BİR GÜN DE 100 YORUM GELİRSE TABİ Kİ BEN HEMEN BÖLÜM KOYARIM ARKADAŞLAR... İYİ OKUMALAR YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... ELLİ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Ah, kafası gerçekten yerinde değildi. Bir kadınla Fransız öpücüğünü paylaşmak hayatında yapmadığı bir şeydi. Bu tarz cinsellik işlerini belli kurallar çerçevesinde yapmayı tercih ederdi. Daha önce hiç bu kadar spontane gelişen bir şey yaşamamıştı daha önce. İşin daha ilginç olan tarafı o kadar sarhoştu ki umursayacak gücü yoktu.
Kollarındaki kadını yavaşça yatağa bıraktı ve üzerine uzandı. Kazağının sünmüş eteğini bacaklarını okşayarak yukarı doğru sıyırdı. Genç kadının elleri omuzlarında ve sırtında geziniyordu. Normal şartlarda bundan rahatsız olurdu. Partnerlerinin kendisine dokunmasından hoşlanmazdı.
Çok güzel kokuyordu. Tatlı ve yoğundu. Bal gibiydi. Tadı Caleb'ın aklını başından alıyordu. Dudaklarını ondan çekemiyordu. Daha önce denemediği için mi bu kadar kendisinden geçiyordu? O yoğun şarabın tadı kadının dudaklarındaydı hala.
Bu kazaktan kurtulması gerekiyordu bir an önce. Az önce son derece tatlı bulduğu şey şuan kendisine engel oluyordu. O kadar sertleşmişti ki eşofmanını çıkarırsa bu iş biterdi direk. Hızlı bir şekilde doğruldu ve kadını kucağına çekti. O kazağı eteklerinden tutup çıkardı ve bir kenara attı.
Tamam, bu işi daha da zorlaştırırdı. Onunla kesinlikle o kazak içinde sevişmeliydi. Kazağın altındaki vücudu süt beyazı renkteydi. Altında sadece külotu vardı ve dolgun göğüsleri gözlerinin önünde duruyordu.
Doğum yapmış olmak ya da çocuk emzirmek onu daha da güzelleştirmişti. Göğüsleri dolgun ve ağırdı. Ellerinden taşıyordu. Uçları emilmek istercesine dışarı çıkmıştı. Dümdüz beyaz karnı ve yuvarlak kalçaları hemen elinin altındaydı.
Ne kadar zaman olmuştu? Bir kadınla birlikte olmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki Caleb bütün direncini ortaya koymak zorundaydı. Elleri aşağı indi ve küçük pembe renkli külotu tutup çekti. İncecik kumaş anında yırtıldı ve kazağın yanındaki yerine aldı.
Tertemiz ve pürüzsüz teni elleri altındaydı. O kadar yumuşaktı ki kendini bir an önce onun içine gömmek istiyordu.
Eleanor, kollarını ileri uzattı ve erkeğin yanağına dokundu. "Caleb" diye fısıldadı.
İlk defa adını kullanıyordu. Tuhaf ve sıcak hissettiriyordu. Caleb için bu iş bir ihtiyaç mevzusuydu ama genellikle kendisini en başından kirli hissederdi. Genelde her şeyden ve herkesten geri çekilmesinin nedeni de buydu? Kirli olan bu dünya değildi. Kirli olan Caleb'dı ve dokunduğu şeyleri de kirletiyordu. Ona doğru uzandığı anda kadını da kirletmiş olmalıydı ancak yatağında uzanan kadın tertemiz görünüyordu.
Saçları yastığına dağılmıştı. Gözleri tutkuyla ağırlaşmış, yüzü pembe, dudakları şişmiş ve kıpkırmızıydı. Onun adını sayıklıyordu ve kendisine çağırıyordu. Daha önce bu kadar yoğun bir şey yaşamamıştı. Çünkü hiçbir kadınla bu kadar rahat ve doğal bir şekilde hareket etmemişti.
Eleanor, yavaşça doğruldu ve erkeğin yüzünü elleri arasına aldı. Erkek başını eğerek onun omzuna dayadı. Kadına dokunmamak için kendisini zor tutuyor gibi görünüyordu. "Eğer istersen banyoya gidebiliriz" diye fısıldadı erkeğe.
Hayır, buna gerek yoktu. Erkek yüzünü onun boynuna gömdü ve kokusunu içine çekti. Yavaşça kollarını onun bedenine sardı. "Çok uzun zaman oldu" diye fısıldadı kulağına doğru. "Ve sen çok güzelsin. Kendimi tutmakta zorlanıyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAM KADIN- MİLYONLUK BEBEK 4. KİTAP
ActionCALEB SULLİVAN, MİZOFOBİ YANİ MİKROP FOBİSİ OLAN GÜÇLÜ, SAĞ DUYUSU YÜKSEK VE ZEKİ BİR KUMARHANE PATRONUDUR. NORMAL ŞARTLARDA BAĞLI OLDUĞU GRUBUN TEMİZLİKÇİLİĞİNİ YAPAR. PİSLİĞİ TEMİZLEMEK VE ARKALARINI TOPLAMAK ONUN İŞİDİR. UZUN ZAMANDIR YANINDA ÇAL...