
İşleri bittiğinde saat gece yarısına yaklaşıyordu ve Eleanor'un hareket edecek gücü kalmamıştı. Bir yerde Bayan Savage'yi arayıp bu gece Keith'i misafir edip edemeyeceklerini sormuştu. Lenka Savage bundan kesinlikle çok memnun olmuştu ama arka taraftan Ian Savage'nin homurdanmalarını duyabiliyordu. Durumdan kesinlikle memnun olmamıştı.
Bu saatten sonra yapabileceği tek şey duş alıp uyumaktı. Daha fazla ovalama, silme ya da fırçalama yapabilecek gücü kalmamıştı. Yığıldığı koltuk şuan o kadar rahat geliyordu ki kalkacak gücü kalmamıştı.
Caleb muhtemelen bu kadını ilk defa bu kadar yorulmuş görüyordu. İyi iş çıkardığını söylemek güzeldi. Onun gece yarılarına kadar ayakta kaldığını ve kumarhanenin içinde oradan buraya koşturduğunu görmüştü ama yorulduğunu hiç görmemişti.
Bir şekilde başladığı işi bitirmek zorunda hissediyordu kendisini belli ki. Oturduğu yerde uyuyakalmıştı. Ona bakarken elinde olmadan gülümsedi. Saçları topladığı tokadan kurtulmuş ve biraz dağılmıştı. Üzerinde şu evindeyken giydiği eski krem rengi örgü desenli uzun kazak vardı.
Sıradan bir insandı. Hiçbir korkusu yoktu. Bunun ne kadar özel olduğunu Caleb'dan başka kimse anlayamazdı. Mizofobi ile uzun zamandır yaşıyordu. Sıradan sayılabilecek bir çocukluk geçirmesine rağmen. Duş almadan uyuyamıyordu çünkü kafasında dönüp duran şey sadece mikroplar oluyordu. Banyo küveti hariç hiçbir yerde böyle uyuyakaldığı olmamıştı.
Böylesi bir rahatlığı kıskanıyordu doğrusu. Yavaşça doğrulup ayağa kalktı. Genç kadını uyandırmamaya çalışarak dikkatli bir şekilde onu kucağına aldı ve üst kata taşımaya başladı. Göründüğünden daha hafifti ve kesinlikle çok derin uyuyordu.
Tuhaf ama bu kadına dokunmak ya da onun kendisine dokunması Caleb'ı hiç rahatsız etmiyordu. Geçen zaman içinde onun titiz bir kadın olduğunu fark etmişti.
Onlar için ayırdığı odanın kapısını açtı. Çift kişilik yatağa doğru gidip nazikçe onu yatırdı ve üzerini örttü. Genç kadın hafif bir ses çıkarıp döndü. Caleb hafifçe gülümsedi. Daha önce evinde kimse kalmamıştı. Tuhaf ama yalnız olmamak hoş bir duyguydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAM KADIN- MİLYONLUK BEBEK 4. KİTAP
ActionCALEB SULLİVAN, MİZOFOBİ YANİ MİKROP FOBİSİ OLAN GÜÇLÜ, SAĞ DUYUSU YÜKSEK VE ZEKİ BİR KUMARHANE PATRONUDUR. NORMAL ŞARTLARDA BAĞLI OLDUĞU GRUBUN TEMİZLİKÇİLİĞİNİ YAPAR. PİSLİĞİ TEMİZLEMEK VE ARKALARINI TOPLAMAK ONUN İŞİDİR. UZUN ZAMANDIR YANINDA ÇAL...