[9]

2.5K 181 55
                                    


WhatsApp


Çınar: Gökdeniz, ne yaptın?

Çınar: Hallettin mi?

Gökdeniz: Evet çok sağ ol.

Gökdeniz: Sen de olmasan Özde ile aram açılacaktı.

Gökdeniz: İlişkimi kurtardın. Dile benden ne dilersen.

Çınar: Abartma bir şey bile yapmadım.

Gökdeniz: Olsun ben yine de seni yemeğe çıkaracağım.

Gökdeniz: Hem geçen gün sen ödemiştin bu sefer de ben ödeyeceğim.

Çınar: Pekala sen nasıl istersen.

Gökdeniz: Anlaştık o halde.

Çınar: Fotoğraf makinemi de getiririm belki fotoğrafını çekerim.

Gökdeniz: Tamam ona göre hazırlanırım.

Çınar: Anlaştık.

***

Çınar'ın arabasına bindiğimde içerideki koku hoşuma gitmişti. Tekrar kokuyu içime çektim. Hafif bir parfüm kokusuydu tam sevdiğim şekildeydi. Çınar'a sormak istemiştim ama çekindiğim için soramadım.

"Ee söyle bakalım nereye götüreceksin beni?" diye sordu.

Düşünmemiştim o yüzden aklıma gelen ilk yeri söyledim. "Sen sahile sür, orada bir restoran var orada yiyebiliriz." Çınar dediğim yere sürmeye başladı.

Evim sahile fazla uzak değildi araba ile en fazla yirmi dakikaydı. "İçer miyiz bu akşam?" diye sordu Çınar.

"Hayır demem ama araba kullanacaksın sen o yüzden içmesek iyi olur." dedim.

"Taksi tutarız?" diyerek tamam dememi ister gibi bakmaya başladı. Bakışları... Şu an o kadar güzel bakıyordu ki hem sevimli hem de çekici... Neler söylüyorum ben! Başımı iki yana sallayarak dikkatimi dağıtmaya çalıştım.

"Tamam, olur." dedikten sonra yola bakmaya başladım. Daha fazla yüzüne bakarsam beni yanlış anlayabilirdi.  Hava daha yeni yeni kararıyordu. Gün batımının rengini her zaman daha çok sevmişimdir.

"O zaman içkiler benden." dediğinde ufak bir sinirle ona baktım. Tamam zengin olabilirdi ama sürekli her şeyi onun ısmarlamasına izin veremezdim. Ne de olsa bu gece onu dışarı çıkaran bendim.

"Hayır olmaz. Bu gece her şeyi ben ödeyeceğim." dedikten sonra itiraz edeceğini anlayınca tekrar söze girdim. "İtiraz istemiyorum." dedim aynı onun geçen gün bana yaptığı gibi.

Direksiyonu çevirip bakışları yoldayken gülümsedi. Lanet olsun gülüşü çok güzeldi ve ben neden her gülümsediğinde ona bakakalıyordum?

"Tamam kızma, sen ne istersen o olsun." diyerek elinin birini havaya kaldırdı. Araba kullanırken çok dikkatliydi. Gerekmedikçe gözünü yoldan ayırmıyordu. Gerçektende dediği gibi o olay onu baya etkilemiş.

Sahile geldiğimizde üç restoran yan yana sıralıydı. Arabayı park ettiğinde arabadan indim. "Hangisine giriyoruz?" diyerek arabasını kilitleyip yanıma geldi.

"Üçüde güzel ama ortadakinin yemeklerini daha çok seviyorum. Eminim sen de seversin." diyerek önden yürümeye başladım. Restorana girdiğimizde sahili gören masalardan birine oturduk.

Garson siparişlerimizi aldıktan sonra Çınar'a bir soru yönelttim. "Daha önce buraya geldin mi?"

Önce başını hayır anlamında salladı sonra da "Burayı çok görüyordum geçtiğim zamanlarda ama hiç fırsat olmadı." dedi.

Siparişlerimiz geldiğinde garson beyaz şarabı kadehlerimize doldurup gitti. "Peki sen buraya çok geliyor musun ?" diye sordu şarabından bir yudum alarak.

"Pek sayılmaz. Birkaç kez arkadaşlarımla geldim. Bir kere de Özde'yi getirmiştim o kadar." dedim sonra da yemeğime gömüldüm.

Çınar'ın güldüğünü görünce başımı kaldırıp neye güldüğüne baktım. "Yemek ile aşk yaşaman hoşuma gitti." diyerek beni aydınlattı. Ben de gülümseyip dik oturdum. 'Yalnız değilsin Gökdeniz!' diyerek kendimi uyardım. Evde olsaydım yemek ile büyük bir aşk yaşayabilirdim ama patronumun önünde kibar olmalıydım.

Tam bir şey söyleyeceğim sırada masamıza gelen  esmer bir kız ile sustum. "Çınar sen de mi buradaydın?" diye sordu tiz bir sesiyle. Yok şu an hayaleti ile konuşuyorsun.

Çınar ayağa kalkıp ona uzatılmış, adını bilmediğim kızın elini tuttu. "Uzun zamandır görüşemedik, nasılsın?" diye sordu kız.

"İyiyim, sen nasılsın?" diye sorduğunda Çınar'ın yüz ifadesinde hiç memnun olmayan bir ifade vardı. Şimdi daha çok merak ettimiştim kızı.

"İyiyim ben de." kız bakışlarını bana çevirdiğinde başıyla selam verdi sonra tekrar Çınar'a döndü. Galiba Çınar'dan hoşlanıyordu. Çünkü resmen gözleri parıldıyordu. "Bize katılmak ister misin?" diye sordu arka taraftan bir masayı göstererek.

"Başka zaman, size afiyet olsun," dedi gülümseyerek. Kız başını sallayıp veda ettikten sonra yanımızdan gitti.

Çınar yerine oturduğunda merakıma yenik düşüp kızın kim olduğunu sordum. "Belki inanmayacaksın ama hatırlamıyorum," dedi. Gülmemi tutamayıp kahkaha attım. Çınar da benimle beraber gülmeye başladı.

"Ama kız güzeldi," dedim.

"Büyük ihtimalle gece kulüplerinde tanıştığım kızlardan birisi."

"Hareketli bir hayatın varmış," dedim gülümseyip şarabımdan bir yudum daha aldım. İçimde tuhaf bir his vardı.

"Gökdeniz," dediğinde ona baktım. "Yavaş iç çarpmasın." kadehime baktığımda neredeyse bitmiş olduğunu gördüm.

"Çarpmaz ya," dedim. Umarım çarpmazdı. Eve sarhoş gitmek ya da Çınar'ın başına dert olmak istemiyordum.

Gece 11'e kadar oturmuştuk sonra da taksi tutup ilk beni bırakmış sonra da gitmişti. Kafam hafif iyiydi ama sarhoş değildim. Tek sorun anahtar deliğini zor bulmamdı. Onun dışında turp gibiydim.

✖✖✖

Öncelikle özür dilerim 2 bölüm atacağım demiştim ama bazı sorunlardan dolayı bölümü yazamadım.

Bu sözümü telafi edeceğim bu yüzden gece bir bölüm daha atacağım. Oy ve yorumları unutmayın seviliyoraunuz.

-Birkan

Yeni Yıldız [Yarı Texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin