[45]

764 60 12
                                    

Medyadaki; Bora.

***

Çınar: Gökdeniz, aramalarıma neden cevap vermiyorsun?

Çınar: Aç konuşalım, senden çok özür dilerim lütfen yavrum. (13:32)

Çınar: Pekâlâ sen açmazsan ben gelirim. (14:16)

Mesajı okuyup ofladım. Ona olan kırgınlığım hâlâ geçmemişti. Eğer gelirse büyük ihtimalle affederdim o yüzden ceketimi alıp odadan çıktım. "Ben çıkıyorum," Mutfakta yemek hazırlayan anneme seslenip evden çıktım.

Kulaklığımı takıp müzik açtım. Adımlarımı Bora'nın evine gitmek için adımladım. En azından onunla dertleşirken kafam dağılabilirdi. Evde olup olmadığını bilmediğim için önce arayıp evde olup olmadığını öğrendim. Evde olduğunu söylediğinde rahtladım çünkü başka gidecek yerim yoktu. Bana en yakın oturan Bora'ydı. Sadece üç sokak ötede oturuyordu.

Bora'ya geldiğimde direkt odasına geçip oturduk. Bora, "Anlat bakalım sarışın, neden bu kadar üzgünsün?" diyerek konuya girdi. Genelde bana hep bu kelimeyi kullanırdı ama birkaç aydır sarışın demediği için farklı hissettirmişti.

"Çınar ile ilk kavgamızı ettik."

Başını sallayarak "Olur öyle şeyler, biz Özgür'le tartışmadan uyumuyoruz." diyerek sırttı.

"O konuya girdiğin iyi oldu. Siz nasıl sevgili oldunuz? Özgür'ün hislerini biliyordum ama senin bu kadar hızlı hilerine karşılık vereceğini düşünmemiştim." 

"Kanka çocuğun o kadar güzel gülümsemesi var ki bir şey hissetmemek elde değil. Miami'de de birazcık yakınlaşında deneyelim dedik." Bakışları parmaklarına kayarken devam etti. "Ona aşık mısın diye sorarsan değilim... Ondan hoşlanıyorum ama belki zamanla aşıkta olabilirim ya da olmam, zaman gösterecek."

Elimi omzuna atarak sıktım. "Özgür iyi biri bence olursun," dedim. Olmasını gerçekten çok istiyordum. İyi bir ikili oldular bu ilişki devam etmezse çok üzülürdüm.

"Ya bir gün başka bir kızdan hoşlanırsam? Bundan çok korkuyorum Gökdeniz."

"Bence bunları düşünme. Heteroseksüel ilişkilerinde nasılsan bu ilişkinde de aynı davran. Çünkü aralarında hiçbir fark yok. Dideme olan aşkından biliyorum, sen sevdiğin zaman güzel seviyorsun." dediğimde yüzünü buruşturdu.

"Bana o kızdan bahsetme lütfen." diyerek başını ve ellerini salladı.

"Sadece örnek onu verebilirdim sorry ama haklıyım."

"Evet haklısın ama en aptal olduğum dönemimdi. Kız beni elinde oynattı, ben de aşık olduğum için sesimi çıkarmadım." O zamanları hatırlayınca kahkaha attım. "Gülme Gökdeniz!" Uyarısıyla ellerimi açarak teslim olup sustum.

"Kızla her buluştuğumuzda akşam kendi ellerimle sevgilisinin evine bırakıyordum." diyerek elleriyle yüzünü kapattı.

Gülmemi engelleyemedim. "Ama haberin yoktu kanka."

"Ne fark eder anlamam gerekirdi. Gerçi şüpheleniyordum ama kendime yediremedim."

"Aman salla en azından ders edindin." diyerek destek çıktım. Lise zamanlarında kendi yaptığım hataları saysam bitmezdi. İyi tarafından baktığımda hepsinden bir ders çıkarmıştım. O zamanki ben ve şu anki ben arasında uçurum kadar fark vardı.

"Doğru diyorsun. Bu arada Özgür'de çok çapkınmış... Beni aldatırsa yemin ederim onu çıktığı yere geri sokarım!"

"Çınar bana onun değiştiğini söylemişti. O da beklemiyormuş ama sana körkütük aşıkmış." dediğimde Bora'nın gözleri parladı. İnkar etse de o da ona aşık oluyordu.

"Başka ne dedi?"

"Başka bir şey demedi." Bu konuşmayı yaptığımız günü hatırladığımda yüzüm düştü. O gün çok mutluyduk şu an bulunacağımız halden habersiz.

Bora, "Siz neden tartıştınız?" diye sordu.

Özet geçerek her şeyi anlatmaya başladım. "Lise zamanlarımda biriyle çıkmıştım. O da sonra kısacası beni terk etti. Adı Tolga'ydı. Çınar'ı bulup yanında foto model olarak işe girdi. Beni sürekli rahatsız etmeye başlamıştı. Ben de salak gibi Çınar'a anlatmadım. Geçen gün her şeyi açıkladım o da Tolga ile yüzleşmeye gitti. Tolga'da beni geri istediği için Çınar'a saçma sapan şeyler anlatmış." Anlatırken bile sinir vücudumu sarıyordu. Derin bir nefes alıp devam ettim. "Çınar'da ona inanıp bana hesap sordu."

"Çok saçma! Dediği gibi olsa neden Çınar'a anlatasın ki."

"Değil mi?!"

"Bence enişte sinirine yenik düşmüş. Yoksa o da buna inanıcak birisi değil." Ben de öyle düşünmüştüm ama inanmıştı. Telefonuma gelen mesajla bakışlarım telefonuma kaydı. Mesaj Çınar'dandı.

Çınar: Evine geldim annen dışarı çıktığını söyledi.

Çınar: Neredesin Gökdeniz?

Mesajı bildirim panelinden okuyup sildim. "Cevap versene merak etmiştir." diyen Bora'ya omzumu salladım.

"Merak etsin... Hatta sürünsün." diyerek ayağa kalktım. Camdan dışarıya bakmaya başladığımda Bora'nın telefonu çaldı. Bora'ya dönüp "Kim arıyor?" diye sordum.

"Bilmiyorum. Sonu 16 12." Çınar'ın numarasıydı! Tam açma diyecekken Bora aramayı cevaplayıp kulağına götürdü. "Alo... Çınar sen miydin, hayır rahatsız etmedin..." ellerimle ve dudaklarımı oynatarak burada olmadığımı anlatmaya başladım. "Gökdeniz mi? Hayır burada değil bir şey mi oldu?"
Sesini duymak için Bora'ya yaklaşıp kulağımı telefona yaklaştırdım. Beni merak ettiği sesinden anlaşılıyordu. "Tamam haber alırsam seni ararım." diyerek telefonu kapattı. "Adamın meraktan sesi titriyordu Gökdeniz!"

"Bana ne. En azından bana güvenmeyi öğrenir." Dışarı umursamaz davranıp içimde ona koşmak isteyen bir ben vardı. Pişman olduğundan emindim ama hemen affedemezdim. Bu yüzden Çınar'dan kaçabildiğim kadar kaçmaya çalışacağım. "İzmir'e gideceğim."

"Ne?!"

"Çınar ile yüzleşmek istemiyorum. Burada kalırsam da en kısa 1-2 güne karşılaşırız. Bu yüzden en iyisi buradan uzaklaşmak." deyip telefondan bugüne bilet araştırmaya başladım.

"Buna ne gerek var? Çık karşısına düzgünce oturup konuşun."

"Yalnız kalmaya ihtiyacım var Bora." dediğimde anlayışla karşılayıp başını salladı. Biraz kafa dinlemem lazımdı. En doğru yerde İzmir'deki evimizdi. Bakalım bu kısa ayrılık bize ne getirecekti...

🌚🌚🌚

Yeni bölüm hakkında düşüncelerinizi belirtirseniz beni mutlu edersiniz. 🤍

-Birkan

Yeni Yıldız [Yarı Texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin