Medyadaki Çınar.
Çınar ile beraber karakolun önüne geldiğimizde arabadan hızlıca inerek içeriye koştum. Koşarken girişteki insanlara çarpmıştım ama özür dilemek şu an aklıma gelecek son şeylerden biriydi.
Koridorda diz çökmüş, başını ellerinin arasına almış bir şekilde Bora'yı gördüm. Yanına gittiğimde diz çökerek "Bora, iyi misin?" diye sordum.
Başını kaldırdığında yaşlı gözlerini silerek cevap verdi. "Gökdeniz... Berk'i içeriye aldılar." Kelimeler boğazından zorlukla çıkıyordu.
"Tamam, korkma. Çıkartacağız onu ama ilk önce ne oldu onu anlat." diyerek omzundan tutup ovdum.
"Okul arkadaşları evde parti veriyorlarmış, benden izin isteyince kıramayıp izin verdim. Lanet olsun keşke izin vermeseydim!" diyerek elleriyle başına vurmaya başladı.
Ellerini tutarak kendisine vurmasını engelledim. "Çok içince kavga çıkmış. Çocuğun biri de bıçak çekince bizim salak bıçağı nasıl aldı elinden bilmiyorum yanlışlıkla... çocuğun karnına saplamış."
"Çocuğun durumu nasılmış?" diye sordu Çınar.
Bora gözyaşlarını silerek Çınar'a cevap verdi. "En son yoğun bakımına almışlardı ondan sonra haberim yok."
"Tamam sen şimdi sakin oluyorsun, yardım edeceğiz biz. Annenler biliyor mu?" diye sordum.
"Hayır, daha haberleri yok." dediğinde Çınar'a baktım. Durum gerçekten vahimdi. Bildiğim kadarıyla ailesi katı biriydi. Öğrendikleri zaman kesin Bora'nın üzerine geleceklerdi.
Çınar, "Şöyle yapalım, ben şimdi avukat arkadaşımı arayacağım o gelene kadar kimseye bir şey söylemeyin. O gelince bakarız bir çaresine." diyerek cebinden telefonu çıkartıp birini aradı.
Bora ağlayarak "Hepsi benim yüzünden oldu! 18 yaşına girdi diye bir şey olmaz diye düşünmüştüm." dedi.
"Saçmalama, sen nereden bilecektin." diyerek destek olmaya çalıştım ama gözyaşları durmuyordu. Kolumu omzuna atıp kendime çekerek başını kollarımın arasına alarak göğsüme çektim.
Bora'yı sakinleştirmem baya zaman almıştı. O zaman içinde Çınar'ın bahsettiği avukatta gelmişti. Ama avukatı gördüğümde şaşkınlıkla dudaklarımın arasından bir 'ha' çıkmıştı. Çünkü bahsettiği avukat Özgür'dü.
Özgür'ün de mimikleri değişirken beni gördüğü için şaşırdığını anlamıştım. "Gökdeniz?" diyerek yanımıza geldi.
"Senin gelmen sürpriz oldu."
"Seni burada görmek de bana sürpriz oldu," diyerek gülümsedi. "Çınar aradığı zaman bir şeyler bahsetti ama tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Bana kısaca anlatır mısınız?" dediğinde bildiklerimizi Özgür'e anlattık.
Bora, "Çocuğun durumunu bilmiyoruz. İyiyse de büyük ihtimalle şikayetçi olur." dedi.
"Ben elimden geleni yapacağım. Ama şikayetçi olmaması için bir şeyler yapmamız gerekiyor."
Çınar, "O zaman şöyle yapalım," dediğinde hepimiz ona baktık. "Ben ve Gökdeniz hastaneye gidelim. Hem çocuğun durumunu öğreniriz hem de şikayetçi olmamaları için bir şeyler yaparız."
Başımı sallayarak Çınar'ı onayladım. "Evet burada boş durmaktansa bunu halletmeye çalışalım."
Bora kısık sesle "Teşekkür ederim... hepinize." diyerek gülümsemeye çalıştı.
***
Çınar'a "Sence ikna edebilir miyiz?" diye sordum. İçimde kötü bir his vardı. Hastaneye gelene kadar çocuğun durumunun iyi olması için dua etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Yıldız [Yarı Texting]
NouvellesÇınarArslan: Merhabalar, rahatsız ediyorsam affınıza sığınıyorum. ÇınarArslan: Profilinize biraz baktımda size bir teklifte bulunmak istiyorum. ÇınarArslan: Eğer kabul ederseniz ücret konusunda da anlaşacağımıza eminim. GökdenizSoylu: Bakın eğer s...