Bölüm 8

1.2K 215 52
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... ELLİ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Erken gelmesi şaşılacak bir durum değildi. Bir orduyla gelmesi de öyle. Sonuç olarak deplasmanda dövüşecekti. Bu yüzden Azrail ona nezaket gösterdi. En azından iyi niyetlerinin bir göstergesi olarak adamlarının kalenin içinde konumlanmasına izin verdi.

Spinozza yanında beş askeriyle birlikte içeri girdiğinde Azrail ve Caleb harici herkes ayağa kalktı. Onlar bu görüşmenin dışında yer aldıkları için geri çekildiler. Skyla ve Taehan, Caleb'ın arkasında ayakta durmaya başlarken Lenka ve Ian, Azrail'in arkasında durdular.

Diesel Spinozza, öfkeli bir şekilde ve hiçbir görgü kuralını önemsemeden masanın üzerine bir silah bıraktı ve her ikisini de görebileceği tekli bir koltuğa geçti. Ardından da Caleb'a baktı. "Getirdin mi?"

Neyi getirmesi gerektiği hakkında en ufak bir fikri bile yokken ne yapabilirdi ki? Erkek kaşlarını kaldırıp başını iki yana salladı. Tabi ki hiçbir şey getirmemişti. Kendisi ve silahları dışında.

"O zaman bu saçma konuşmanın anlamı yok" dedi ve Diesel ayağa kalkarak.

Azrail, hafifçe güldü. Yanına gelmeden önce yürek yemiş olmalıydı bu adam. "Bu görüşmeyi adamımla değil benimle yapacaksınız, Bay Spinozza" dedi en sonunda. "Söz konusu kişi benim sağ kolum. Neler olup bittiğini bilmek istiyorum. Onu tehdit etmek demek beni tehdit etmek demektir"

Diesel, bir süre ona baktı ardından alaycı bir şekilde güldü. "Sağ kolun bir hırsız" dedi. "Kendisine yeni bir tane bulmalısın"

Tanrı aşkına, Caleb gözlerini devirdi. Gerçekten ne çaldığı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Başını kaldırıp erkeğe baktı. "Otur, Spinozza" dedi en sonunda sert bir şekilde. Artık nezaketi bir kenara bırakmıştı. Onunla eşitti gibi konuşuyordu. "İnsanlar dil sahibiler. Konuşarak dertlerimizi anlatabiliyoruz"

Belli ki bu medeniyet saçmalıklarını umursamıyordu Diesel. Ancak yine de az önce kalktığı yere oturdu tekrar. Bacaklarını önündeki sehpaya dayadı. "İçecek bir şey vermezseniz misafirperverliğinizi sorgularım" dedi alaycı bir sesle.

Muhtemelen alkollü bir şeylerden bahsediyordu ama böyle ciddi durumlarda Azrail konuşmalarını alkol eşliğinde yapmazdı. Bunu çok iyi bilen adamları Diesel'e kahve getirdiler. Adam eline tutuşturulan fincana baktı ardından öfkeli bir şekilde fincanı Caleb'a doğru attı.

Erkek yavaşça başını yana eğdi ve fincanlar kafasının yanından geçip gitti. Taehan, Skyla'yı ani bir hareketle geri çektiği için kimseye zarar vermeden fincanlar duvara çarpıp kırıldı.

Azrail'in gözlerinde öfkeli bir ışık parladığını gördü Caleb. Kendi adamlarına zarar verilmesine dayanamazdı. Hafifçe gülümsedi. Bu adam ergenlikteki bir çocuktan daha mantıklı hareket edemiyordu. Başını çevirip Diesel'e baktı. "Eee, senden ne çaldığıma inanıyorsun?" diye sordu.

"Karımı"

O kadar şaşırmıştı ki bir an öylece kaldı. Gözleri Ian'a dikildi. Adam duyduğu cevap karşısında o kadar şaşırmıştı ki gülmemek için kendisini zor tutuyor gibi görünüyordu. Bu lafı Skyla'dan önceki Taehan'a ya da Lenka'dan önceki Ian'a söylese çok mantıklı gelebilirdi. Ancak Caleb için...

Azrail'in herhangi bir derdi yoktu adamın cevabı karşısında kahkahasını gizleyemedi. Adamlarının cinsel ya da aşk hayatlarını takip etme gibi bir durumu yoktu ama Caleb'ın durumunu bilen biri herhangi birinin karısıyla birlikte olamayacağını bilirdi. "Bay Spinozza" dedi başını iki yana sallayarak. "Gerçekten ciddi bir durum olduğunu sanmıştım. Oldukça güzeldi"

Ancak Diesel'in yüzü oldukça ciddiydi. Hiç durumunu bozmamıştı. "O adam benim karımı çaldı" dedi ciddi bir şekilde. "Üç yıldır onu arıyordum ve senin kumarhanende buldum. Bunu nasıl açıklıyorsun?"

Diesel Spinozza'nın evli olduğunu bile bilmiyordu. Genç yaşta bir hata yapmıştı herhalde. Kadına çok acıyordu doğrusu. Böyle bir adamla evli olmak cehennemdeki zebanilerle evli olmaktan farksız olamazdı. "Orası bir kumarhane, Spinozza" dedi Caleb. Gerçekten onu ciddiye aldığı için kendisini aptal gibi hissediyordu. "Eğlenmeye ve biraz para harcamaya gelmiş olamaz mı?"

Anlamamazlıktan gelmesi mi yoksa gerçekten anlamaması mı onu daha çok kızdırmıştı bilmiyordu ama Diesel öfkeyle ayağa kalkıp silahını Caleb'a çevirdi. Ian, Lenka, Skyla ve Taehan'da ona karşılık verdi. Bir an da herkes silahlarıyla ayaklanmıştı. Bir tek Caleb ve Azrail yerinden kıpırdamamıştı.

Bu saçmalıklardan artık sıkılmaya başlamıştı. Öyle görünmeyebilirdi ancak sabır konusunda başarılı olduğu söylenemezdi. Yan gözle Diesel'e baktı. Erkek gözlerindeki öfkeyi görmüş olmalıydı ki tedirgin bir şekilde kıpırdandı ama silahını kaldırmadı. "Benim Eleanor'um seni kumarhanendi. Senin odana girdiğini gördüm"

Eleanor mu? Caleb, gözlerini sımsıkı kapadı. Çok nadir şaşırırdı. Bir şeyleri hatırlamak konusunda kendisine güvenirdi. Son üç yıl boyunca kadına yalnızca soyadıyla hitap etmiş olsa da elbette ki çalışanlarının isimlerini çok iyi bilirdi.

Azrail'in şüpheli bakışlarına karşı gözlerini açtı. "Eleanor Aldrin'den mi bahsediyorsun, Spinozza?" diye sordu en sonunda.

"Eleanor Spinozza" diye düzeltti adamı. "Evet, o benim karım"

O kadın tanıdığı ve saygı duyduğu nadir insanlardan biriydi. Hiç şüphesiz ki keskin zekâsı göz ardı edilmemeliydi. O kadın böyle bir aptallığı yapmazdı. Gerçi kimse mükemmel değildi. Kadının yirmi yedi yaşında olduğu ve yedi yaşında bir oğlu olduğu düşünülünce gençlik aptallığı olduğu belli oluyordu.

Dün gece kriz yöneten ve son üç yıldır her gün onun işleriyle uğraşan kadından bahsediyordu. Gerçekten şanssız olmalıydı. O kadın muhteşem bir sekreterdi. Onu kaybetmek canını çok sıkardı. Ancak İtalyan ile savaş söz konusu olduğunda kadının bir değeri kalmıyordu.

Kaldı ki bütün gece sessiz sedasız oturmayı seçmişti. Ona bu durumdan bahsetmesi gerekirdi. Yardım isteseydi belki yardımcı olabilirdi. Ancak artık bu durum söz konusu değildi. Azrail'i ve onu büyük bir sıkıntıya sokardı bu durum.

Gözlerini karşısına dikti. Kadını tanıyor oluşu diğerlerini şaşırtmışlardı. Azrail'in şüpheli bakışları üzerine dikilmişti. "O kadın reşit bir kadın" dedi en sonunda. Bu işin kendisine bulaşmasını istemiyordu. Azrail son kararı ona bırakmış olmasaydı lafa girerdi. "Senden kaçınıyorsa bu benim derdim değil. Ancak şunu söyleyebilirim ki Eleanor Aldrin ile herhangi özel bir ilişkim yok"

Diesel şüpheli bir şekilde ona baktı ama geri çekildi ve silahını indirdi. "O" dedi en sonunda. "Yanlış anladığı için kaçtı ama oğlumu ve onu geri alacağım" dedi ve arkasını dönüp çıktı. Adamları da onu takip edip odayı terk ettiler.

Herkes ellerindeki silahları geri yerlerine sokarken şüpheli ve meraklı gözlerle ona bakıyorlardı. Azrail, başını yana eğip çenesini eline yasladı. "Söylemek istediğin bir şey var mı?" diye sordu alaycı bir sesle.

Caleb, masanın üzerindeki eldivenlerini geri aldı veayağa kalktı. "Sekreterimle görüşmem gerek" dedi ve hızlı bir şekilde odadan çıktı. 

CAM KADIN- MİLYONLUK BEBEK 4. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin