[48]

340 16 1
                                    

Finale Son 2 Bölüm!

Çınar'dan devam

Antalya'ya sonunda varmıştım. Gökdeniz'in attığı konumla beraber hemen bir taksiye atladım ve ona kavuşmak için sabırsızlıkla beklemeye başladım. Dakikalar sanki çok yavaş ilerliyordu. Bir an önce ona kavuşmam gerekiyor ve ona kendimi affettirmeliydim.

Ben böyle bir hatayı nasıl yapabilmiştim aklım almıyordu. O şerefsizin yüzünden neredeyse Gökdeniz'i kaybedecektim. Son görüşmemizden sonra bana öyle saçma sapan mesajlar atmıştı ki bir an tereddüt etmiştim. Etmemem gerekiyordu çünkü söz konusu Gökdeniz'di.

Gökdeniz bana asla ihanet etmezdi. Sevgilime güveniyordum. Ama aptallık edip bütün her şeyi mahvetmiştim. Gökdeniz'i geri kazanabilmek için her şeyi yapardım ve yapacaktım da.

Stresten dolayı ayaklarım titriyordu bu yüzden taksicinin bakışlarını sürekli üzerimde hissediyordum. Ama buna rağmen bakışlarımı camdan ayırmadım. Yarım saat oldu ya da olmadı emin değilim taksicinin "Burası," demesiyle cebimden 200₺ çıkarıp uzattım.

"Üzeri kalsın," diyerek taksiden indim. Biraz da para üstünü vermesini bekleyemezdim. Apartmanın önüne geldiğimde hangi zil olduğunu unutmuştum. Telefonumu çıkarıp attığı mesajla öğrenip zile bastım.

Kapı açıldığında koşarak merdivenleri çıktım. 4. kata çıktığımda Gökdeniz karşımdaydı. Nefes nefeseyken hızla kucağıma alıp kapıyı ayağımla kapattım. Bir daha bırakmamak üzere sımsıkı sarıldım. Gökdeniz kıkırdayarak sarılmama karşılık verdi. "Bu kadar özleyeceğini düşünmedim." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Seni düşünmediğim tek bir an bile olmadı, ne demek düşünmedim." Özlediğim kokusunu ciğerlerime doldururcasına kokusunu içime çektim.

Gökdeniz, "Biraz daha sıkı sarılırsan kolların arasında ezileceğim." Canını yaktığımı düşünüp hemen kollarımı ayırdım. Göz göze geldiğimizde ikimizde gülümsedik. Parmaklarını yüzümde gezdirmeye başladığında söze girdi. "Sakalların uzamış," başımı sallamakla yetindim. Gökdeniz gittiğinden beri kendime baktığımı söyleyemem. Doğru dürüst hiçbir şey yememiştim. Özgür'ün zorlamaları sayesinde mideme bir şeyler girmişti.

"Gökdeniz çok özür dilerim, o gün sana söylediklerim o kadar saçmaydı ki hepsini düşünmeden söyledim. Seni çok kırdım biliyorum. Telefonlarımı açmamakta haklıydın. Beni affetmeyecek olursan yine haklısın derim ama sensiz bir hayat düşünemiyorum." Göz yaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başlarken elimin tersiyle sildim. "Renksiz hayatıma sen renk kattın. Tekrar renksiz bir hayat istemiyorum. Sen benim geleceğimsin. Bu söylediğim şeyin asla işle alakası yok. Geleceğimsin çünkü sen benim yuvamsın..."

Gökdeniz'in de gözleri dolmaya başlamıştı. Tekrar kendime çekip gözlerine buse kondurdum. Onun ağlamasına dayanamam. "Sana söz veriyorum bir daha bu gözler benim yüzümden yaşarmayacak." Saçlarını okşayıp başını göğsüme yasladım.

"Sana güvenmek istiyorum."

"Güven çünkü güvenini boşa çıkarmayacağım. Bu bana büyük bir ders oldu..."

***

Salondaki üçlü koltuğa uzanmış üzerime de Gökdeniz'i uzandırmıştım. Parmaklarımı saçlarında gezdirirken, "Uykumu getirdin," demesiyle kıkırdadım. Saçlarına uzun bir buse kondurup geri çekildim.

Yeni Yıldız [Yarı Texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin